strong>Kalite ve insana yatırım
- Bosch için bir ‘Made in Turkey’ markası oluşturduk dediniz. Nasıl bir süreçte oluştu bu?
- H.B.: Biliyorsunuz 1990’lı yılların ortalarına kadar Türk malı imajı Avrupa’da hayli kötüydü. Manisa’daki fabrikamızda kombi üretiyorduk, ancak Avrupa’ya satışta zorlanıyorduk. Bosch’un içinde bile kalitemizi anlatmakta zorlanıyorduk. Bunun üzerine Almanya’dan 20’şer kişilik gruplar halinde insanları Manisa’ya davet ettik. Fabrikayı ve çalışanlarımızı gördüler, hayran kaldılar. Kalite ve insana yatırım en önem verdiğimiz konular olunca haliyle başarı da onu takip ediyor. Avrupa Kalite Ödülü’nü (EFQM) 2003 ve 2008 yıllarında olmak üzere 2 kez aldık. Türkiye’de de 2007’de KalDer’in “Sürdürülebilirlik” ödülünü aldık. Şimdi 2011 ödülü için başvurduk. Hedefimiz sürekli mükemmeliyetçilik.
Türk insanı sahipleniyor
- Türkiye’deki üretilenleri Bosch’un diğer ülkelerdeki üretimleriyle kıyasladığınızda nasıl bir tablo çıkıyor ortaya?
- H.B.: Açıkça söylemek gerekirse ABD ve Fransa’dan çok daha iyiyiz. Rakiplerimiz Almanya ve Japonya. Çin ve Hindistan gibi ülkelerde işçilik ucuz. Ancak bu ülkelerde kaliteli üretim yapılamıyor. Dünyada fabrikasını en iyi sahiplenen insanlar Türkiye’de. Türk insanı “ben bunu yaparsam ne kazanırım” veya “bu iş çok zor” gibi önkabullerle işe başlamıyor. Yüksek bir motivasyonla “ben işimi dürüst olarak yapayım, fabrikam beni mağdur etmez” felsefesiyle hareket ediyor. Bu sahiplenme de beraberinde başarıyı getiriyor.
Krizler bizi yıldıramadı
- Türkiye’de 100 yılı aşkın bir süre kalınca yaşanan ekonomik krizler de önemli oluyor. Biri Türkiye kaynaklı, biri global iki krizi göz önüne aldığınızda Bosch Türkiye olarak nasıl bir politika yürüttünüz?
- H.B.: Bosch’un ilk üretimi 1972 yılında Bursa’da başladı. 80 kişi ile. Şimdi ise 9 bin kişiyi aştı. Bu kadar uzun vadeli ve uzun hedefli bir işbirliği olunca krizleri de yönetmeyi öğreniyorsunuz. 2001 krizinde ihracatımız hız kesmediği için etkilenmedik. Üstelik istihdam artışı bile yaşandı. 2009 krizi ise küresel olduğu için üretimimiz yüzde 50 oranında azalmıştı. Ancak buna karşın istihdamda sadece yüzde 1.6 azalma yaşadık. Çalışanımızı kaybetmemek için farklı uygulamalara geçtik. Örneğin o dönem esnek çalışma modeline geçtik. Emekliliği gelenlere bir gönüllü programı uyguladık. Yatırım programımızı da askıya almadık. Krizin ortasında 30 milyon Avro yatırım yaparak dizel püskürtme sistemini devreye aldık.
|