Mehmet Büyükekşi, TİM'in, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Pascal Lamy onuruna düzenlediği toplantıda, Lemy'nin ziyaretinin hem Türkiye hem de ihracatçılar açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Büyükekşi, DTÖ'nün 1 Ocak 2005'ten itibaren kotaları ve tarife dışı engelleri kaldırmak için önemli bir adım attığını hatırlatarak, ''Bu engelleri kaldıran çok taraflı ticaret anlaşmaları ile küresel ticaretin gelişmesine çok büyük katkı yaptı. Ancak bu tarihten sonra çok taraflı anlaşma yapma eğilimi azaldı. Bunun yerini bölgesel ticaret anlaşmaları ve ikili serbest ticaret anlaşmaları almaya başladı'' dedi. Bu yeni anlaşmaların taraflarına, çok daha fazla avantajlar sağladığını dile getiren Büyükekşi, bunun da genelde herkesin eşit yararlandığı çok taraflı anlaşmaların etkinliğini azalttığını söyledi. Büyükekşi, örgütün ikili ve bölgesel anlaşmalar yerine, tüm ülkelere eşit rekabet koşulları yaratan çok taraflı anlaşma yaklaşımına dönmesini yararlı gördüklerini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: ''Örgüt, tüm üye ülkeler için eşit rekabet koşulları yaratan ortak ticaret kuralları koyuyor. Ancak bu kurallar ile ticarette ortak olan ülkeler, işin üretim tarafında eşit olamıyor. Bunun nedeni de özellikle çalışma koşullarındaki eşitsizlikler. Bu kurallara uyan ülkeler ile uymayan ülkeler arasında derin iş gücü ve üretim maliyetleri oluşuyor. Bu da haksız rekabet ortaya çıkarıyor. Dünya Ticaret Örgütü'nün bu alanda göstereceği hassasiyeti oldukça önemli buluyoruz.''
"Teknik standartlar önemi bir engel oluşturmaya devam ediyor" DTÖ'nün, ticaret önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik önemli çabaları olduğunun altını çizen TİM Başkanı Büyükekşi, ''Bunu takdirle karşılıyoruz. Ancak buna karşın teknik standartlar ticarette önemi bir engel oluşturmaya devam ediyor. ABD, AB ve Çin'in yanı sıra son dönemlerde birçok ülke mal standartları geliştiriyor. Ve bu standartlar da ithal ürünlerde aranıyor. Bu durum birçok karmaşayı da içinde barındırıyor'' ifadelerini kullandı.
Mehmet Büyükekşi, tüm ülkeler için ayrı standartlarda ürün imal edilmek durumunda kalındığına işaret ederek, her farklı standardın, ayrı bir test ve tescil maliyeti de yüklediğini söyledi. Büyükekşi, bunun sonucunda maliyetlerin arttığını, ticaretin sınırlandığını dile getirerek şu değerlendirmelerde bulundu: ''Biz bu noktada, standart uygulamalarının teknik engel olarak uygulanmasının önlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Diğer taraftan, küresel iklim koşulları ile ilgili en son anlaşma olan Kyoto anlaşmasında sona yaklaşılıyor. Ancak bu tip anlaşmaya ABD ve Çin gibi en çok karbon salınımı gerçekleştiren ülkeler dahi taraf değil. Dolayısıyla bu da üretim ve ticarette bir diğer haksız rekabete yol açıyor. Örgütün bu alanda bir yaptırım gücü olmadığını biliyoruz. Ancak örgütün bu konuya hassasiyet göstermesinin önemli olacağına inanıyoruz.''
"Gözlemci üyelerin tam üyelik süreçleri hızlandırılsın"
DTÖ'nde halen gözlemci üye olan Cezayir, Irak, İran, Libya, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Kazakistan, Lübnan, Özbekistan, Yemen ve Sudan gibi ülkelerin tam üyelik süreçlerinin hızlandırılması temennisinde bulunan Büyükekşi, ''Bu süreç, Türkiye gibi bu ülkelerle ticaret yapan ülkeler için avantaj sağlayacak. Üzerinde durduğumuz bir önemli konu da kur savaşları. Bu konu da, direkt olarak Örgütün konusu değil. Ancak, ülkelerin para birimlerinin değerleri ile oynayarak rekabet gücü kazanma girişimleri dünya ticaretine zarar veriyor. Bu girişimlerin kurlar savaşına dönüşmesi Türkiye gibi gelişen ülkeleri olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla ihracatçılar olarak bizler ticaretimizin önündeki her türlü engelin kaldırılmasını istiyoruz. Dünya ticaretinin en iyi dostu Türkiye'nin, dünya ticaretine katkısını artırmak istiyoruz'' diye konuştu.
|