Burada her taştan tarih akıyor. Arkeolog Necdet Talayhan, Dicle Nehri'ndeki tüm kazılarda yer aldı. Tüm bu tarihi eserlerin yakında sular altında kalacak olmasını kavramakta zorlanıyor.
"Dicle nehrine bakalım. Nehrin sol tarafındaki saray kalıntısının odaları var. Yine medrese kalıntısıyla yan yanayız. Roma Duvarı'na doğru gidiyoruz. Dicle nehrini göreceğiz. Çoğunun alt kısmında Roma dönemine ait mezarları olan iki tane büyük yapının içinde kilise olan mekânlarımız var. Dedelerinin kültürlerinin yok oluşunu görüyor. Bu da insanın geçmişle bütün bağının kopması anlamına geliyor ve bir gelecek göremiyor".
Kireçtaşından evler
Binlerce yıl insanlar, Dicle'nin tepelerindeki kireçtaşı evlerinde yaşadılar. Hasankeyf sakinleri günümüzdeyse daha alçaktaki beton binalarda yaşıyor. Ve yakında buralarda yaşamak zorunda kalacaklar; bölgenin dışındaki apartmanlarda...
Hasankeyf'in yaklaşık bir yıl içinde sular altında kalacağı tahmin ediliyor. Devasa bir baraj gölü vadiyi sular altına gömecek... Türk hükümeti, barajla Hasankeyf'in yaşam standardını artırmayı vaat ediyor. Özellikle de çocuklar için daha iyi bir gelecek sağlayacağı belirtiliyor. Yerel yöneticiler ülkenin doğusunun acilen enerjiye ihtiyacı olduğunu söylüyor...Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre Hasankeyf Kaymakamı Temel Ayça, bölgede balıkçılığı geliştireceklerini; ayrıca tekne turlarıyla turizmin canlandırılmasının planlandığını kaydediyor.
Hükümet, 13. yüzyıldan kalma bu cami gibi birçok turistik yeri ise öncesinde bir sergi alanına nakletmeyi planlıyor. Arkeolog Necdet Talayhan için bu çok saçma;
"Hem doğunun hem batının çok güzel yansıtıldığı bir süsleme tekniği. Türkiye'de başka bir camide daha var. Maalesef burası su altında kaldığı zaman bu güzel süsleme de yok oluyor".
Hafta sonu turist akını
Hasankeyf'in pek yakında artık var olmayacağının bilinmesinden bu yana kente daha fazla turist geliyor. Bu da sadece hayvancılıkla geçinen yerliler için ek gelir anlamına geliyor... Fırıncı Mevlüt Güzel de hafta sonları gelen ziyaretçiler nedeniyle iki kat fazla ekmek pişiriyor. Ancak bu onu memnun etmiyor. Çünkü sular gelince sadece evinden değil, fırınından olacağını da biliyor...
"Bu toprağa alışmışız. Buradan büyük şehirlere yerleşirsek kaybolup gideriz. Biz alışkın değiliz".
100 kilometre uzaklıktaki baraj inşaatında hummalı bir çalışma sürüyor. Yarıdan fazlası tamamlanmış durumda. Ülke içi ve dışında proje protesto ediliyor. Almanya'nın da bulunduğu yatırımcılar, geri çekildiler. Hükümet ise projeyi tek başına bitirmeye kararlı.
Bölgede herkes baraja karşı değil. Kent sakinleri bölünmüş durumda. Kimileri protestolara destek verirken, kimileri hükümetin daha fazla refah ve istihdam sözüne bel bağlamış durumda.
Projeyi eleştirenler, farklı bölgelerdeki kireç taşı mağaralarının turistlere kiralandığını ancak Hasankeyf'te ise sular altına gömüleceklerini söylüyor. Mağarada yaşayan son kişiler de yazdan sonra taşınmak zorunda...
|