Türkiye’nin en eski paslanmaz çelik üretim ve tasarım firmalarından EVİMETAL, 18. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir'de duş kanalları, lineer yer süzgeçleri, dekoratif ve teknik profilleri, paslanmaz radyatör ve havlupan ürün gruplarını yapı profesyonellerinin beğenisine sundu. 1967 yılından bu yana paslanmaz çelik üzerine çalışan firma, İstanbul Hadımköy’de yeni taşındığı ve 11 bin metrekarelik kapalı alan üzerine kurulu fabrikasında üretim yapıyor. Bugün 2 bin 400’e yakın ürün çeşidine ulaşan firma, ürünlerinin tamamında paslanmaz çelik kullanıyor. Yurtdışında da 18 ülkeye ihracat yapan EVİMETAL’de ikinci kuşağı temsil eden S. Fatih Altunç, yapi.com.tr’nin sorularını yanıtladı:
EVİMETAL’i sektörde farklı yapan nedir?
Sektördeki benzer firmalardan farkımız, ürünlerimizin tamamen paslanmaz çelik olması. Paslanmaz çelik ürünler, sadece Türkiye’de değil dünyada da yeni gelişen bir trend. Ürünlerimizin yüzde 60’ını yurtdışı pazarlara gönderiyoruz. Almanya’da iki distribütörle çalışıyoruz; Bu pazarlarda sadece kendi markamız olarak yer almıyoruz; önde gelen Yurtiçi ve Yurt dışı birçok firmanın da tedarikçisiyiz. Kendi markamızla ise 55 noktadan tüketicilere ulaşıyoruz.
Ekonomide bir yavaşlama, daralma olduğunu düşünüyor musunuz?
Bildiğiniz gibi 2012’nin özellikle 6. ayından bu yana bir durgunluk söz konusu. Ama buna rağmen biz şu an için 2012 hedeflerimizi tutturmuş durumdayız. Kentsel dönüşüm çalışmalarıyla birlikte, özellikle İstanbul’da bir daralma olmayacağını düşünüyoruz. Yapı sektörü, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin de lokomotifi; bu anlamda ülke ekonomisini de belirleyen bir sektör. Bu nedenle bir sıkıntı, bir daralma olacağını düşünmüyorum. Ben, 2013’ün de en az 2012 kadar iyi geçeceğini düşünüyorum.
Üretici firmalar durgunluğu aşmak için ne gibi önlemler almalı?
Bir üretici olarak bence burada yapılması gereken, firmaların ihracata yönelmesi. Bunu yaparken de sadece Avrupa gibi bir pazara değil, farklı pazarlara ürün satmaya çalışmak önemli. Biz, üçü yurtdışında olmak üzere, senede ortalama altı fuara katılıyoruz. Firmalarımızın, tasarıma önem vererek ve bu doğrultuda ürünler geliştirerek; sektördeki trendleri çok iyi takip edip, belli bir noktadan sonra trend belirleyen bir noktaya gelmeye çalışması, kendilerini geliştirmesi gerekiyor.
Paslanmaz çelik duş kanalları, seramikler arasında kullanılan dekoratif bordür profilleri, köşe bitim profilleri ve radyatör havlu pan olmak üzere dört ana ürün grubunda üretim yapıyorsunuz. Öncelik hangisinde?
Kesinlikle ürün grupları arasında bir ayrıma gitmiyoruz. Her bir grubun, kendi hedefleri var ve bu hedeflerin gerçekleşmesi için çalışıyoruz. Özellikle yeni çıkarttığımız ürünlerin ciromuza minimum yüzde 20 – 25 civarında bir katkı yapmasını sağlamayı hedefliyoruz; bu bizim için çok önemli. Sektörde trendler çok hızlı değişiyor; bugün çok rağbet gören bir ürün, yarın o talebi görmeyebiliyor. Eğer hedeflerinizi bir ürün üzerine kurarsanız, o üründeki talep düşmesiyle birlikte firmanız da kan kaybetmeye başlıyor. Bu nedenle çok satılsa da, hiçbir zaman tek bir ürüne ağırlık vermiyoruz; ürün gruplarının satış paylarını yüzde 20 ile 25 arasında tutuyoruz.
