STRONG>Prof. Doğan Kuban’ın “Kent ve Mimarlık Üzerine
İstanbul Yazıları” adlı kitabının genişletilmiş ikinci baskısı ve çocuk
kitapları dizisinden çıkan “Çocuklar için Şantiye Günlüğü - Bir Evi
Tasarlamak ve Yapmak”, YEM Yayın tarafından
yayımlandı. Doğan Kuban Kent ve Mimarlık Üzerine İstanbul Yazıları'nda,
okuyucuyu tarihe sevgi beslemeye ve geleceği eleştirel bir yaklaşımla ele almaya
davet ediyor. Çocuklar için Şantiye Günlüğü - Bir Evi Tasarlamak ve Yapmak adlı
kitap ise, bir evin tasarım ve yapım aşamalarını çizim ve illüstrasyonlar
eşliğinde anlatıyor.
Kent
ve Mimarlık Üzerine İstanbul Yazıları
Yapı dünyasının bilgi
merkezi olarak 42 yıldır faaliyet gösteren Yapı-Endüstri Merkezi’nin önemli yapı taşlarından biri olan,
kültür ve sanat yayıncılığı alanında uzmanlaşmış YEM Yayın, bu
yılki teması “İstanbul’u Yazmak” olan 29. İstanbul
Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı Doğan Kuban’ın Kent ve Mimarlık Üzerine
İstanbul Yazıları adlı kitabının genişletilmiş 2. baskısını yayımladı. Ünlü
mimarlık tarihçisi Kuban kitapta, 1953’ten bu yana hem tarihçi ve yazar hem de
bir İstanbullu olarak edindiği gözlemlerini aktarıyor.
Doğan Kuban’ın
Kent ve Mimarlık Üzerine İstanbul Yazıları, bir yandan geçmişin gurur veren
fakat giderek varlığı yeni kent kaosu içinde kaybolan mirasını, öte yandan
geleceğin düşündürücü karanlığını dile getiren bir seçki. Kitap, okuyucuları
tarihe sevgi beslemeye ve geleceği eleştirel bir yaklaşımla ele almaya davet
ediyor. 100’e yakın fotoğraf ve gravürün yer aldığı 372 sayfalık kitapta,
Kuban’ın özellikle Osmanlı Mimarisi (YEM Yayın, 2007) adlı kitabında ayrıntılı
olarak anlattığı bazı anıtlara ilişkin bilgilerin yer aldığı yazılar, yerini,
kentsel ve sosyal gözlemlere ağırlık veren yeni yazılara bırakmış. Böylece
kitap, betimlemeden çok eleştirel gözlemlere ağırlık veren bir üslup
kazanmış.
Kuban, “Eski İstanbullu” adlı şiiriyle başlayan kitabında
okuyuculara çok zengin bir İstanbul panoraması sunuyor ve İstanbul’un
arkeolojisinden Romalı-Bizanslı kimliğine, Osmanlı dönemindeki gelişmesinden son
elli yılda geçirdiği dönüşümlere; Boğaziçi, Ayasofya, Topkapı Sarayı,
Süleymaniye gibi simgelere; İstanbul’da yaşanan kültürel ikilemlerden yeni
kentlilere kadar çok sayıda olguya değiniyor. İstanbulluların yaşadıkları kenti
sevmeleri kadar sorgulamalarının da önemli olduğunu vurgulayan Kuban’a göre, en
büyük ve en güzel kentimize ve onun gelişimine eleştirel bir gözle bakmamız
gerekiyor. Her şeye karşın umutlu bir tablo çizen Kuban, bunu belki de en güzel
şu sözleriyle ifade ediyor:
“Topoğrafyanın ve tarihin mirası olmasa,
İstanbul’da güzeli bulmanın artık çok zor olduğunu itiraf etmeliyim. Ancak
İstanbul’un hâlâ yok edemediğimiz doğal mekânları var. Deniz ve tepelerle
oluşan, kıyılarla insanın gözünü uzaklara sürükleyen mekânlar. Üsküdar’la
Beşiktaş ve Eminönü arasında gidip gelirken, Bebek’ten Kandilli’ye geçerken,
Kadıköy’den Köprü’ye gelirken, Sarayburnu’ndan Boğaz’a bakarken, köprülerden
geçerken, kıyı yollarında dolaşırken, Boğaz’dan Karadeniz’e açılır ya da
Karadeniz’den Boğaz’a girerken, Marmara’dan ya da Salacak’tan İstanbul’a
bakarken, hangi kültür tabakasından gelirseniz gelin bakmaya doyamayacağınız
güzellikler var. Hele bunları baharın, dumanla kirlenmemiş bir sabahında, güneş
sizi ısıtmaya başladığı zaman, İstanbul’un bir kıyısında, bir kahvesinde, hafif
sisler içinde, Sisley’den bir tablo gibi algıladığınız zaman insanların yaptığı
bütün kötülükleri unutabilirsiniz. Hafif bir kader ezikliğiyle belki
affedebilirsiniz bile. Düşünceyi katmadığınız saf algı anlarında İstanbul’dan
daha güzel bir kent olmadığını, dünyayı burada yaşadığınız için şanslı
olduğunuzu bile düşünmeye başlayabilirsiniz...”
Kent ve
Mimarlık Üzerine- İstanbul Yazıları / Doğan Kuban
YEM
Yayın Genişletilmiş 2. Baskı Ekim 2010, İstanbul 18x24 cm 372 sayfa,
karton kapak 100’e yakın fotoğraf ve
gravür Türkçe
|