Sürdürülebilirlik Akademisi,
Schneider Electric ve GfK Türkiye işbirliğiyle
yapılan 2011 Yeşil Tüketim Araştırması sonuçları, bugün (12
Mart Pazartesi) gerçekleşen basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı.
Türkiye’nin ilk yeşil tüketim araştırmasına göre tüketicilerin yüzde 71’i satın
aldığı ürünlerin 'yeşil/çevre dostu' olması gerektiğini düşünmesine rağmen,
sıklıkla yeşil/çevre dostu ürün satın alanların oranı sadece yüzde 17'de
kalıyor.
Türkiye’yi temsilen 15 ilde 15 yaş üstü bin 487 kentli tüketiciyle 18 Ağustos
– 16 Eylül 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’de
tüketicilerin 'çevreci tüketim' konusundaki davranışlarını, beklentilerini ve
satın alma alışkanlıklarını ölçmek amacını taşıyordu. Araştırmanın sonuçlarına
göre 'yeşil ve çevre dostu ürün' deyince, tüketicilerin neredeyse yarısının
(yüzde 49) aklına geri dönüşümlü ürünler geliyor; yüzde 36’sı organik, yüzde
32’si ise 'enerji tasarruflu' ürünlerin çevre dostu olduğunu düşünüyor.
Araştırmaya göre, Türk tüketicileri çevre konusunu önemsiyor, ancak bu konuda
düşünceleriyle davranışları büyük oranda farklılık gösteriyor. Satın aldığı
ürünlerin yeşil/çevre dostu olması gerektiğini düşünenler yüzde 71 oranındayken,
sıklıkla yeşil/çevre dostu ürün satın alanlar yüzde 19’da kalıyor. Tüketicilerin
yüzde 54’ü ise 'yeşil ve çevre dostu ürün tüketmeliyiz' diyerek bilinçli
olduğunu vurgulamasına rağmen, hiçbir zaman çevre dostu ürün almıyor.
Çevreyi ve yeşil ürünün çok önemli olduğunu düşünen tüketiciler, bu ürünleri
satın alma kararını da o kadar kolay veremiyor. Tüketicilerin yarısından çoğu,
yeşil ve çevre dostu ürünleri satın almama nedenini yüksek fiyatlar olarak
belirtirken, yüzde 26’sı çeşitlerin çok sınırlı olduğunu ve daha fazla yeşil
ürün görmek istediğini belirtiyor. Tüketicilerin yüzde 20’si ise yeşil olduğu
belirtilen ürünlerin güven vermeyen ürün bilgileri yansıtmasından şikayet
ediyor. Daha çok firmanın çevre çalışmaları yapmasını ve çevre dostu
seçeneklerini arttırmasını talep ederken, ürün bilgilerinin daha güvenilir ve
detaylı verilmesini istiyor.
2011 Yeşil Tüketim Araştırması'nda öne çıkan bulgular
• 2011 Yeşil Tüketim Araştırması’na göre, her iki tüketiciden biri (yüzde 48)
için yeşil/çevre dostu ürünler, aynı zamanda enerji tasarrufu da sağlamalı
diyor. • Enerji ile ilgili bireysel çabalara bakıldığında elektrik ve su
tasarrufunun öne çıktığı görülüyor. Araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 65’i
“gereksiz yanan lambaları kapatıyorum”, yüzde 38’i “enerji tasarruflu ürünler
kullanmaya dikkat ediyorum“, yüzde 4’ü ise “aydınlatmada hareket sensörleri
kullanıyorum” diyor. • Tüketicilere ilgi duydukları alanlar sorulduğunda
yüzde 48’i “sağlık”, yüzde 42’si “eğitim” ve üçüncü sırada yüzde 32’si “çevre”
konularını ilgilendiği alanlar arasında gösteriyor. • Araştırmaya katılan
tüketicilerin yüzde 86’sı yeşil ve çevre dostu ürünü tanımlayabiliyor. yüzde
14’ünün ise konu hakkında fikri yok. • Araştırmaya katılan tüketicilerin
yüzde 13’ü yeşil ve çevre dostu ürünü gereksiz buluyor ve satın almıyor. •
Sadece beş tüketiciden biri düzenli yeşil / çevre dostu ürün tüketicisi olduğunu
söylüyor. • Üç tüketiciden biri,
yeşil/çevre dostu ürünleri artık daha fazla tükettiğini söylüyor.
