Türkiye doğaltaş sektörünün küresel rekabetteki gücünü artırmak isteyen İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), dünyanın en prestijli fuarlarından Milano Tasarım Haftası'na 'Thus Spoke the Marble / Ve mermer dedi ki' üst başlığıyla kavramsallaştırılan ve 4000 yıllık bir 'tanıklığı' olan Anadolu mermerinin bu bilgeliğini her yıl farklı bir hikayeyle dile getirmeyi hedefleyen bir sergi dizisiyle katılıyor. Türkiye'nin yurtdışında gerçekleştirilen en büyük tasarım sergisi olma iddiasını taşıyan ve Demirden Design küratörlüğünde hayata geçirilen sergi, Zona Tortona Superstudio Piu Art Garden’da 900 metrekarelik alanda fuar ziyaretçileriyle buluşuyor. Geçen yıl 'yol seni değiştirir' temasıyla dünyaca ünlü dokuz ismin Anadolu mermeri ile yaptıkları 'yolculuk' temalı tasarımlara yer verilen sergide, bu yıl farklı disiplinlerden gelen 6 tasarımcı ve mimarın 'ışıkla yıkanmak' temalı işleri yer alıyor. Serginin, 2013 sonbaharında İstanbul ve önde gelen dünya şehirlerini gezmesi planlanıyor.
yapi.com.tr'ye sergiyle ilgili açıklamalarda bulunan Demirden Design Tasarım Direktörü H. Demir Obuz, 'ışıkla yıkanmak' temasının hem mermerin ocaktan çıkarılmasına yani doğumuna, hem de suyla ilişkisine referans verdiğini söylüyor ve ışığın sanatçılar için de ne kadar önemli bir enstruman olduğunun altını çiziyor. Sergide mermeri, mimari açıdan Doriana - Massimiliano Fuksas (İtalya), Melkan Gürsel - Murat Tabanlıoğlu (Türkiye), Alişan Çırakoğlu (Türkiye), endüstriyel tasarım odaklı Mathieu Lehanneur (Fransa), moda gözüyle Dice Kayek (Türkiye) ve sanatçı-tasarımcı Arik Levy’nin (Fransa) yorumladığını anımsatan Obuz, neden bu isimlerin tercih edildiğini ise şöyle açıklıyor:
"Her tasarımcının uzmanlaştığı belli konular var. Biz, farklı disiplinleri öne çıkararak, farklı kullanım alanlarını teşvik etmek istedik. Bu anlamda, 'ışıkla yıkanmak' kavramını önceleyecek, yeni açılımlara referans olabilecek işler yapabilecek isimlerle çalışmak istedik. Amacımız, heykel üretmek ya da heykelsi formlar yaratmak değildi; ama öncü tasarımlarla mimarlara, tasarımcılara, müteahhitlere, mermerin günlük hayatımızda çok farklı şekilde kullanılabileceğini, yaşama değer katabilen bir materyal olabileceğini göstermekti. Sergi de, bunu yapıyor".
Demir ObuzMermer doğası gereği 'eşsiz' bir malzeme
Modanın bazı jenerik malzemeleri öne çıkarabildiğini, ancak zamanın onların uzun vadede o kadar da kıymetli olmadıklarını gösterdiğini ifade eden Obuz, mermeri bu anlamda ‘muhteşem’ bir malzeme olarak tanımlıyor. Her katmanında doğanın farklı izlerini taşıyan mermerin tasarım ve lüks tüketimde çok önemli olan ‘eşsizliğe’ doğası gereği sahip olduğunu kaydeden Obuz, şöyle devam ediyor:
“Ayrıca son derece dayanıklı bir malzeme ve yaşanmışlığı da gösteriyor. Ağır oluşu, kırılganlığı ve fiyatı nedeniyle kullanımda biraz geride kalıyor gibi görünse de; aslında ölümsüzleşecek eserlerde, çok uzun vadede kıymetini koruyacak işlerde yeri doldurulamaz bir malzeme. Mermerle tanıştıktan sonra seramik gibi malzemelerin yapaylığı insanı biraz ürkütüyor. Evet pişmiş toprak da çok büyük bir gelenek, ama ondaki standartla mermerin eşsizliği kıyaslanamıyor. Dolayısıyla İMİB’in yaptığı iş; yani tasarımcılara, mimarlara ve iç mimarlara, mermerin farklı kullanım alanlarını göstermek, çok doğru bir şey. Onların keşif yapmalarını sağlıyor ve bir kere keşfettikten sonra da çok seviyor ve kullanıyorsunuz”.
