Yeşil Enerji Dönüşümünde Kritik...
Yeşil Enerji Kaynaklarının...
'Yeşil Kalkınma Yolunda Türkiye'nin...
Yeşil Hidrojen Üretimi Ekonomiye...
Türkiye Enerji Zirvesi 21-23...
Türkiye'nin İlk Hibrit Enerji...
Elektrik Üretim Kapasitesi...
“Yeşil Kalkınma Devrimi Süreci Başladı”
Yeşil Dönüşüm Projesi Olan...
Yeşil Mutabakat'a Uyum için...
Yatırım Fonu Sektörü Yeşil...
Yeşil Enerji Dönüşümünde 'Stratejik...
Yeşil Tarife Bir Yılda Çöktü
Türkiye'nin 'Yeşil Elektrik...
‘Yeşil Teşvik’ Cezaya Dönüştü
Yeşil Enerji Sertifikası Talebinde Hızlı Artış Bekleniyor
Bu yılın ilk yarısında Türkiye'de 200 milyon kilovatsaatin üzerinde yeşil enerji sertifikası itfası gerçekleştirilirken, uluslararası faaliyetleri olan şirketlerin rekabet gücünü artıran sertifikalara olan talepteki artışın hızlanması bekleniyor.
Yeşil enerji sertifikası, tüketilen enerjinin yenilenebilir kaynaktan sağlandığının ispatlanması ve belgelendirilmesini sağlıyor. İklim değişikliğiyle mücadele ederken, uluslararası ticaret kurallarının da "yeşil" dönüşüm yaşadığı bu dönemde düşük veya sıfır karbon üretim yapan şirketler rekabette öne çıkıyor. KOLEN Genel Müdürü Kaya Uğur Karayurt, birçok sektörde yaşanan yeşil üretim sürecinin özellikle çevre farkındalığı yüksek pazarlar için stratejik önemde olduğunu söyledi. Enerji sektörünün de bunlardan biri olduğunu aktaran Karayurt, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye'de yeni başlayan yeşil enerji sertifikasyon sürecine talep hızla artıyor. Türkiye'de bu yılın ilk yarısında 200 milyon kilovatsaatin üzerinde yeşil enerji sertifikası itfası gerçekleştirildi. Bu, 200 milyon kilovatsaatlik yenilenebilir enerji sertifikasının tüketici tarafından alınarak tükettiği enerjiyi sertifikalandırdığı anlamına geliyor. Türkiye'nin yenilenebilir kaynaklardan sağladığı toplam elektrik üretimi açısından bakarsak bu rakam henüz küçük,. Bu yılın ilk yarısında sertifikalandırma oranı yüzde 1'e yakın fakat yeşil sertifikasyon süreci Türkiye'de çok yeni. Bu nedenle rakamların hızla artacağına yönelik kuşku yok. Avrupa ve ABD'de yeşil enerji sertifikası oranı yüzde 40 seviyesinde. Türkiye'de bu potansiyelin yüzde 20 düzeyinde olduğunu hesaplıyoruz. Türkiye'nin bu konuda gideceği çok yolu var ama özellikle uluslararası yapılarda yeşil ya da yenilenebilir enerji kullanıyor olmak, otomatikman şirketleri rakiplerinden bir adım öne çıkarıyor." Karayurt, yeşil enerji sertifikasına yönelik talebi piyasadaki hareketten de gözlemleyebildiklerini belirterek, "Enerjide maliyetlerin agresif şekilde arttığı şu son dönemi hariç tutarak bunu söylüyorum. Son dönemde gaz ve kömür fiyatları ve karbon maliyetlerindeki artış, tüketicinin enerji maliyetlerini de artırıyor ve bu, bir anda konsantrasyonun bu alana kaymasına sebep oldu. Şu anda tüketici 2022 için makul koşullarda enerji bulup, tedarik anlaşması yapmaya odaklandı. Oysa bu son sürece kadar sertifikasyon işlemine oldukça yüksek bir talep vardı." diye konuştu. Bu sorunların azalmasıyla talepte yeniden artış ve yoğunluk yaşanacağını kaydeden Karayurt, özellikle uluslararası veya yabancı ortağı olan, yurtdışı ile bir şekilde ticaret yapan, ürün ya da hizmet satan şirketlerden başlayarak talebin tekrar yoğunlaşacağını ifade etti. Karayurt, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifika Standartları Kuruluşu (IREC) ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Belgesi (YEK-G) sistemlerinin yenilenebilir enerji sertifikalarına yönelik altyapılar olduğunu aktardı. Bu sistemlerle yenilenebilir enerji tüketiminin belgelendirildiğini dile getiren Karayurt, şöyle konuştu: "Devletin, kamu ve özel sektörün iklim değişikliğiyle mücadele politikaları kapsamında yeşil enerji sertifikası olan işletmelere sağladıkları avantajlar, sertifikayı daha da önemli hale getiriyor. Yenilenebilir enerjiyi tüketmek noktasındaki motivasyonu artıracak avantajlar da bu sistemlerin üzerine oturacak. Özel sektörde bu avantaj ya da destekler başladı ve artacak. Birçok marka hem tercihini yenilenebilir enerji tüketmekten yana kullanacak hem yenilenebilir enerji kullanan tedarikçileri tercih edecek. Şu anda daha ziyade yurt dışı kaynaklı portföyü olan ya da yurt dışına ürün satanları ilgilendiriyor. Yurt dışındaki birçok şirket Türkiye’deki tedarikçilerinden uluslararası geçerliliği olan sertifika talep etmeye başladı. 2030'a kadar emisyonları yarıya düşürmek, 2050'deki sıfır karbon hedeflenen Yeşil Mutabakat kapsamında bu sertifikalar kritik önemde. Emisyonlardaki bu düşüşü gerçekleştirebilmek için üretimden tüketime tüm aşamalarda alınması gereken önlemleri almak lazım. Bu hedeflere ulaşabilmek için kademeli olarak yeni sektörel kriterler, vergi ya da vergi indirimleri ve iş modelleri uygulamaya konulacaktır." Karayurt, sertifikasyon sürecindeki tüm işlemleri kendi bünyelerinde tamamladıklarını ve talep eden her işletme ve tüketici için sertifika sürecini yürüttüklerini kaydetti. |