Ücretle çalışanların sayısı arttı Raporun ücretle çalışanlar sayısı bölümüne göre, 2011 yılında, ikinci 500 büyük sanayi kuruluşunda ücretle çalışanlar sayısı bir önceki yıla göre yüzde 6 oranında arttı. İkinci 500'den yaklaşık 3 kat daha fazla istihdam yaratan birinci 500'deki artış oranı ise yüzde 4,3 ile daha düşüktü. İkinci 500'de, 2010 yılında yüzde 9,4 olan çalışanlara ödenen maaş ve ücretlerin satış gelirlerine oranı, 2011'de yüzde 8,4'e düştü. Bu oran birinci 500'de de yüzde 6,2'den yüzde 5,2'ye geriledi. Kaynak yapısı bozuldu Raporda, 2011 yılında, birinci 500'de olduğu gibi ikinci 500'deki özel kuruluşlarının kaynak yapısında da hızlı bir bozulmanın söz konusu olduğu belirtildi. Rapora göre, 2011 yılında ikinci 500'deki özel kuruluşlarda toplam borçlar yüzde 29,2 oranında artarken, toplam varlıklardaki artış yüzde 17,9 ile borçlardaki artışa göre oldukça düşük kaldı ve bu nedenle 2010'da yüzde 54,2 olan toplam borçlar/toplam varlıklar oranı, 2011'de yüzde 59,4'e yükselerek olumsuz bir eğilim gösterdi. 2010'dan 2011'e, öz kaynak payı da yüzde 45,8'den yüzde 40,6'ya geriledi.
Toplam borç/öz kaynak oranına bakıldığında, ikinci 500 kapsamındaki özel kuruluşlarda 2010'da yüzde 118,2 olan toplam borç/öz kaynak oranı, 2011'de hızlı bir yükselişle yüzde 146,1'e çıktı. 2011'de birinci 500'de de toplam borç/öz kaynak oranında hızlı artışlar söz konusu oldu. Borç/öz kaynak makasının açılması, özellikle kur ve faizlerin artması durumunda karlılığı olumsuz etkiliyor. 375 kuruluş kar ederken, 125'i zarar etti Rapora göre, 2011'de ikinci 500'de 375 kuruluş kar, 125 kuruluş ise zarar etti. 2010'da ise, kar eden kuruluş sayısı 442, zarar eden kuruluş sayısı 58 oldu. İkinci 500'de olduğu gibi birinci 500'de de kar edenler azalırken, zarar edenler artmıştı.
Satış karlılığına bakıldığında 2010'da yüzde 5,1 olan özel kuruluşlar satış karlılık oranı, 2011 yılında satış hasılatının yüzde 30,7 oranında artmasına rağmen, dönem kar ve zarar toplamının yüzde 17,9 oranında azalması sonucunda yüzde 3,2'ye geriledi. İkinci 500 özellerdeki satış karlılık oranları, 2009 yılı hariç, genel olarak birinci 500 özellerdeki oranların altında seyrediyor. 2009 yılında ise ikinci 500 özellerde satış karlılık oranı yüzde 5,4 ile birinci 500'deki yüzde 5,2'lik oranın üzerinde olmuş, 2011 yılında ise yüzde 3,2 ile birinci 500 özellerdeki yüzde 4,8'in altında kaldı. 2011 yılında satış karlılığında olduğu gibi aktif karlılığında da bir önceki yıla göre düşüş bulunuyor. İkinci 500 kapsamındaki özel kuruluşlarda 2010'da yüzde 5 olan aktif karlılığı 2011'de yüzde 3,5'e geriledi. İkinci 500 özellerde ekonomik karlılık oranı 2010'da yüzde 14,9 iken, 2011'de yüzde 15 ile fazla değişmedi. Bu oran, birinci 500 özellerdeki yüzde 14,2'lik oranın bir miktar üzerinde bulunuyor. Varlık devir hızına bakıldığında 2011 yılında ikinci 500 özellerde satış karlılık oranı düşerken, varlık devir hızı küçük bir artış gösterdi. Bunun en önemli nedeninin, satış hasılatındaki artışın, toplam varlıklardaki artıştan yüksek olmasından kaynaklandığı bildirildi. İkinci 500 kapsamındaki özel kuruluşlarda varlık devir hızı yıllardır birinci 500 özellerin altında seyrediyor. Birinci 500 özellerde varlık devir hızı 1,20'den 1,34'e yükselirken, ikinci 500'deki özellerde de 0,97'den 1,08'e çıktı. Küçük ve yetersiz olsa da varlık devir hızının artması olumlu bir gelişme olarak görülüyor. Katma değer verimliliğindeki olumsuzluk Net katma değerin faktör gelirlerine göre dağılımına bakıldığında, ikinci 500 özellerde 2010'da yüzde 61,6 olan maaş ve ücretlerin payı, 2011'de yüzde 60,5'e, milli gelir anlamında karın payı yüzde 27,3'den yüzde 25,1'e gerilerken, ödenen faizlerin payı yüzde 11,1'den yüzde 14,4'e yükseldi. Net katma değerin satış hasılatı oranına bakıldığında, ikinci 500'de 1997 yılında satış gelirleriyle yüzde 19,9 oranında net katma değer yaratılırken, bu oran 2008'de yüzde 11,4'e geriledi. 2009'da yüzde 16,7, 2010'da yüzde 15,3 olan bu oran, 2011'de ise 14'e geriledi. Aynı oran, birinci 500'de biraz daha düşük bir seyir içinde bulunuyor. Raporda, net katma değer/satışlar oranının gerilemesinin, katma değer verimliliğinde olumsuzluğa işaret ettiğini belirtilerek, dünyada katma değeri yüksek ürünlere yönelmek, daha fazla katma değer yaratmak giderek daha önemli hale gelirken, İSO birinci ve ikinci 500 özellerde net katma değer/satışlar oranının giderek küçülmesinin düşündürücü olduğu kaydedildi.
|