emelinin atıldığı tarihten başlayarak bitmeyecek gibi görünen bir
talihsiz serüvenler dizisi içinde varlığını korumaya çalışan
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM), zamanın Kültür ve Turizm
Bakanı Atilla Koç'un başlattığı 'macera'yı
sonlandıramıyor. 1 Haziran 2008'de boşaltılan ve 5 Mayıs 2009'da çeşitli
mecralarda yayınlanan ihale duyurusu ile ihale süreci başlayan AKM, son olarak
İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nin yürütmenin durdurulması istemli
talepleri yerinde bulup yürütmeyi durdurmasıyla birlikte macera içinde yeni bir
maceraya sürüklenecek gibi görünüyor.
İdare Mahkemesi’nin 03 Temmuz 2009 tarihinde oybirliğiyle aldığı karar
sürecinin kamuoyuna doğru yansıtılmadığına inanan meslek kuruluşları ve sivil
toplum örgütleri, 11 Ağustos Salı günü Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent
Şubesi'nin Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası'nda bir basın açıklaması yaptılar.
AKM'nin yenilenmesi sürecinin hiçbir aşamasında dikkate alınmadıklarını ve
sürece dahil edilmediklerini savunan temsilciler, amaçlarının AKM'nin
yenilenmesinin önüne geçmek değil korunmasını sağlamak olduğunu yinelediler.
AKM'nin korunması gerekirken dönüştürülmek istendiğini ve sorunun da bundan
kaynaklandığını söyleyen Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi YK Başkanı
Eyüp Muhcu, mahkemenin kararına dayanak olan bilirkişi
raporunun kamuoyuna derinliği olmayan, bilimsellikten uzak bir çalışma gibi
sunulmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Eyüp Muhcu, AKM'nin korunması
kararı verildikten sonra sürecin organizasyonunun İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Ajansı tarafından yapıldığını, ancak kararların kapalı kapılar ardında
alındığını, Oda'yı temsilen danışma kurulunda yer almasına rağmen kendisinin
dahi haberdar edilmediğini savunarak, "AKM'nin yenilenememesinin sorumlusu AKB
Ajansı ve ilgili kurumlardır" dedi.
"Bir tarafı Amerikan cafeleri, bir tarafı esnaf lokantaları olan bir AKM
istemiyoruz" diyen Nedim Saban ise, bunun bir yalnızlaştırma
politikası olduğunu, opera ve balenin, tiyatronun, heykelin ve müziğin kentin
ortasından uzaklaştırılmaya çalışıldığını söyledi.
Yavuz Demirkaya: Sendikamız hala yok sayılıyor
Daha sonra söz alan Kültür Sanat Sendikası (Kültür- Sanat Sen) Genel Başkanı
Yavuz Demirkaya, dava sonuçlanmasına rağmen hala sendikanın
görmezden gelinmesini, toplantılara çağrılmamasını eleştirdi. Projeyi
değerlendirdiklerini, düşüncelerini hazırladıkları raporlarla paylaştıklarını
belirten Demirkaya, ancak hiçbir zaman ciddiye alınmadıklarını sözlerine ekledi.
Demirkaya, "Mete Tapan'ın '3 kişiyle karar alındı' açıklamasını çok talihsiz bir
açıklama olarak değerlendiriyorum" diyerek, açtıkları dava ile tadilatı
engellemediklerini, aksine tarif edilen kurallara uygun yapılmasını
istediklerini söyledi. Basının süreci ele alma ve yansıtma biçimini de eleştiren
Demirkaya, onarımın biran önce yapılması için tarafları görüşmeye ve uzlaşmaya
çağırdı.
Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği ( UPSD) YK Başkanı Bedri
Baykam da sürecin başından bu yana AKM'nin yıkılmaması için yapılan
eylemleri anımsattı ve Avrupa Kültür Başkentliğine soyunan bir kentin ve o
kentin içinde bulunduğu ülkenin temsilcilerinin sanatçıların taleplerine, karşı
çıkışlarına böylesine kalabilmesine duyduğu şaşkınlığı dile getirdi. "AKM'ye
bunu yapanların yıllardır her fırsatta Taksim'e cami yapmak istemesi bir tesadüf
olamaz" diye konuşan Baykam, hukuka bir gün herkesin ihtiyacı olacağı uyarısında
bulundu.
Basın toplantısına Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği (TOMEB) adına İstanbul
temsilcisi olarak katılan Orhan Kurtuldu ise ihale
şartnamesinde yer alan ürün özelliklerinden yola çıkarak bazı firmaların
tariflenmesinden duydukları endişeyi dile getirdi ve "AKB Ajansı kaza yaptı,
çünkü kuralları çiğnediler" diye konuştu. Taksim Meydanı'nda iki tescilli yapı
olduğuna dikkat çeken Kurtuldu, bu iki yapıya da dokunulamayacağını söyledi.
Nazım Hikmet Kültür Merkezi Temsilcisi Orhan Aydın da, ortalıkta çok
laf dolaşmakta olduğunu ve bunların da büyük bir yalanın parçası olduklarını,
meseleyi alttan alta akmakta olan bir kentsel paylaşım süreci olarak okumak
gerektiğini savundu. 30 yılını AKM'de geçirdiğini özellikle vurgulayan ve koro
salonunda küçük bir pencere açtırmak için bile yıllarca uğraşmak zorunda
kaldıklarını dile getiren opera sanatçısı Tarık Çakar, bugün
başka başka önerilerin geldiğini söylerken; Özerk Sanat Konseyi'nden
Fikret Terzi
de mahkeme kararını
bir 'utku' olarak yorumladı.
Soru cevap
bölümüyle sona eren toplantıda zaman zaman gergin anlar da yaşandı.
Korhan Gümüş: Muhalefet biçimi değişmeli
Toplantının soru cevap bölümünde söz alan İstanbul 2010 Kentsel Uygulamalar
Direktörü Korhan Gümüş
ise binanın kullanıcıları olan sanatçıların süreç için elbette önemli olduğunu,
ancak AKM'nin bütün kenti ilgilendirdiğini ve konunun ele alınış biçimini doğru
bulmadığını söyledi. "Bu şekilde sadece kendinizi temsil etmiş oluyorsunuz" diye
konuşan Gümüş, koruma anlamında daha önce yaşanan başarısızlıkların
tekrarlanmaması için yeni bir muhalefet biçiminin gerekliliğine işaret
etti.
|