Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp Vefat Etti
"1999 Depreminin 20. Yıl Dönümünde...
‘Küresel Isınmadan Bahseden...
Tarihi Erenköy Kız Anadolu...
İstanbul'un Kıyılarında Deprem Riski
Marmara İçin Korkutan Deprem Açıklaması
Ayvacık'taki Depremin Bilançosu...
"Yapı Üretim Sürecinde Sistem...
Çöken Bina Devletle Barışmış
“İmar Barışı Deprem Faturamızı...
Deprem Konteyneri Var Ama...
"Beklenen İstanbul Depremi Türkiye’nin İpini Çekebilir"
Mimar ve Kentbilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, Kartal'da çöken binanın ardından, İmar Barışı ve beklenen İstanbul depremine dair görüşlerini paylaştı.
Altını çizerek başlamak istiyorum. Ülkemizde İmar ve Şehircilik eşittir 'İlkellik' ve 'İllegalite' dir. Deprem olmadı, sel gelmedi, İstanbul Kartal'da dev bir bina kendi kendine çöktü, masum insanlar diri diri gömüldü. Haberlere bakılırsa, tepesine 3 ruhsatsız kat ilave edilmiş bunlar da İmar Barışı ile aklanmış. Zemin kat ise ruhsatsız işletiliyormuş, çevredeki binalar da benzer durumdaymış. Savcılık raporu bize bunları tam olarak anlatacak. Kartal'a neredeyse Kabine'nin tamamı geldi, C.Başkanımız,TBMM Başkanımız geldi, o şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız. Sayın Bakanlarımız, Valimiz orada, ah ah, vah vah!! Ancak olan, canlı canlı gömülen masum vatandaşlarımıza ve ailelerine oldu. Peki sorumlular nerede, nerede kamu düzeni ve bina güvenliği, kaçak katları görmezlikten gelen yetkililer…? Tüm sorumluların yargılanmasını bekliyoruz. Malum bizde genellikle bir iki kişi göstermelik kurban edilir, konu kapanır. Ancak İstanbul'un yaklaşık %70'i bu şekilde bir ayağı çukurda yaşıyor. Bir bina çöktü darmadağın olduk, peki muhtemel İstanbul depreminde 50.000 bina çökünce ne olacak? Ülkemizi dış güçlerin yardımlarına mı teslim edeceğiz??? Bugunkü dünyada kimse karşılıksız bir çöp vermiyor. Yardım diye gelip çökenler var, farkında mısınız? Bu acı olay bir kere daha gösterdi ki İstanbul'da ciddi bir deprem sadece İstanbul'u yakmaz, Türkiye'nin ipini çekebilir. İmar Barışı, Türk Mimarlık ve Şehirciliği'ne yapılmış bir ihanettir. Kuşadası'nda imar barışı (Otelin sahibi, Kuşadası İmar Müdürü) İmar Barışı sınırlı çıksaydı ben de arkasında olurdum. Ancak çok geniş tutuldu, tarihi yapılar, özel koruma alanları, doğal, arkeolojik, kentsel sit alanlari, sahiller, turizm merkezleri, riskli yapılar kapsam içine alınarak Türk Mimarlık ve Şehirciliği'ne büyük ve kalıcı bir darbe vuruldu. Bu yasayı çıkaran eski Bakanımız şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday. C.Başkanımız Kartal ziyaretinden "buradan alacağımız çok dersler var" dediler. Yaklaşık 20.000 kişinin canını malını götüren 1999 Körfez Depremi'nden sonra da böyle demiştik. Sonuç ne oldu? Sonuç, milyonlarca çürük ve çarpık yapıyı yasal hale getiren İmar Barışı oldu. Bu sözde barış ile ülkemizdeki uyanık köşe dönmeciler bir kez daha ödüllendirildi, kamu düzenine saygılı vatandaş 'enayi' yerine konuldu. Bir de bu affolan kaçak binaların sağlamlığı yapı sahibinin sorumluluğuna emanet edildi. Adam sorumlu olsa zaten kaçak ve sakat yapı yapmaz değil mi sayın Cumhurbaşkanı'm? Esastan topal İmar ve Şehircilik sistemimiz Kartal'da çöken binanın altında bir kez daha ezilmiştir. Türkiye İmar ve Şehircilik'i bir trajikomik tiyatrodur. Benim de aday olduğum İstanbul Belediye Başkanlığı seçim afişlerini hatırlıyorum, 'Aşkla Geliyoruz' diye slogan yazan Başkan adayının aşkı herhalde beton ve rant aşkı olmalı ki İstanbul bu hale geldi. Ben boşuna yazıp çizdiğimin farkındayım. Bu işler böyle geldi böyle de gider…Fransız düşünür Montesqieu'nün dediği gibi biz bunu hakediyoruz ve faturayı ödemeye devam edeceğiz, ama canımızla ama malımızla… |
-
Yazınızın her cümlesine katılıyorum. Sahillerimiz işgal edildi, imar planı uygulamaları kadük oldu, sağlıksız yapılar yasal hale geldi. 10 milyon suçlu suçunu itiraf etti. Böyle başa böyle tarak uygun oluyor. Saygılarımla. YANITLA