Bir örnek: Brezilya
Getulio Vargas Vakfı (FGV) Küresel Sürdürülebilirlik Programı Koordinatörü Barbara Oleveira, İklim Müzakerelerine gözlemci konumda katılmak için Cancun’da bulunan Bölgesel Çevre Merkezi – REC Türkiye Direktör Yardımcısı Kerem Okumuş’un sorularını yanıtladı. Öncelikle kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz? Ben Barbara Oleveira . Getulio Vargas Vakfı’ndaki (FGV)Küresel Sürdürülebilirlik Programı Koordinatörüyüm. Brezilya’da, iş dünyası iklim platformu olan Empresas Pelo Clima’nın koordinasyonunu yapıyoruz. Platform’un alanını ve misyonunu anlatabilir misiniz? Platformun çalışmaları dört faaliyet alanına bölünüyor. Bunlardan biri, iklim değişikliği, iklimle ilgili risklerin yönetimi ve sera gazı salımları konusundaki kapasite. Diğer konu, iklim değişikliği üzerine ulusal politikaların oluşturulması ve uygulanması sürecine iş dünyasını dâhil etmek, uluslararası müzakerelere katılmaları için kapasitelerini geliştirmek. Ayrıca ‘en iyi uygulamalar’ veri tabanı oluşturmak istiyoruz. Bu şirketlere deneyimlerini paylaşmak, birlikte girişimlerde bulunmak ve üyeler arasında iş geliştirme fırsatları sunmak istiyoruz. Brezilya’da, iş dünyasının iklim değişikliği politikasına ve iklim değişikliği konularına dahil olma durumu ve sizin platformunuzun bu konudaki rolü nedir? Bu, oldukça yeni bir platform, sadece bir yıldır bu alandayız. Ancak 2005’den bu yana, Brezilya Sera Gazı Envanteri Programı (GHG Protocol) başlangıcından beri iş dünyasıyla çalışıyoruz, şirketleri salımlarını nasıl raporlayacakları, nasıl envanterini çıkaracakları konusunda eğitiyoruz. Brezilya’nın uluslararası ekonomide çok önemli bir rolü olduğunu göz önünde bulundurmalıyız. Madencilik, kağıt, petrol üretimi, biyo-yakıt sektörlerinde büyük şirketlerimiz var. Tüm bu şirketler, bir şekilde bizim, Getulio Vargas Vakfı’ndaki girişimimizin üyeleri. Endüstriyel üretim açısından Brezilya’daki GDP’nin (gayri safi milli hâsıla) belki de %65 - %70’inden fazlasını kapsıyorlar. İş dünyasının çalışmalarından bahsedecek olursak... Çalışmalar ve aynı zamanda da iş dünyasını iklim değişikliği politikasının alt yapısına dâhil ederken yaşanan zorluklar... Sanırım, “ne” noktasının ötesindeyiz ve aslında “nasıl” üzerinde konuşuyoruz. Yani, kimse iklim değişikliğinin iş dünyası için riskler ve fırsatlar taşıdığı konusunu tartışmıyor. Brezilya’da belli alanlarda yatırım yapılacaksa farklı materyallerin kullanımı veya suyun mevcudiyetinin planlanmasının gerekliliği gerçeğini tartışmıyorlar. Bence esas konu, bu şirketlerin orta ve uzun vadede nasıl sürdürülebilir planlar yapabilecekleri, yani son sekiz yıldır olduğu gibi sadece anında yapılan eylemler veya projeler değil. Brezilya’da başlangıçtaki odak noktası temiz kalkınma mekanizması, karbon kredileri için geliştirilen fırsatlar ve projelerdi. Ama şimdi bu noktanın ötesine geçtik. Artık konu, bir bütün olarak karbon yönetimi, yaşam döngüsü analizleri ve tedarikçilerin emisyonlarının kapsamını düşürmelerini sağlamak. Aktif bir durumdayız. İş dünyası, Brezilya iklim değişikliği forumunda yer aldı. Bu, 2002’den beri faaliyet gösteren, bakanlıkların ve pek çok paydaşın dahil olduğu bir girişim. Brezilya hükümetini, iş dünyası ve STKları bir araya getiriyor. Brezilya Endüstri Birliği (CNI) de oldukça aktif. Direktörleri değiştiğinden beri proaktif bir role sahipler. Ek I ülkesi olmadığınız düşünülürse, Brezilya’daki şirketlerin emisyonlarını hesaplama, sürdürülebir stratejiler geliştirme yönünde hareket etmeye götüren ana motivasyon nedir? Dört motivasyon olduğunu söyleyebilirim. Birincisi, şefaflık ve imajları. Tüketicilerine, paydaşlarına iklim değişikliği alanında bazı faaliyetler olduğunu göstermek istiyorlar. Ek 1’de olmayan ülkeler için de bir