Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri (TAY)
Projesi kapsamında gerçekleştirilen “Türkiye Arkeolojik
Tahribat Raporu, Marmara Bölgesi Bizans Dönemi” çalışmasına göre
İstanbul ve çevresinde Bizans dönemine ait 443 eserin 336’sının ağır
tahribata uğradığı belirlendi. 36 yeni kalıntı bölgesinin de gün
ışığına çıkarıldığı çalışmaya göre tahribatın yüzde 50’si yapılaşma ve yol
çalışmaları nedeniyle meydana gelirken, tarihi eserlerin büyük bir kısmının
devlet eliyle zarar gördüğü kaydedildi.
TAY Projesi’nce 2001’den bu yana sürdülen Türkiye Arkeolojik Tahribat Raporu
çalışmasının Marmara Bölgesi’ne ilişkin son verileri dün Cağaloğlu’ndaki Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Lokali’nde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nce
desteklenen proje hakkında bilgi veren TAY Projesi Koordinatörü Oğuz
Tanındı, İstanbul il sınırları içinde tahribata uğradığı tespit edilen
200’e yakın Bizans dönemi eseri bulunduğunu belirterek, özetle şunları
söyledi:
“Özellikle İstanbul’da tarihi saray kalıntıları üzerine oturmuş çok sayıda
bina tespit ettik. Bazı kiliselerde depo ve atölyeler var. İstanbul’un
merkezindeki tarihi surların yanında tarım alanları var. Marmara’daki diğer
illerde ise kaçak kazılar nedeniyle binlerce yıllık yapılar yok ediliyor.
1973-1975 yılları arasında İstanbul Arkeoloji Müzesi’nce araştırılan tarihi
Pendik Manastırı kalıntıları, Ulaştırma Bakanlığı’nca 1996’da yol yapılırken
tamamen yok edildi. Türkiye genelinde baraj yapılacağı gerekçesiyle 120 höyük
artık yok. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesine bu manzaralarla
hazırlanıyor.”
16 yılda bir bakan
Hazırladıkları raporları Cumhurbaşkanlığı, Kültür ve
Turizm Bakanlığı, Devlet Su İşleri,
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra
UNESCO ve Avrupa Birliği’nin de aralarında
bulunduğu çok sayıda kurum ve kuruluşa gönderdiklerine de değinen Tanındı, “TAY
Projesi’ni 16 yıldır sürdürüyoruz. 16 yılda tek eski Kültür ve Turizm Bakanı
İstemihan Talay teşekkür mektubu gönderdi. Türkiye’de ne yazık ki tarihi
eserlere sahip çıkan kurum Kültür ve Turizm Bakanlığı değil, Jandarma Genel
Komutanlığı’dır. Jandarma, tarihi eser kaçakçılığıyla mücadele etmek için özel
timler kurdu. Bölgelerdeki eserlere ilişkin geniş bir envanter çalışmasına da
sahipler” eleştirisinde bulundu. Tanındı, Yenikapı’daki tarihi liman alanı için
10 yıl önce kazı izni verilmesi halinde tüm limanın envanterinin
çıkarılabileceğini de anımsattı.
|