Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman
ise böyle bir projenin hem artıları hem de eksileri bulunduğunu belirtti.
Proje ile İstanbul'da saatli bomba gibi geçen tankerlerin İstanbul'un içinden
geçmemesinin gündeme geleceğini söyleyen Kahraman, ''İstanbul Boğazı'nın
ise kent içi trafiğe yönelik kullanımı gündeme gelecek. Ama bunun için
Lozan'ın yeniden yazılması gerekiyor. Bu sadece bizim karar vereceğimiz bir konu
değil'' dedi.
Tayfun Kahraman, projenin eksilerine ilişkin olarak da, ''Çevresel
değerler anlamında; orman alanları ve su havzalarının bulunduğu alanların kaybı
anlamına geliyor.
Adapazarı'ndan, Melen'den İstanbul'a su getiriyoruz. Bu proje ile büyük
ihtimalle Büyükçekmece su havzası ve Terkos su havzasını kaybedeceğiz. Bunların
kaybı ile İstanbul tamamen dışa bağımlı olacak, Trakya'dan su getiren, hatta
dışarıdan su ithal eden kent haline gelecek'' diye konuştu.
''Bu doğaya müdahaledir, tarihe müdahaledir, kente
müdahaledir''
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp ise, Kanal
İstanbul Projesinin açıklanan haliyle ''çok muğlak, bilimsellikten uzak, hayal
mahsulü bir şey'' olduğunu ileri sürerek, ''Gerçekleştirilebilir olduğunu
düşünmüyorum'' dedi.
Harp, Kanal İstanbul'un Başbakanın açıklamasında kendisinin de ifade ettiği
gibi şu anda sadece bir hayal olduğunu, kanalın ne geçeceği güzergahın tam
olarak belirlendiğini ne de ciddi bir etüt çalışması yapıldığını söyledi.
Projenin maliyetinin de belli olmadığını ifade eden Harp, ''Üçüncü Boğaz
Köprüsünde olduğu gibi sadece helikopterle dolaşıp kafasından bir güzergah
geçirip böyle bir proje ortaya atıyor'' diye konuştu.
Harp, projenin daha maliyetin ortada olmadığını, hangi kaynaklarla
yapılacağının da belli olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Kent dokusuna, doğal çevreye, tarihi çevreye vereceği zararlar nelerdir
belli değil. İstanbul'a yeni bir nüfusun akmasına, kentin daha da büyümesine
neden olacak mı? Olmayacak mı? belli değil. Dolayısıyla çok muğlak,
bilimsellikten uzak, sadece hayal mahsulü bir şey. Ben bu açıklamayı tamamen
gündemi değiştirmek, ilgi odağı olmak için yapılmış bir açıklama olarak
değerlendiriyorum.
Sadece Boğaz'dan geçen trafiği ortadan kaldırmaya yönelik böyle bir proje
mantıklı bir olay değildir. Başka seçenekler düşünülmelidir. İstanbul'un doğal
yapısı, kentsel yapı ve tarihi yapısını bozmadan, nüfus artışına neden olmayacak
birşey yapılması gerekir. Bunlar düşünülmeden böyle bir projenin, sadece hayal
mahsulü bir projenin bu haliyle açıklanmış olması siyasi nedenledir, seçim
yatırımıdır.''
Harp, böyle bir projenin ne kadar gerekli olduğunun da ayrı bir tartışma
konusu olduğunu, yapılacak işin getirisinin götürüsünün ne olacağının
düşünülmesi gerektiğini kaydetti.
''Bu helikopterle gezerek yapılacak bir tespit ve planlama olamaz'' diyen
Harp, bu çalışmanın; bilimsel, akademik çalışmaların da dahil edildiği,
özellikle uzmanların karar verebilecekleri bir çalışma olması ve mutlaka halka
sorularak yapılması gerektiğini ifade etti.
Serdar Harp, ''Bu doğaya müdahaledir, tarihe müdahaledir, kente müdahaledir.
Bu anlamda böyle bir proje hem gerçekleştirilebilir değildir hem de
gerçekleştirilebilir olması halinde bunların tartışılması gerekir''
dedi.
|