b>Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Türkiye'de 750 bin ton tehlikeli atığın ancak 30-35 bin tonunun bertaraf edildiğini belirterek, "720 bin ton nereye gidiyor" diye sordu. İstanbul'un Tuzla ilçesinde bir araziye gömülen kanserojen madde içerikli varillerden sorumlu şirket için dün suç duyurusunda bulunuldu. Pepe, şirketin ismini söylemedi ancak 'ipucu' verdi: "Türkiye'nin ciddi sanayicilerinden. 50-100 bin dolar için metropolün zehirlenmesini göze alacak kadar paragöz, açgözlü."
12 milyonluk metropolün gündemine oturan zehirli varil skandalı, geçen hafta 'vicdan azabına dayanamayan' bir hafriyat işçisinin ihbarıyla ortaya çıkmıştı. Sabiha Gökçen Havalimanı yakınlarında, Orhanlı beldesine bağlı Değirmentepe mevkisinde yapılan araştırmada, kaçak olarak gömülmüş yüzlerce atık kimyasal madde dolu varil bulundu. İzmit Atık ve Atıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme A.Ş.'de (İZAYDAŞ) incelenen kimyasal maddenin, zehirli bir kimyasal bilinen fenol olduğu anlaşılmıştı. İstanbul'da dün Tıbbi Atık Sempozyumu'na, ardından da Ulaşım, Taşımacılık ve Sürdürülebilir Çözümler Kongresi'ne katılan Pepe, şunları söyledi:
Yetkim yok: "Kocaeli'ndeki yerel gazeteler yazdı. Ben de söz konusu gazetenin genel yayın yönetmeniyle görüştüm. Ellerinde bu konuyla alakalı belge ve bilgiler olduğunu söyledi. Bugün de (dün) manşet yapmışlar. Konuyla alakalı şu anda birtakım duyumlarımız var. Suç duyurusunu savcılığa yaptırdık. Gerekli takibat yapılıp, failleri onlar ortaya çıkaracaktır. Ne bakanlığımın, ne bakanlığımın taşra birimlerinin böyle bir yetkisi yok. Bu iş artık yargıya intikal etti. Yargının yapacağı çalışma hepimizi aydınlatacak.
Bilgiler kesine yakın: Tuzla'daki variller bir ciddi fabrikanın sahibi, Türkiye'deki ciddi sanayicilerden birisinin. 50 bin, 100 bin dolar vermemek için 50 bin, 100 bin kişinin, koskoca metropolün zehirlenmesini göze alacak kadar paragöz, açgözlü bir adam... Henüz tam net olarak ifade edecek noktaya gelmedik, ama elimizde son derece kesine yakın bilgiler var. Mahkeme tarafından bilirkişilerce tespit edilmeden isim vermem doğru olmaz. Daha ziyade tıp, sağlık sektörüyle ilgili atıklar olduğunu düşünüyor arkadaşlar.
Boğaz'da yemek parasına: Tuzla'daki olayda uygulayabileceğimiz ceza 'sadaka gibi', 'Beş on kuruş verirseniz kurtulursunuz bu işten gibi...' Tuzla'daki ancak şirkete 7.5 milyar lira ceza kesebiliyoruz. Yani Boğaz'da mükellef bir yemek ve garsona verilen bahşiş kadar. Ben buna 'sadaka' diyorum. Bu işin failleri beş-on kuruşla kurtulamayacağını bilmeli.
Biz uyardık, kaymakamlık yapmadı: İstanbul İl Çevre ve Orman Müdürlüğü'nün Valilik aracığıyla daha önce Tuzla Kaymakamlığı'na yazdığı yazılar var. Bu yazılarda 'Bazı fabrikaların ÇED sürecini tamamlamadan üretime devam ettiği ve bunların ÇED süreçlerini tamamlamaları için gerekli uyarıları yapmaları, gerekirse faaliyetten men edilmeleri' istendi. Ama bunlarla ilgili gerekli işlem yapılmadı.
