Kaçak Döküm Ekonomiye Kazandırılacak
Kaçak Hafriyat Dökümü Zarar Veriyor!
‘Tarihi Yarımada’da Neler Oluyor?
Tarihi Yarımada’ya Yeni Düzenleme!
Kadıköy'de Yine Hafriyat Kamyonu Faciası
300 Milyon Dolarlık Ranta Yargı Freni!
Tarihi Yarımada Otellerle Dolacak
Tarihi Yarımada için Tarihi Karar!
Doğa Harikası Kanyona Hafriyat Döktüler!
"Altın Madenine Hayır" Eylemi
Tarihi Yarımadada Tarihe Kepçeli...
Eski İzmir Evlerini Koruyamadık
Bize Göre Restorasyon, Venedik...
Gizli Tarih Taşocağı Olacak
TCDD'den "Sirkeci Garı" Açıklaması
Hafriyatlar İnsan Sağlığına...
Tarihi Surlardaki Tahribatın...
Tarihi Mekana Vergi Geliyor
Kemeraltı’nda Bir Tarih Yok Oluyor!
Tarihî Binaların Üzerinden...
Tarihi Koruya "Rezidans ve...
Tarihi Yarımada’ya Hançer
Tarihi Yarımadaya Miting Burnu!
Gelibolu Yarımadası Tarihi...
Panel: Tarihi Yarımada'da Ne Oluyor?
Karaburun Yarımadası için...
Tarihi Yarımadanın Şekli Bozuldu
Sahibinden Satılık Yarımada!
Yarımada'ya 'Duble' Çevre Müjdesi!
Kirli Su ve Atıklar Gölde...
EMBARQ Turkiye'den Tarihi...
Yarımada’dan İzmir’e İsyan Yürüyüşü!
Tarihi Yarımada’nın Trendi Ayakta Durmak
'Tarihi Yarımada' Hafriyat Altında!
Tarihi yarımadada inşaat furyası başladı. Hemen her yerde ya hafriyat ya da etrafı tahta paravanlarla kapalı inşaatlara rastlıyorsunuz. En kötüsü ise tüm yarımada sit alanı olmasına rağmen hafriyat çalışmalarında iş makinelerinin tarihi eserleri yok etmesi.
Radikal'den Ömer Erbil'in haberine göre, Fatih Belediyesi, yapılan hafriyatlardan Arkeoloji Müzesi’ni sorumlu tutuyor. Koruma Kurulu kararı gereğince hafriyat çalışmalarında müze arkeologlarının hafriyatların başında bulunup kurtarma kazıları yapması şart. Müze denetiminde yapılan kazılarda bile iş makinesinin yer alması akıl almaz görüntülere neden oluyor. Laleli Mesihpaşa Caddesi numara 16 daki hafriyat çalışmalarında müze uzmanı B. T. görevli. Ancak iş makinesinin paramparça ettiği eserler ortada. Sütun başı, kaidesi ve bir mimari blok iş makinesinin hışmına uğramış. İş makinesi ile kazı yapan arkeologlara kendi içlerinde ‘makineci’ ismi verilmiş.
Kentsel, arkeolojik ve tarihsel sit kapsamında olan yarımada da inşaat izinleri doğal olarak Koruma Kurulu iznine tabi. Yarımada bütününde yapılacak her proje kurulun önüne geliyor. Kurul projeleri değerlendirdikten sonra müze denetiminde yapılacak kazı sondaj çalışmalarından sonra inşai faaliyetlere izin veriyor. Bu izin alındıktan sonra da Fatih Belediyesi inşaat ruhsatı düzenliyor. Diğer yandan yapı tadilat ruhsatı ile de mevcut tescilli binaların restorasyonları yapılıyor. Tescilli yapıların etrafı tahta paravanlarla kapatılıyor ve içinde ne olup bittiğini anlamıyoruz. Çoğunda verilen izinleri gösteren uyarıcı levha bile yok. Hatırlanacağı gibi daha önce Sultanahmet’te tahta paravanlarla kapalı bir inşaai faaliyette Bizans saray kalıntılarına rastlanmış, yapı duvar kalıntıları iş makineleri ile tahrip edilmişti. Soruşturma gerekiyor Şimdi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu isimlerin son 2 yıldır yürüttükleri ve sorumlu oldukları kazılarda ne kadar kültür varlığı tespiti yapıldığını araştırması gerekiyor. Yapılacak bir soruşturma da bu isimlerin bugüne kadar sorumlu oldukları alanda kaç inşaata “2863 Sayılı Yasa kapsamında kültür varlığına rastlanmamıştır” raporu verdikleri de ortaya çıkacaktır. Arkeoloji Müze Müdürü Zeynep Kızıltan’ın bugüne kadarki uygulamalarından arkeolojiye olan duyarlılığına yakından şahidiz. Hassasiyetlerini de bilerek kendisini telefonla aradık. Bakanlıktan izin alınmadan konuşamayacağını belirten Kızıltan, uzman yetersizliğinden yakındı. İnşaat hafriyatı olan yerde yan binaların temellerini sağlama almak için önce kuyu temel çalışması yapılıyor. Bu çalışma sırasında parselin çevresine yanyana 3 m. x 1.5 çapında kuyu yapılarak beton dökülüyor. Müzenin görevlendirdiği uzman arkeolog çalışmanın başında durmadığı için çıkan kültür varlıkları yok ediliyor. Sirkeci Safveti Sokak’ta bizim tespit ettiğimiz durum da aynı. Kuyu temel yapılırken kocaman bir tarihi duvar yok edildi. Diğer başka bir yöntem ise karot sondaj dedikleri jeologlarla yapılan yöntem. 10 cm çapındaki bir burgu aleti ile arazide sondaj çalışması yapılıyor. Çıkan toprak analiz edilerek orada kültür tabakasına rastlanmadığı yönünde raporlar veriliyor. Koruma Kurulu da özel sektör tarafından yapılan bu yöntemi ve raporu ciddiye alarak inşaat yapılmasına izin veriyor. Oysa o topraktan kültür varlığı olmasını anlamak mümkün değil. Çünkü burgu makinesi zaten delip geçtiği için, kültür tabakasından geriye sadece un ufak olmuş toprak, taş parçacıkları kalıyor. Jeoradar yöntemi de maalesef Koruma Kurulu tarafından geçerli sayılan yöntemlerden biri olmaya başladı. Yere verilen elektro manyetik dalgalar sayesinde yerin altında kültür tabakası olup olmadığı öğreniliyor. Lakin bu yöntem özel sektör tarafından yapıldığı ve para kazanıldığı için verilen raporlar genelde işi verenin lehine olacak şekilde çıkıyor. Ancak kurul bu yöntemi de siyasi nüfuzu olanlar için geçerli sayıyor. Alınması gereken önlemler neler? |