Fiberton Genel Müdürü Ali Haydar Güler ile Fiberton firmasının GRC ürünü ve Mersin’de bulunan fabrikaları üzerine yapi.com.tr okuyucuları için bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşi kapsamında; Fiberton olarak sosyal bir iş yaptıklarını vurgulayan Güler; " Çünkü bina cephelerindeki uygulamalar kenti ve bütün kentlileri ilgilendiriyor" dedi.
Fiberton markası hakkında kısa bir bilgi alabilir miyiz?
Fiberton; 2005 yılında Mersin’de kurulan, cam elyaf takviyeli beton dediğimiz betondan cephe kaplama malzemeleri üreten bir fabrika ve onların uygulamasını gerçekleştiren bir şirket. Cam elyaf takviyeli beton dediğimiz ürün hem dünyada hem de Türkiye’de yeni bir ürün… Fiberton kendi sektöründe Türkiye’nin önde gelen firmalardan biri. Mersin’de 14 bin metrekarelik bir alanda üretim yapıyoruz.
Yapı Fuarı Ankara kapsamında ön plana çıkardığınız proje ya da ürünleriniz nelerdir?
Yapı Fuarı Ankara’da firma olarak, Arapgir Öğrenci Yurdu’nda gerçekleştirdiğimiz uygulamayı ön plana çıkardık. Bu anlamda fuar ziyaretçilerine, artık kamu binalarında da GRC kullanıldığını göstermek istedik. Arapgir Öğrenci Yurdu’nun yapımında prefabrik yapı ve GRC kullanıldı. Her ikisi sistem de çok hızlı ilerliyor ve bu proje bazında birbirini bütünleyen sistemler oldu. Kamu binalarında artık bu tip uygulamaların artacağını düşünüyorum ki, GRC çok doğru bir malzeme.
Peki, Fiberton ürünlerini muadillerinden ya da rakiplerinden ayıran temel özellikler nelerdir? Bu ürünün güçlü yanları nelerdir?
Öncelikle üretimini gerçekleştirdiğimiz GRC, dünya ölçeğinde bir ürün. Ön görülen değerlerin bizim üretmekte olduğumuz ürünlerde sağlanması amacıyla, kendi bünyemizde gerekli bütün testleri yapabileceğimiz laboratuarlar kurduk, bu anlamda Türkiye’deki sayılı üreticilerdeniz. Satışa çıkardığımız her ürünün bütün testleri mutlaka yapıyor ve söz konusu testlerin sonuçlarını arşivliyoruz. Kalite bizim için çok önemli, her zaman kaliteyi ön planda tutuyoruz. Çünkü cephe işi, zor bir iş… Belki 50 ya da 100 yıl boyunca uygulandığı cephede kalacak malzemeler üretiyoruz.
Bu anlamda işimizin etki alanında iki temel konu bulunuyor. Bu konulardan ilki sosyal bir iş yapıyoruz olmamız, çünkü bina cephelerindeki uygulamalar kenti ve bütün kentlileri ilgilendiriyor. Bu anlamıyla ben kamu işi yaptığımızı düşünüyorum ve Fiberton olarak bu bilinçle hareket ediyoruz. Bina cephelerinin kentin estetiğine değer katacak ve bunu yaparken kaliteden ödün vermeyecek şekilde tasarlanmasına dikkat ediyoruz. Rakiplerimizden farkımız TS EN 1170 standardına sahip olmamız. Bu standartlarda üretim yapan az sayıda üretici firmadan biriyiz.
Çünkü özellikle ‘AR Glass Elyaf’ adı verilen elyaf, Türkiye’de üretilen cam elyaftan aşağı yukarı on katı daha pahalı, maliyeti aşağı düşürmek için bazı üreticiler C Glass dediğimiz elyafı kullanıyorlar. Bu çok çok tehlikeli, çünkü normal betonda çelik betonda nasıl donatı görevi görüyorsa; GRC için elyaf betonun içindeki çelik görevini görüyor. Biz burada kullandığımız elyafın betonla eşdeğer olmasını sağlıyoruz, böylelikle binaların güvenliğini sağlamış oluyoruz. Bütün dünyada kabul gören test sistemlerini kullanıyoruz ve bunu yapan Türkiye’de hatta bölgedeki sayılı firmalardan biriyiz.
Konu Başlıkları Burada Görünecek
Fabrikanızın Mersin’de bulunduğunu belirtmiştiniz. Bu anlamda yer seçiminde ne gibi kriterler etkili oldu?
Öncelikle Mersin önemli bir liman kenti… Bununla birlikte hammaddeye olan yakınlığı bağlamında değerlendirecek olursak; Mersin GRC’nin ana hammadde kaynaklarına oldukça yakın. GRC üretiminde beyaz çimento kullanılıyor ve söz konusu beyaz çimentonun 85 beyazında olması gerekiyor. Bu anlamda beyaz çimentonun Türkiye’de Adana Çimento ve ÇİMSA olmak üzere iki üreticisi var ve bu üreticilere fabrikamız 3 ve 70 kilometre mesafede… Yine bizim için bir diğer önemli malzeme silis kumu… Bildiğiniz üzere silis kumu aynı zamanda camın hammaddesi. Fiberton fabrikasının kurulu olduğu Mersin-Adana bölgesi zengin silis kumu kaynaklarıyla ön planadır.
Hammadde kaynaklarına yakın olma durumumuz ile birlikte malzemenin üretim yeri ve hava koşulları da bizim için belirleyici oldu. Mersin aşağı yukarı 11 ay üretim ve inşaat yapılabilecek bir alan.
Son olarak bildiğiniz üzere Yapı Fuarı Ankara artık yeni mekanında… Bu yeniliği nasıl yorumluyorsunuz ve nasıl bir beklentiniz var?
Genel anlamda Yapı Fuarı Ankara’dan beklentimizi karşıladı. Ankara kamu müteahhitleri ile tanışma, onlara ürünlerimizi birebir anlatmak anlamında çok uygun bir mekan. Yeni fuar alanına gelen katılımcıların çok daha nitelikli olduklarını söyleyebilirim.
|