Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Bir Şehre Kaç 'Çılgınlık' Sığar?

İstanbullular içinde sadece Hıncal Uluç’un haberdar olduğu, sadece Hıncal Uluç’un onayını alan, 12 milyon ikâmetgahlının dışında aslında bütün Türkiye’yi alâkadar eden çılgın bir İstanbul projesinden söz ediyoruz. Uluç’un bunu ulusa duyurduğu 23 Eylül 2010 tarihli yazısında “‘Bin proje say’ dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın...”

Radikal Gazetesi
Bir Şehre Kaç 'Çılgınlık' Sığar?

Bir süredir Başbakan’ın ulusa hitaben sorduğu bir bilmecenin peşindeyiz. Bir çılgın projem var çocuklar! Acaba nedir, nedir?

İstanbullular içinde sadece Hıncal Uluç’un haberdar olduğu, sadece Hıncal Uluç’un onayını alan, 12 milyon ikâmetgahlının dışında aslında bütün Türkiye’yi alâkadar eden çılgın bir İstanbul projesinden söz ediyoruz. Uluç’un bunu ulusa duyurduğu 23 Eylül 2010 tarihli yazısında “‘Bin proje say’ dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın...” diye anonslamıştı. Biz faniler aradan geçen 189 günde neyi, ne kadar tahmin edebiliriz ki! O mu, bu mu diye düşünüp duruyoruz.

Türk Dil Kurumu’nun tarifine göre ‘çılgın’ iki manaya geliyor. İlki ‘Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun’. İkincisi ise ‘çok büyük, aşırı, olağanüstü’. Tayyip Erdoğan’ın, artık hangi vurguyu tercih edecekse, çılgın bilmecesine hummalı bir biçimde cevap bulmaya çalışırken elimizde bu kadar fazla seçenek olması biraz tuhaf değil mi peki? Ortalıkta aynı anda bu kadar çılgınlık gezinebilir mi?

Miniatürk’ün büyüğü: Maksitürk

En taze ve en güçlü aday 82. il projesi. İstanbul’un göğsünden bir ‘Alien’ olarak fırlayacak Medeniyetler Şehri… Cumhuriyet’in 100’üncü seneyi devriyesine yetiştirilmek istenen bu kentin ‘Müslüman ve Müslüman olmayan’ kültürlerden izler taşıyacağı yönünde şahane açıklayıcı bir bilgi var elimizde. Eyfel Kulesi’ni, Zafer Takı’nı duyunca benim bundan anladığım Miniatürk’ün büyüğü; dünyadan seçme soslar katılmış Maksitürk bir nevi…
Ocak ayında dile düşen Michigan Üniversitesi’nin İstanbul Konut A.Ş.’ye hazırladığı ‘Yeni İstanbul’ projesi var sonra. Burada İstanbul’un merkezini Karadeniz kıyılarına taşıyoruz. Galiba eskisinden ümidi kestiğimiz için, bu yeni merkez depreme ve cümle felaketlere karşı korunaklı olarak inşa edilecekmiş. Park falan da var, burun kıvırmayın.

Anadolu’yu yarma projesi

Bir ara da sözü edilenin İstanbul hudutlarını aşan bir çılgınlık olduğu konuşuluyordu. Akdeniz’den Karadeniz sahillerine kadar Anadolu’yu bildiğiniz yaracaktık. Anadolu’nun bel nahiyesinden geçen bir su yolu… ‘Çok büyük, aşırı, olağanüstü’ diye buna derim.

Kanal açarak Haliç’le İstanbul Boğazı’nı birleştirme hayali de benzer bir mantığın mahsulü…

Hafızamıza yer etmiş çılgınlıkları biraz daha yoklayalım. Levent, Şanzelize olacaktı hani? Lale şeklindeki adacıkları unutmayalım. Boğaz Köprüsü’nün iplerine paralel teleferik hattı kurulacaktı… Aaa, bir de iki köprüyü birleştiren bir Uygarlık Köprüsü lafı dolanıyordu. Bir ömre kaç duba projesi sığar? Boğazı birleştirecek turistik, rantsal yahut depremden korunma maksatlı birkaç versiyonunu duyduk.

Pelüş hayvan ormanı

Bir vakit Haydarpaşa’nın önündeki mendireğe dev bir Fatih Sultan Mehmet heykeli konuşulmamış mıydı? Sonra sayesinde bütün dünyanın bizden söz edeceği Hayırsızada’ya 110 metrelik semazen heykeli ne oldu?
Bu arada 50 metrelik semazen heykeli vaadiyle 2004 seçimlerine giren, sonra da bu konuyu pek açmayan Melih Gökçek’in çılgın planlarını kolektif bilinçaltımızdan atabilir miyiz sanki? Şahsen ‘dünyadaki bütün hayvanların kumaştan ya da peluştan yapılmış birer maketinin bulunduğu 30 bin metrekarelik kapalı orman alanı’ ile şehrin bütün antenlerini bir araya toplayan anten bölgesi projelerini unutamam.

Galiba bu gizli bir belediyecilik numarası, hükümetlerin halk üzerinde incelikli bir ruhsal operasyonu… O kadar absürt projeler ortaya atılıyor, bunların konuşulmasına müsaade ediliyor ki, insanların ‘çılgın’ eşiği yükseliyor. Bütün bunların konuşulduğu yerde üçüncü köprünün ‘çılgınlığını’ anlatamıyorsunuz. Söylendiği gibi trafik derdine derman olmayacağını, şehir ve insanlık açısından zararın kârdan daha fazla tutacağına ikna edemiyorsunuz.

Birilerinin bir zamanlar Haydarpaşa’nın yerine yedi gökdelen düşünebilmiş olması bütün bunların yanında fantastik kaçmıyor. Deprem hazırlıkları nasıl da tali mesele… Tartışma sınırlarını genişletip fay hattına nükleer santral yapmanın çılgınlığına kadar gider bu iş. Sanki başka tür bir psikolojik harp oyunu. Bu kadar fazla çılgınlıktan konuşmak, hakiki çılgınlıkları normalleştiriyor.

ETİKETLER: kent
http://www.yapi.com.tr/haberler/bir-sehre-kac-cilginlik-sigar_86399.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!