Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD)
tarafından İstanbul Sanayi Odası (İSO) Odakule toplantı salonunda düzenlenen
4. Küresel Isınma Kurultayı'nın ardından gazetecilerin
sorularını yanıtladı. Bayraktar, hazırlanan yasa taslağının, vatandaş eksenli ve
vatandaşı koruyan kollayan bir yasa olacağını dile getirerek, şunları kaydetti:
''Afet Riski Taşıyan Alanlarda Dönüşüm',
kentsel dönüşüm değil, kentsel-kırsal dönüşüm, adıyla bir yasa tasarısı
taslağını bitirdik, Başbakanlığa takdim ettik. Bu bütçe dönemi içerisinde
inşallah bunu da yasalaştıracağız. Bu vatandaş odaklı olacak, vatandaş eksenli
olacak. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını koruyan kollayan bir yasa
olacak. Ama mutlaka afetlere depreme yönelik zararları azaltmak için, depreme
dayanıksız binalardan Türkiye'yi kurtarmak için de çok ciddiyiz, çok kararlıyız.
Bu Başbakan'ımızın taahhüdüdür, siyasi olarak
AK Parti'nin taahhüdüdür. Zaten bizim seçim beyannamemizin bir başlığı,
'yaşanabilir çevre ve marka şehirlerdir'. Yani şu anda bizim yüzde 75'in üzerine
çıkan, yüzde 80'lere yaklaşan şehirlerde yaşayan nüfusumuzu rahat ettirmek için,
kentlerimizde, kırsalımızda, kasabamızda yaşayan insanımızı rahat ettirmek için
çok ciddi bir şekilde kolları sıvamışız ve çok kararlı bir şekilde yasamızı
geçirdikten sonra bunun her türlü tedbirlerini almışız. Bu bakımdan herkesten
yardım bekliyoruz. Zaten buradaki vatandaşlardan olsun, basından olsun, sivil
toplum kuruluşlarından olsun, akademisyenlerden olsun, bu çerçevedeki bütün
meslek disiplinlerinden, bütün ilgili kurum, kuruluşlardan birliktelik ve yardım
bekliyoruz.''
Bakan Bayraktar, özellikle büyükşehirlerden ve deprem aksı üzerinde bulunan
şehirlerden başlamak üzere tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde bu işe
başladıklarını ifade etti. Bunun bugünden yarına hemen olmayacak, uzun bir süreç
olduğunun altını çizen Bayraktar, ''Hem kaynağı itibariyle uzun bir süreç, hem
insanlarımızın bütünleşmesi bakımından uzun bir süreç, hem insanlarımızla
beraber gerekli anlayışı, gerekli konsensüsü yakalaması bakımından, kaynağının
üretilmesi bakımından da uzun bir süreç bu. Ama kararlıkla bu işe Türkiye
Cumhuriyeti tarihinde en ciddi bir şekilde başlamış bulunuyoruz'' dedi.
''Bu dönüşümün bir ayağı da denetim
sistemlerini kuvvetlendirmek'' Bakan
Bayraktar, bir gazetecinin, ''Kentsel dönüşümün bir maliyeti var mı? Çalışma
yaptınız mı?'' sorusuna şu cevabı verdi:
''Bugünden çok rijit rakamlar vermek, çok net maliyetler çıkarmak doğru
değil. Türkiye'nin tablosu önümüzde, bu biliniyor. Türkiye'de toplam konut stoku
19,5 milyon civarındadır. Son 5 yılda Türkiye'de 5 milyon konut yapıldı. Bunun
4,5 milyonunu özel sektör yaptı, 500 bini de devlet yaptı. Bu konutlar
sağlamdır, bizim bildiğimiz kadarıyla bunlar sağlamdır. Ama bizim bundan sonra
bu dönüşümün bir ayağı da denetim sistemlerini kuvvetlendirmektir. Yani biz
Türkiye'de ruhsat ağırlıklı bir yapıdan, denetim sistemi çok kuvvetli olan bir
yapıya geçiyoruz. Teknik müşavirlik sistemini geliştireceğiz, dünya ölçeğinde
mühendis müşavirlik, teknik müşavirlik sistemiyle beraber yapı denetim sistemine
çok ciddi bir ağırlık vereceğiz. beraber bunlar eş zamanlı olarak yürüyecek.