Foto: Meltem Çakıcı
(sol başta), Semra Sevinç ve Fulya Durmuş
2011 yılında faaliyetlerine başlayan Sürdürülebilirlik Akademisi’nin yaptığı
çalışmalar içinde yer alan Yeşil Tüketim Araştırması’nın ilk yıl sonuçlarını
değerlendiren Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi
Semra Sevinç, elde edilen bulguların markalara ve sivil toplum
kuruluşlarına çok fazla görev düştüğünü açıkça gösterdiğini söyledi. 2012'de
yapılacak çalışmada sonuçların farklılaşacağına olan inançlarını dile getiren
Sevinç, "Gelecek yıllarda markaların bu konuda yapacağı çalışma ve
araştırmalarla tüketici beklentileri karşılanacaktır. Türkiye’de tüketici
algılarını değiştirmek ve beklentilerini karşılamak için tüm taraflara çok iş
düşüyor" şeklinde konuştu.
"Schneider için çok kıymetli bir araştırma oldu"
Schneider Electric Balkanlar Ortadoğu ve Türkiye İletişim Direktörü
Meltem Çakıcı ise sürdürülebilirliğin mutlaka çözülmesi gereken bir enerji
ikilimini ortaya koyduğuna işaret ederek, yapılan çalışmanın, iş alanını
sürdürülebilirlik üzerinden tanımlayan Schneider Electric için önemini
vurguladı. "Bizim için çok kıymetli bir araştırma oldu" diyen Çakıcı, toplumun
sorunla ilgili düşüncelerini ve çözümü nerede aradığını öğrenmek ve bir durum
tespiti yapmak için elde edilen sonuçların yol gösterici olacağını kaydetti.
Çakıcı, toplumun yeşil, sürdürülebilir ürünlerden çoğunlukla organik ürünleri
algıladığını anımsatarak, bu anlamda bir bilinçlenmenin gerekli olduğunu
belirtti. 2025 yılında dünya nüfusuna 1 milyar kişi daha ekleneceğine ve enerji
tüketiminin gelecek 40 yıl içerisinde iki katına çıkacağına dikkat çeken Çakıcı,
Türkiye’de enerji tüketimini yüzde 20 azaltmanın parasal karşılığının 60 milyar
dolar olacağını açıkladı. Bu çerçevede, toplumda enerji yönetimi ve tasarruf
bilincini arttırmak amacıyla Enerji Üniversitesi adını verdikleri online bir
eğitim programı yürüttüklerine de değinen Çakıcı, katılımcıların enerji
verimliliği konusunda belirli bir uzmanlık seviyesine gelerek program sonunda
sertifika almaya hak kazandıklarını ifade etti.
“Katılımcıların yüzde 13’ü yeşil, çevre dostu ürün tüketimini
gereksiz buluyor”
Daha sonra araştırma sonuçları hakkında bilgi veren GfK
Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Fulya Durmuş da, “Yeşil
Tüketim Araştırması’nın ortaya koyduğu önemli sonuçlar var. Araştırma,
katılımcıları sağlık ve eğitimin ardından en çok ilgilendikleri konunun çevre
olduğunu belirtiyor ve yüzde 86’sı yeşil ve çevre dostu ürünü tanımlayabiliyor.
Ancak bu ürünleri tüketenler katılımcıların yalnızca beşte biri. Katılımcıların
yüzde 13’ü ise yeşil çevre dostu ürün tüketimini gereksiz buluyor. Bu da
kullanıma yönelik algının değişmesi ve kullanımın yaygınlaşması için özellikle
markaların fiyat skalalarını ve ürün üzeri bilgilendirmelerini yeniden gözden
geçirmesi yönünde çalışmalar yapması gerektiğini ortaya koyuyor. GfK Türkiye
olarak bizler de tüketicinin çevre yaklaşımını ve yeşil/çevre dostu ürün
tüketimine yönelik algıyı seneler içerisinde takip ederek markalara değişim
süreçlerinde yol göstermeyi amaçlıyoruz” dedi.
|