ürkiye’nin dört bir yanında onlarca tarihî yapı bakımsızlık ve sahipsizlik nedeniyle yok olurken, birçok kültürel mirasımız da hatalı restorasyon ve yeterli uzman görevlendirilmemesi yüzünden tahrip oluyor.
Bu kazalara en son örnek Konya’da yaşandı. Halen restorasyon çalışmaları süren Sahip Ata Külliyesi Hangahı’nda (tekke) paha biçilemez değerdeki 5 adet çini pano işçiler tarafından kırıldı. Restorasyon çalışmaları sırasındaki ihmali kabul eden Vakıflar Genel Müdürlüğü sorunu ‘İhale Kanunu’na bağladı.
Sahip Ata Külliyesi Hangahı’ndan önce de bazı tarihî eserlerin restorasyonunun hatalı yapıldığı ileri sürülmüş, bunlara Ağrı’daki İshak Paşa Sarayı, Trabzon’daki Sümela Manastırı, Diyarbakır Surları ve Adana Ulucami’nin yenilenmesi örnek gösterilmişti. Vakıflar Genel Müdür Vekili Ahmet Tanyolaç’ın restorasyonların tarihî eserlerde tahribata yol açmasının İhale Kanunu’ndaki sorunlardan kaynaklandığını söylemesi olayı yeni bir boyuta taşıdı. Tanyolaç, ihale kanunu yüzünden normal bir bina ile tarihî mekanın aynı şartlarda ihaleye çıkarıldığına dikkat çekiyor. Tanyolaç’a göre; tarihî mekanların ihalesi özel şartname ile yapılmalı ve restorasyon esnasında mutlaka uzman bulundurulmalı. Tanyolaç’ın İhale Kanunu ile ilgili görüşlerini destekleyen bilim adamları, personel eksikliğine de vurgu yapıyor. Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma (TAÇ) Vakfı Genel Başkanı Dr. Sinan Genim, uzman eleman sıkıntısı sebebiyle restorasyonların aslına uygun yapılmadığını söylüyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün sanat eserlerinin değerini bilmediğini öne süren Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Haşim Karpuz ise, restorasyonun mutlaka sanat tarihçisi arkeolog veya bir mimarın gözetiminde yapılması gerektiğini dile getiriyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde tespit ve tescili yapılmış 18 binden fazla tarihî eser var. Son 3 yıl içerisinde kurumun gelirleri 5 kat artınca, restorasyon çalışmaları da ivme kazandı. Geçmiş yıllarda 2-3 restorasyon yapan vakıflar, 2004 yılında 400 eski eserin onarımını tamamladı. Bu sayının 2005 yılı itibarıyla 500’ün üzerine çıkarılması hedefleniyor. Restorasyon yapılan tarihî mekan sayısının artmasıyla, bu eserlere verilen zararlar da bir bir, gün yüzüne çıkmaya başladı. Bilim adamları ise ‘tarihî yapıları ayağa kaldırmak’ adına yapılan çalışmaları ‘katliam’ olarak niteliyor. Çalışmalarda yeterli kontrolün sağlanamadığını savunan Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Haşim Karpuz, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün sanat eserlerinin değerini bilmediğini öne sürüyor. Son yıllarda hızlandırılan onarım çalışmalarının iyi planlanmamış olduğunu ileri süren Karpuz, “Kültür varlıklarımız gündelik çözümlerle, müteahhitlere verilerek ele alınamaz. Vakıf eserlerini yapan insanların düşüncesini, onların bıraktığı mirası koruma yönünde olmayan, iyi planlanmamış işler yapıyoruz.” diyor. Karpuz, tarih ve kültür varlıklarımızın restorasyonunun İhale Kanunu’nun dışına çıkarılması gerektiğini söylüyor. TAÇ Vakfı Genel Başkanı Dr. Sinan Genim kültür varlıkları onarımının müteahhit eliyle yapılacak bir iş olmadığını savunuyor. Genim, “Ne yazık ki Türkiye’de 1983’ten sonra bu konuda uzman eleman kalmadı. Ne taşçı, ne çinici ne de duvarcı kaldı. Yeni tamamlanan yapılardaki detayların basitliğine bakınca bu çok rahat anlaşılabiliyor. Yeni yapı yapmayı beceremeyen müteahhitle, o işçi ve usta takımıyla restorasyon hiç yapılamaz. Ucuz yaptırıyoruz diye tarihî eserlerin canına okutuyoruz.” diye konuşuyor.
"İşçi-usta takımıyla restorasyon yapılamaz"
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün denetiminde bulunan cami, türbe, kervansaray, medrese, han, hamam, mescit, zaviye, mevlevîhane, çeşme ve benzeri kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi, koruma kurulları kararı alındıktan sonra, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yürütülüyor. Vakıfların restore yapacağı eserler için bir proje hazırlanıyor. Projeler özerk yapıdaki Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na sunularak onay bekleniyor. Kuruldan çıkan olumlu kararın ardından proje ihalesi yapılarak, işi alan yüklenici firma onarım çalışmalarına başlıyor. Türkiye’deki tarihî eserlerin yüzde 90’ının denetimini elinde bulunduran Vakıflar Genel Müdürlüğü yürürlükte bulunan İhale Kanunu’ndan şikâyetçi. Restorasyon çalışmalarını zor şartlarda ve kısıtlı imkanlarla yürüttüklerini dile getiren genel müdürlük, üniversitelerden yardım istiyor. Vakıflar Genel Müdür Vekili Ahmet Tanyolaç, kuruma bağlı 18 bin eserin 300’ünde restorasyon çalışmalarının devam ettiğini söylüyor. Restorasyon çalışmalarının İhale Kanunu’na göre yürütülmesinin kendilerini zor durumda bıraktığını kaydeden Tanyolaç, “ Bir işhanıyla bir eski eserin onarımı aynı kefede tutulamaz.” diye konuşuyor.
|