İşte Medeni Kanun, Borçlar Kanunu, İmar Kanunu, Belediyeler Kanunu, Kentsel
Dönüşüm Kanunu, Riskli Alanlardaki Dönüşümler Kanunu, bunlar hep beraber eş
zamanlı olarak yürüyecek ve modern Türkiye olmanın adımlarını beraber
atacağız.''
"Kalkınma, şehirleşme ve çevre dengesini sağlayacak bir bakanlığın
kurulması bir zorunluluktu"
Bayraktar, kurultayda yaptığı konuşmada ise, sürdürülebilir kalkınmanın
ekonomik, sosyal ve çevresel alanlarda dengeli gelişmeyi öngördüğüne işaret
ederek, bu sebeple kalkınma, şehirleşme ve çevre dengesini sağlayacak bir
bakanlığın kurulmasının, dünyanın geldiği konjonktür ve Türkiye'nin geldiği
gelişmişlik seviyesi dolayısıyla zorunlu hale geldiğini söyledi.
Bakanlık olarak ekonomik kalkınma ve çevre arasında en uygun dengeyi kurarak
uluslararası standartlarda bir çevre yönetimi sistemiyle kalıcı yaşam kalitesini
en üst seviyeye taşıyacak bir yapı oluşturmayı amaçladıklarını kaydeden
Bayraktar, bugüne kadar yapılan çalışmalar hakkında şu bilgileri paylaştı:
''Bakanlığımız ambalaj atığı ayırma
ve geri kazanma tesis sayısını 28'den 500'e, atık su arıtabilen belediye
sayısını 278'den 421'e, atık suları arıtılan nüfus oranını yüzde 36'dan yüzde
72'ye, deniz kirliliği takip edilen ölçüm istasyonu sayısını 26'dan 231'e
çıkarmıştır.'' Bayraktar, önümüzdeki dönem
hedeflerine ilişkin olarak ise, şunları kaydetti:
''Hava kalitesi ölçüm ve izleme istasyonu sayısı iki katına çıkarılacak ve
2023'te hava kalitesi AB standartlarında olacaktır. İklim değişikliğine uyum ve
sera gazı sınırlandırılmasına yönelik sektörel politikalara ağırlık
verilecektir. Üretimde ve diğer beşeri faaliyetlerde temiz teknolojilerin
kullanımı yaygınlaştırılarak kirliliğin kaynağında azaltılması sağlanacaktır.
Çalışmaları devam eden çerçeve ve su koruma, temiz hava kanunu, doğa koruma
kanunu gibi tasarıların yasalaşması sağlanacaktır.''
Kyoto protokolüne sonradan taraf olan
Türkiye'nin, 2012 sonrası uluslararası iklim rejimine yönelik müzakerelere aktif
olarak katıldığına işaret eden Bayraktar, Türkiye'nin kişi başına düşen yıllık
seragazı emisyonu 5 ton karbondioksit seviyesindeyken, OECD ortalamasının 15 ton
olduğunu ifade etti.
İklim değişikliği milli eylem planının tamamlandığını dile getiren Bayraktar,
iklim değişikliği milli eylem planının, ekonomi, enerji ve ekoloji olgusunu bir
arada ele almayı ve ortak bir bakış açısıyla yönetim stratejisi belirlemeyi
hedefleyen Türkiye'nin ilk stratejik dokümanı olduğunu söyledi. Bayraktar, bu
eylem planı kapsamında belirlenen yol haritası kapsamında önemli konulardan
birinin de kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde yıllık enerji tüketiminin
azaltılması olduğunu vurguladı. Bakan
Bayraktar, şöyle konuştu: ''Enerji etkin
şehirler imar etmek için binalarda enerji verimliliğini artırmak, binalarda
enerji performans yönetmeliğini uygulamak, 2017 yılına kadar tüm binalara enerji
kimlik belgesi vermek, toplu konut projelerinde bölgesel enerji üretimini
yaygınlaştırmak hedeflerimizdendir. Ayrıca kanalizasyon ve yağmur suyu toplama
sistemlerinin ayrılması, su kayıp-kaçak oranlarının azaltılmasına yönelik modern
sistemlerin yaygınlaştırılması, yağmur suyu geri kazanım sistemlerini içeren
yapılaştırmanın özendirilmesi, akıllı şebeke sistemlerinin oluşturulmasıyla
şehirlerimizde iklime dost altyapı gelişiminin sağlanması da hedeflerimiz
arasındadır.''
|