kanun olacak. Sadece ulusal olarak bile, 2020 için iş dünyasının olağan senaryolarına dayanılarak, Brezilya’nın emisyonları %36 – 38 düşürme yönünde gönüllü bir hedefi var. Şirketler, bu alandaki ilklerden olmak ve böylece karar alma sürecine sadece tabi olmak yerine ona dahil olabilmek istiyorlar. Ayrıca rekabet konuları var. Ek I ülkesi olmayan bir ülkede üretim, Ek I ülkesine doğru yönelirse, Avrupa Birliği veya Birleşik Devletler tarafından bazı ticaret engelleri konacaktır ve elbette Brezilya’daki üretim orada bir tür ticari sınırlamadan zarar görebilir. Bu nedenle, üretimleri ya da mallarına dayanarak salımları hesaplamayan şirketler bir adım geride olacak. Ayrıca iş fırsatları konusu var. Bazı masrafları kesmek, verimlilik kazanmak gerekiyor. Enerji güvenliği çok büyük bir konu. Önümüzdeki 30 yılda su kaynaklarının nasıl olacağını bilmiyoruz. Enerji fiyatları şüphesiz yükselecek. Yani, verimlilik yönetimi ve masrafları azaltma konusu da var. Düşük karbon ekonomisine geçişte iş dünyasını destekleme açısından Brazilya’daki temel düzenlemeler nelerdir? Karbon vergisi, karbon etiketlemesi , ulusal salım ticareti programı gibi iklim düzenleyici çerçeceveleriniz var mı? Söylediklerinizin hiçbiri yok, bahsettiğim gibi gönüllü hedeflerimiz var ve bunlar Brezilya iklim değişikliği ulusal politikasında yer aldı. Bu aslında hükümetlerin ekonomik teşviklerin olduğu bir çevre yaratmaları için yükümlülüklerini tayin ediyor. Tüm bu piyasa mekanizmaları düşük karbon ekonomisi yolunda özel sektöre yardım için kullanılabilir. Peki bu zamana kadar ne yapıldı? Özellikle ekonominin bazı sektörlerinde yenilenebilir enerjilere maddi destek sağlandı. Brezilya’daki iklim çerçevesi karmaşık bir yapı sadece iklim politikasından ibaret değil; tarımsal politikalar, ulaşım politikaları, enerji planları… İş dünyası çalışmalarında düşük karbon ayak izini teşvik etmede bunların hepsi nasıl birlikte gidebilir? Sizin gerçekten çok önemli bir yayınınız var ; ulaşım, tarım ve enerji sektörleri üzerine öneriler içeren. Bu öneriler için yeni hükümetle ve medyayla iletişim hâlindesiniz anladığım kadarıyla. Bu çalışmanın temel savı nedir bu üç farklı sektor için, bize bu yayının içeriğinden biraz bahseder misiniz? Çalışmada ele alınan teklifler iş dünyasından 20 üyemiz tarafından imzalanmıştır. 9 Kasım’da CEO’lar biraraya geldiler ve belgeyi imzaladılar. Bu belgeyi devletbaşkanına doğrudan bağlı çalışan ilgili bakanlığa gönderiyoruz. Tüm teklifler tam olarak olmasa da Birleşmiş Milletler Müzakereleri gibi iki hat sistemi olarak organize edildi. Kaynakların makul kullanımını analiz ettik. Elektriğin, doğal kaynakların mantıklı kullanımı. Bunlarla birlikte alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimi. Bu kapsamda ulaşım, enerji ve tarımsal üretim incelendi. Enerji ve yenilenebilirlik önümüzdeki on yıl içerisinde karşılaşabilceğimiz en büyük zorluklardan biri çünkü termal enerji santrallerimiz var daha önceleri Brazilya’da yoktu. Su kıtlığı halinde başka kaynaklarımız var biyokütle, kömür, dizel gibi. Bu, bizim analiz ettiğimiz çalışma şekillerinden biri. Ulaşımın akılcı kullanımı. Büyük altyapı yatırımları var. Ulaşımla ilgili bizim nehir ve denizlerimizle ilgili kullanmadığımız çok büyük potansiyelimiz var. Brazilya’da ulaşımın %85’i karayolu ve bu uzun vadede hiç sürüdürülebilir değil. Evet bu Türkiye’de de böyle. Son sorum tekrar müzakerelere dönecek olursak genel olarak Brezilya’nın Cancun’daki müzakerelerde pozisyonu nedir? Tek bir pozisyonu olduğunu düşünmüyorum. Brazilya gelişmiş ülkelerin 2020 salım azaltım hedeflerini arttıracak bir teklif ileri sürdü. Müzakereler yavaş ilerliyor ama Brezilya müzakerelerden tek bir paket çıkmasını umuyor. Asıl amaç Kyoto Protolü’ne muvafık olmak.
|