Tasarım kültürü ve yönetimi, firmaların DNA’larına bir yapıtaşı olarak yerleşmeli
Doğal taşların katma değer yaratması için tasarımla birleşmesi gerektiğinin altını çizen Obuz, ancak tasarımın hayatla buluşabilmesi için de bir kültür olarak toplumda yaygınlaşması; hem son kullanıcısında, hem sanayicisinde, hem tasarımcının kendinde oturmuş, yaşanılır hale gelmiş olması gerektiğine işaret ediyor. Obuz, markalaşmaya çok benzettiği bu pratiğin, yıllarca sürdürülmesi, arkasında durulması gereken bir mücadeleden sonra bir olgunluk seviyesine ulaşabileceğini kaydederek, Türkiye'nin bu anlamda gelişmiş ülkeleri biraz geriden izlediğini sözlerine ekliyor:
"Dolayısıyla tasarımın ön plana çıkması ve mucizevi bir şekilde her şeyi değiştirmesi birdenbire olmayacak; zaman alacak. Sanayimizin bir bölümünde eskiden kalma bir taklit etme alışkanlığı var; ama yavaş yavaş değişiyor. Herkes, fark yaratan bir tasarımla ön plana çıkabileceğinin farkında; rakiplerinden bu şekilde sıyrılabileceğini görüyor. Ancak fark yaratacak tasarımı elde etmek için de bir deneyim ve bilgi gerekiyor. Tasarım kültürü ve yönetimi firmaların DNA’larına bir yapıtaşı olarak yerleşmeden, iyi bir tasarıma sahip olmak, onu ürünleştirmek ve başarıyı yakalamakta aksaklıklar yaşanabilir.
Burada sorun, tasarımcıdan çok mucizevi çözümler beklenmesi. Tasarımcıdan, her şeyin çözüldüğü, maliyeti düşük ama katma değeri yüksek işler isteniyor; bu da çok büyük ihtimalle gerçekleşmiyor. Firmalar hedef pazarlarını, kendi marka stratejilerini, yapılanmalarını, kendilerini ifade etme şekillerini ürünleriyle eşleştirmeden, o fark yaratacak tasarımı bulmakta zorlanıyorlar. Biz İMİB Yönetim Kuruluyla, bu sergi için gerçekleştirilen tasarımların, hemen bir ürün haline gelip ekonomik bir değere dönüşmesini beklemenin mümkün olamayacağı konusunda uzlaştık. Çünkü bir ürün için hammadde durumu, firmanın üretim teknikleri, hedef pazarlar, satış stratejileri gibi birçok girdinin ele alınması ve tasarımın ortaya çıkması gerekiyor".
Tasarım teşviklerinin kapsamı genişletilmeli ve süresi uzatılmalı
Obuz, başarı için bir metodolojiye bağlı olarak, tasarım yönetimiyle beraber çok sabırlı ve ısrarlı çalışmanın öneminin altını çiziyor ve örnek olarak İtalya'yı gösteriyor.
"İtalya bunu bir devlet politikası haline getirdiği ve ısrarla sürdürdüğü, teşviklerle desteklediği için ‘İtalyan tasarımı’ diye bir şey var. Türkiye'de de tasarım denilince ismi zihinlere gelen büyük ölçekli kuruluşlarımız var; tasarımla yükselen genç girişimciler, daha küçük ölçekli markalar da söz konusu. Bu öncülerin, devlet tarafından desteklenmeleri gerekiyor ve devlet de destekliyor. Tasarım ofisleri ve şirketlerinin desteklenmesi yönündeki bu uygulamanın kapsamının genişletilmesi ve süresinin de uzatılması gerekiyor. Devlet, örneğin 4 yıllık bir tasarım teşviği veriyor; ancak 4 senede 100 yıllık geçmişi olan rakiplerinizi geçmeniz mümkün olamayacağı için, bu desteğin sabırla sürdürülmesi gerekiyor".
|