İzmir'in Çernobili’nden 260...
Manisa’daki Radyoaktif Hareketlilik...
Sinop NGS ÇED Davası Danıştay’a Taşındı
Nükleer Çözüm Değil Risk
Sinop’un Kaderi 30 Gün Sonra...
Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi...
Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi TBMM'de
Nükleer Enerji Yasası Geliyor
AB’de Nükleer Konusunda Fikir Ayrılığı
Sinop NGS’de Atıklar Belirsiz,...
Almanya, Türkiye’ye Attığı...
Çöken Barajdan 4 Bin 500 Ton...
Belediye Dere Kenarına Çöp Döküyor
Dünyanın Çöpü Türkiye’de Kaldı
Kaçak Çalışan Tesisi Belediye Mühürledi
Bahçeşehir’in Ortasına Yapılan...
Fransa Yıllar Sonra Nükleer...
Atık Yönetimi Mühendisliği,...
Kooperatiflere Düzenleme Getiren...
Foça'daki Belirsiz Atıktan...
Radyoaktif Atık ve Nükleer...
10 Ülkeden Nükleer Enerjiyi...
“Paris İklim Anlaşması, Nükleer...
Nükleere Harcanan Bütçede Tarihi Rekor
Nükleer, Dünyadan Üç Kat Daha Pahalı
Yeni Nükleer Yasa Çalışmaları Başladı
“Trakya’ya Nükleer Santral...
Nükleer Karşıtı Platform Basın...
Nükleer Düzenleme Kurumu Kapatılsın
“Türkiye Nükleer Atık Çöplüğü Olmasın, Kanun Veto Edilsin!”
Elektrik Mühendisleri Odası, yaptığı açıklama ile yasalaştırılan Türkiye’yi nükleer atık çöplüğüne çevirebilecek düzenlemelere tepki gösterdi.
Elektrik Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: “Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylandığı gece ‘çevre için büyük bir adım atıldığı’ iddiasıyla yaratılan algının perde arkasında, Türkiye’yi nükleer atık çöplüğüne çevirebilecek iki düzenleme daha yasalaştırılmıştır. İki yıldır Meclis’te bekleyen söz konusu kanun tekliflerinin bir anda gündeme taşınması ve Paris İklim Anlaşması’nın arkasına gizlenerek kamuoyunun dikkatinden kaçırılmaya çalışılması, bu alanda kirli pazarlıkların yapıldığına dair kuşkularımızı güçlendirmektedir. Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması beklenen söz konusu düzenlemelerden ilki 7336 sayılı Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşmeye Türkiye Cumhuriyeti'nin Beyanlarla Birlikte Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’dur. Kanunda, nükleer atıkların yeniden kaynak olarak kullanılmasının yanı sıra ortak proje yürütülen başka ülkelerin nükleer atıklarının da kabul edilebileceği, atığın ortaya çıktığı ülke dışında başka ülkelerde bertaraf edilebileceğine dair hükümler yer almaktadır. Diğer düzenleme ise 7337 sayılı 28 Ocak 1964 Tarihli Ek Protokol ve 16 Kasım 1982 Tarihli Protokol ile Değiştirilen 29 Temmuz 1960 Tarihli Nükleer Enerji Alanında Üçüncü Şahıslara Karşı Hukuki Mesuliyete Dair Sözleşmeyi Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’dur. Bu kanunda da meydana gelebilecek kazaların etkilerinden doğacak zararların tazminine ilişkin maddeler bulunmaktadır. Akkuyu Nükleer Santralı’nın inşaatı sırasında temelde çatlaklar oluştuğuna yönelik haberler hatırlanırsa, olası bir kaza durumu için hazırlık mı yapıldığı soruları akıllara gelmektedir. Ülkemizin enerji verimliliği politikaları ve yenilenebilir enerji kaynakları yerine tehlikeli, atık sorunu çözülememiş, pahalı ve enerji bağımlılığımızı daha da artıracak nükleer santralların tercih edilmesinin açıklanabilir hiçbir yanı yoktur. Nükleer santrallar ‘milli enerji, nükleer güç, kendi enerjimizi üreteceğiz’ yalanlarıyla kamuoyuna sunulmaktadır. Oysa Akkuyu’da bedavaya verilen sahada Rus şirket tarafından kurulup işletilecek olan nükleer santralda, Rusya’dan getirilecek yakıtla üretilecek elektriği Türkiye satın alacaktır. Rus Devleti Türkiye’de bir nükleer santral işletecek ve karını da alıp götürecektir. Ama bir kaza olursa tüm zarar Türkiye’nin ve Türkiye’de yaşayanların olacaktır. Yani dışa bağımlılık yanında nükleer santralla birlikte kaza, felaket ve ölüm riski de doğacaktır. Tüm bu gerçekler ışığında duyarlı yurttaşları Akkuyu’nun ve ülkemizin nükleer santral felaketinden korunması için mücadeleye çağırıyoruz. Ülkemizin nükleer batağına saplanmasına izin verilemez. 7336 ve 7337 sayılı yasalar veto edilmeli, Türkiye bu karanlığa geçit vermemelidir.” |