Ünlü bir firma da suyu kirletiyor: Olayın dehşetengiz tablosu karşısında herkes irkildi ve utandı, kızdı. Türkiye'de 750 bin ton tehlikeli atığın sadece 30-35 bin tonu, hadi bilemediniz 50 bin tonu bertaraf edilebiliyor. 720 bin ton nereye gidiyor? Nereye gittiğini Tuzla'da gördük. Ya toprağa gömülüyor ya da yeraltı sularının yerine boşaltılıyor. Tuzla'da bu, fabrika alanı dışında olduğu için tespit edildi. Bir de fabrikaların geniş alanları vardır, onları alanların içine gömerler. Bir kısmı yeraltı sularını çok vahşi bir şekilde tüketiyor. Trakya'daki organize sanayi bölgelerindeki yeraltı su seviyesi 15 senede 150 metreden 450 metreye kadar indi. Burada bir alarm var. Türkiye'nin her yerinde yeraltı sularına, jeotermal, termal kaynaklara karşı alabildiğine bilinçli bir tüketme var. Sanayileşmiş en büyük illerden birisinde de bir şirket, boşalttığı yeraltı suyunun yerine tehlikeli atık sularını basıyor.
Kaymakamdan yanıt
Tuzla Kaymakamı Fahri Keser ise, bölgede 15 fabrikanın ÇED raporu bulunmadığını, Çevre Müdürlüğü'nün bunlar için rapora gerek olmadığını açıkladığını söyledi. Keser, "Zehirli varillerle bu işyerlerinin ilgisi yok" diye konuştu.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, varillerin sahibi sanayi kuruluşunun en ağır şekilde cezalandırılacağını açıkladı.
Yerel gazete 'şüpheli tesis'i ilan etti
Gazete: Unifar'ın
Kocaeli'nde yayınlanan 'Bizim Kocaeli Gazetesi', varillerin sahibi konusunda şüpheli firmanın Gebze'ye bağlı Şekerpınar beldesinde faaliyet gösteren Unifar Kimya Fabrikası olduğu iddiasını yazdı. Haberde, şirketin Pakmaya Firması'nın sahibi olan Pak Holding'e ait olduğu belirtilirken, 'fabrikanın genel müdürü Ferhat İlhan başta bütün çalışanların geçen cumartesi fabrikaya gelip depolardaki varillerin üzerindeki isim ve işaretleri kazıdıkları' öne sürüldü.
Unifar: Bİzim değil
Bizim Kocaeli'nin iddiası üzerine Unifar Kimya Sanayi A.Ş. şu açıklamayı yaptı: "Varillerin firmamızla hiçbir alakası yoktur. Unifar Kimya Sanayii A.Ş.'nin üretim yöntemlerinde, kanserojen özelliklere sahip fenol ve fenol türevleri üretimi hiçbir basamakta kullanılmıyor. Bu nedenle fenol ve fenol türevleri, hiçbir şekilde firmamızca, üretim amacıyla satın alınan veya ithal edilen bir malzeme değildir. Üretim aşamalarımızdaki ürünler, yan ürünler ve atıkları arasında da fenol ve fenol türevleri oluşmuyor.
Üretimimiz ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının kontrol ve denetimi altındadır. Kullandığı teknoloji ve üretim standartları açısından Türk ilaç sektörünün önde gelen kuruluşlarından olan tesislerimizde çalışmalarımız her zaman büyük bir sorumluluk anlayışı içinde yürür. Unifar Kimya Sanayii A.Ş. toplum sağlığına hizmet ederken, çevreye zarar vermemeyi, doğayı gelecek kuşaklar için korumayı temel öncelikleri arasında kabul eder."
Mahalleli: Şikâyetçiyiz
Fabrikanın yakınlarındaki 15 bin nüfuslu Mimar Sinan Mahallesi'nin muhtarı Zülfü Erdoğan ise, "Mücadelemiz sonucunda fabrikanın arıtma sistemini geliştirdik. Ancak hâlâ bazı geceler amonyak kokusu yayılıyor. Hukuki mücadelemiz sürecek" dedi.
|