Elektrik Mühendisleri Odası 64 Yaşında

İlk genel kurulunu 26 Aralık 1954 tarihinde gerçekleştiren Elektrik Mühendisleri Odası (EMO)'nın 64. kuruluş yılına ulaştığı, EMO'nun Anayasa’nın verdiği yetkiyle meslek alanlarının düzenlenmesi, denetlenmesi ve kamu yararının gözetilmesi; meslektaşlarlarının sicillerinin tutulması ve meslektaşlar arasında dayanışmayı sağlama konusunda görev yaptığının belirtildiği açıklaması şöyle devam etti;

"Elektrik, elektronik, kontrol ve biyomedikal mühendislerinin meslek örgütü olan EMO tüm toplumu ve ülkenin gelişmesini ilgilendiren alanları bünyesinde barındırmaktadır. Tüm çalışmalarında ülke, meslek ve meslektaş sorunlarından hareketi kendisine temel ilke edinen EMO gücünü sadece üyesinden almaktadır. EMO bünyesinde 10 ayrı mühendislik unvanı, 89 farklı iş alanı bulunmakta olup; 14 şube ve 112 temsilciliğimiz ile 70 bini aşkın üyeye ulaşmıştır. EMO, mesleki alanlarımıza ilişkin sorunları, görüş ve önerilerini kamuoyuna bilimin yön göstericiliğinde sunmaktadır. Mesleki alanlarımızla ilgili dergi ve kitap gibi yayınlar çıkartıyor; kongre ve sempozyumlar düzenliyor; üyelerimize yönelik meslek içi sürekli eğitimler gerçekleştiriyoruz.

Kamu ve halkımızın ortak yararının "bilim ve aklın egemenliğinden" geçtiğini biliyoruz
EMO ayrıca bilimsel ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda meslek alanlarındaki iş tanımlarına yönelik değerlendirmeler yapmakta, gerekli güncellemelerin mevzuata ve uygulama alanlarına yansımasını sağlamaya çalışmaktadır. Mesleki faaliyet alanları ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunların dışında değildir. Hem mesleki alanlarımızda hizmet üreten meslektaşlarımızın, hem de bu hizmetlerden yararlanan kamu ve halkımızın ortak yararının "bilim ve aklın egemenliğinden" geçtiğini biliyoruz. Ancak bilimin rehberliğinde teknolojik gelişme, ilerleme ve kalkınmanın sağlanabilmesi için öncelikle "özgür, demokratik ve barış içinde bir toplumda yaşama ihtiyacı" vardır. Ne yazık ki en ufak muhalif sesin susturulduğu, bilimsel düşüncenin yok sayılarak, geri yapılanmaların ortaya çıkarıldığı; eğitimin laiklikten uzaklaştırıldığı günümüz Türkiye’sinde bu ihtiyacın karşılanabilmesi mümkün görünmemektedir. Bu çerçevede EMO olarak öncelikle "demokrasi ve özgürlük" talep ediyoruz.

Meslek alanlarımızda gelişim sağlanabilmesi için eğitim büyük önem taşımaktadır. Ülkenin ihtiyacı ve planlama ilkesi gözetilmeden siyasi kaygılarla sürekli yeni üniversiteler açılması, mühendislik uygulamalarında da gerilemelere neden olmaktadır. Unutulmamalıdır ki yılda kaç mühendisin mezun olduğu değil, ne kadar iyi mühendis yetiştirildiği önemlidir. Dolayısıyla ülkenin kalkınması, dışa bağımlı ekonomiden kurtulması ve istihdamın artırılması için daha ilkokul seviyesinden başlayarak eğitimin kalitesi artırılmalı ve mutlaka bilimsel, bağımsız ve özerk bir üniversite yapısı kurulmalıdır.

EMO olarak enerjiden elektrikli ulaşım sistemlerine, iletişim teknolojilerinden elektromanyetik alanlara, asansöre, yangın ve parlayıcı/patlayıcı maddelere dek uzanan tüm alanlarımızda can yakıcı sorunlara karşı kamuoyunu bilinçlendirme çalışmalarına devam ediyoruz. Mesleki alanlarımızla ilgili kamu yararına aykırı düzenlemelere ve uygulamalara karşı hem hukuki hem de demokratik platformlarda gerekli uyarıları yapıp, itirazlarda bulunuyoruz. Ne yazık ki bugün mesleki alanlarımız rant odaklı yaklaşımlara teslim edilmekte, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamaları sınır tanımadan sürdürülmektedir. Türk Telekom’un özelleştirilmesi, yıllardır her platformda özelleştirmenin yanlışlığı ve bir ülkenin Telekom altyapısının stratejik açıdan şirketlere devredilemeyecek denli önemli olduğunu anlatmaya çalışan EMO’nun haklılığını bir kez daha ortaya koymuştur. Gelinen noktada kamu yararını esas alan politikalarla Türk Telekom’da özerk bir yapılanmaya gidilmesi ve tekrar kamulaştırmanın değerlendirilmesi gerektiği ortadadır.

"Mühendislere yönelik istihdam planlaması yapılmalı ve stratejik planlamaya gidilmelidir"
Türkiye’nin yaşadığı krizden meslektaşlarımız da doğrudan etkilenmekte, işsizlik tehdidiyle dayatılan düşük ücretler, esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına maruz kalmaktadırlar. Acilen mühendislere yönelik istihdam planlaması yapılmalı ve katma değeri yüksek teknolojik ürünler alanında gelişme sağlamak üzere stratejik planlamaya gidilmelidir. Türkiye’nin ekonomik krizden çıkabilmesi, kalkınması, gelişmesi ve teknolojiyi tüketen değil üreten bir yapıya kavuşabilmesi için zaten sınırlı olan kaynakların etkin ve verimli şekilde kullanılmasını sağlayacak bir ekonomik sistemin kurulması zorunludur.

EMO, 64 yıldır olduğu gibi bugün de, mühendislik mesleği, kamu yararı ve ülkemizin gelişimi için her platformda çalışmalarına devam etmektedir. Bu süreçte kilometre taşlarını birlikte ördüğümüz ancak artık aramızda olmayan değerli mücadele arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Kurulduğu 1954 yılından bu yana onurlu çizgisinden ödün vermeyen; mühendislik mesleğinin gelişimi ve bilimin kamu yararına kullanılmasında öncülük yapan EMO, önümüzdeki yıllarda da TMMOB ve bağlı odaları ile birlikte ilkeli yürüyüşüne ve dik duruşuna devam edecektir.