STRONG>Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türkiye
ve dünyadaki sayılı endemik bitki türlerini barındıran ve uluslararası
anlaşmalarla koruma altında bulunan Abant Gölü Tabiat Parkı’nda
yapılan çevre tahribatını yargıya taşıdı.
Önce düzenleme adı altında
yapılan inşaatların bitki türlerini sualtında bırakarak, hayvanların göç
etmesine yol açtığı haberleri çıkmış ardından da bu tadilatların tümünün bölgede
yapılacak olan lüks bir otele yol sağlamak için başladığı ortaya
çıkmıştı.
TMMOB, Bolu İl Özel İdaresi tarafından yürütülen çalışmalar
nedeniyle Bolu Valisi H. İbrahim Akpınar ve İl Özel İdaresi
Genel Sekreteri Tahsin Akduman hakkında ceza davası açılması
istemiyle Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu.
TMMOB
tahribatın dökümünü verdi
TMMOB tarafından 2873 sayılı Milli
Parklar, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Kanunu’na
muhalefet nedeniyle sanıklar hakkında ceza davası açılması istemiyle Bolu
Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan başvuruda; Bolu İl Özel İdaresince yasalara
aykırı bir biçimde milli parka müdahalede bulunulduğu belirtildi.
Dava
dilekçesinde yapılan tahribat şöyle anlatıldı:
“Göl seviyesini yükseltmek
ve göl yüzeyini genişletmek amacıyla gölün kuzeyindeki tahliye kanalının önüne,
165 cm yüksekliğinde bir set inşa edildi. Böylece göl aynasında su seviyesinin
yükselmesiyle, kıyıdaki yüzlerce bitki türü, çayırlık ve meralar ile 500 adet
ağaç sular altında kaldı. Bunun sonucu olarak kökleri su altında kalan doğal
ormanlar kurumaya başladı. Su altında kalan yolları kurtarmak için ağır iş
makineleri alana sokulmuş ve doğal değerleri yıkıma uğratan çalışma başlatıldı.
Onlarca makine yamaçları oyarak yeni erozyon sahaları yaratmış; çıkan toprakları
da yolların üzerine dökmek suretiyle, yol seviyesi bazı yerlerde 3-4 m
yükseltilmiş ve 8 m olması gereken yol genişliği yasalara aykırı olarak 12-20
metreye kadar çıkarılmıştır. Eski yollar yükseltilirken, göl aynasının hemen
kenarından yol yapma yasağına rağmen, Milli Parklar Kanunu’nda belirtilen
standartlardan daha geniş yeni yollar inşa edildi. Göl etrafında yollar tamamen
yeniden yenilenirken, tüm dünyada nesli tükenmekte olduğu için Uluslararası Bern
Sözleşmesi gereği mutlak koruma altına alınan ve kırmızı listede bulunan su
samurlarının (Lutra lutra) yaşam alanları ve yuvaları bozularak, kaybolmalarına
ve büyük bir olasılıkla ölmelerine neden olundu. Abant’ın güneyindeki Örencik
yaylasındaki çayır ve meralar dünyada sadece Abant havzasında yetişen bitkilerin
yaşama alanıdır. Bilime ve yasalara aykırı olarak, buranın gerçek kaynak ve
değerleri olan biyolojik çeşitlilik hiçe sayılarak, bu yayla da sular altında
bırakılmış ve Abant’a 800-1000 m uzaklıkta ikinci bir göl (Yavru Abant)
oluşturuldu. Sular hala birikmeye devam etmekte olduğu için şimdiden Abant Gölü
kadar büyüklüğe ulaşan bu yerde, orkideler ve endemik türler yok olma tehlikesi
ile karşı karşıya bırakılmıştır.”
‘Valilik hukuka aykırı
davrandı’
TMMOB’un suç duyurusundaysa yapılan çevre talanıyla,
Milli Parklar Kanunu, Kıyı Kanunu, Sulak Alanlar Sözleşmesi, Sulak Alanların
Korunması Yönetmeliği, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Avrupa’nın Yaban
Hayatının ve Yaşam Ortamlarını Koruma Sözleşmesi’nin (Bern Sözleşmesi)
çiğnendiğini ve bu hukuksuzluğa ‘dur’ denmesi gerektiğini belirtti.
TMMOB
yönetimi, tüm bu hukuk ihlalleri ortaya koyarak, “Bu alanın geleceğinin,
yalnızca Bolu İl Özel İdaresi’nin tasarrufuna bırakılamayacağı ve teslim
edilemeyeceği uygulama ile açıkça ortaya çıkmıştır. Bolu Cumhuriyet Savcılarının
bu ağır ve süren ihlale hemen müdahale etmesi ve tecavüzü durdurması
gerekmektedir. Suçüstü halinde, soruşturma için herhangi bir izne gerek
olmadığından sanıklar hakkında gecikmeksizin kamu davası açılması gerekmektedir”
ifadelerini kullandı.
|