Üretiminizde yeni ürünlerin ağırlığı nedir? Bunu nasıl belirliyorsunuz?
Bizde, bir önceki senenin satış, pazar verileri incelenir ve buna göre bir hedef belirlenir. 58 kişilik ana ekip içinde, 5 kişilik bir tasarım ofisimiz var. Tasarım ofisimizin görevi, sürekli yenilikler üzerine odaklanmak ve bunların Türkiye’de ve Avrupa’da patent süreçlerini takip etmek. Türkiye’de görece kısa olan patent süreçleri, Avrupa’da birkaç yıla yayılabiliyor. Bu nedenle şu anda 2013 değil de, 2014 yılında üretilecek ürünler üzerine çalışıyoruz. Yeni ürün oranımız yaklaşık yüzde 10 gibidir, onların çalışmaları da bir önceki seneden başlar. Şu an 12 Avrupa patentimiz var; 22 faydalı modelimiz var. Endüstriyel tasarım olarak da bütün ürünlerimizin tasarım tescilleri alınıyor zaten.
2 bin 400’e yakın ürün çeşidinden bahsediyoruz; geniş ürün yelpazesi nasıl bir operasyon becerisi gerektiriyor?
Birçok ürün grubumuzun olmasının bize sağladığı bir avantaj var; o da müşterilerimizin paslanmaz çelik olarak ihtiyaç duydukları bütün ürün gruplarını tek elden karşılayabilmemiz. Ama bu bize operasyonel, stok ve sevkiyat anlamında ciddi sorumluluklar yüklüyor. Bu nedenle fabrikamızda ERP ve CRM yönetim ve takip sistemini kurduk. Bu sistemi oturtabilmek için iki yıllık bir çalışma yaptık; ama şu anda herhangi bir ürün üretimde ya da sevkiyat aşamasında nerede, kolayca takibini yapabiliyoruz.
Yeni bir pazara yönelmeden önce ne gibi bir çalışma yapıyorsunuz?
Bir pazara gireceğimiz zaman, ilk yıl sadece oradaki mevcut ürün eğilimini ve uygulamalarını araştırıyoruz. Gerekirse uygulamaları yerinde görüyoruz. Örneğin Azerbaycan’da farklı, Rusya’da daha da farklı bir uygulamayla karşılaşıyorsunuz. Rusya’da radyatör havlu pan’larda özel malzeme ve kalınlık istiyorlar. Almanya’ya mal verebilmek için oradaki sertifika firmalarından onay almanız gerekiyor, ki gerçekten çok uzun ve zorlu bir süreç. Buradaki TSE ya da diğer standartlar gibi değil; yaşlandırma testlerine kadar birçok farklı aşamadan geçmeniz gerekiyor.
Bir pazar olarak Ege Bölgesi sizin için ne ifade ediyor?
Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’de ilk kez yer alıyoruz. İki seçeneğimiz vardı; ya Ankara, ya da İzmir’e katılmak. Biz, İzmir’i tercih ettik; çünkü Ege’de de İstanbul’da olduğu gibi ciddi bir kentsel dönüşüm söz konusu olacak. Ayrıca turizm yatırımlarının yoğunluğu da tercihimizde belirleyici oldu. Biz ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi’nde çalışıyoruz, İç Anadolu’da biliniyoruz; ama Ege’de kendimizi biraz daha geliştirmek istiyoruz. Bunun sebebi de, özellikle otellerde ürün gruplarımızın bir standart haline gelmiş olması. Marmara Bölgesi’nde şu anda yapılan Hilton, Ramada, Shereton gibi üst segment otellerde varlık oranımız yüzde 80’lerde. Aynı başarıyı Ege’de de yakalamak için gereken bayi ve proje ağını da yıl içinde kuracağız.
|