br />
Yaşatmak istiyoruz
Birkaç saatte topladıkları iki bine yakın imzayı yetkililere sunan köylüler
ve çevreciler yetkilileri uyarıyorlar: “Anıtlar Kurulu’nu, verdiği izni iptal
ederek, yasal olarak kendisine verilen görevleri yerine getirmeye davet
ediyoruz. Muğla Valisi’ni ilinin doğal ve tarihi güzelliklerine sahip çıkmasını
bekliyoruz. Asıl görevi çevreyi korumak olan Çevre ve Orman Bakanı’nı ormanı
korumaya, çevreye, ekosisteme, biyolojik çeşitliliğe sahip çıkmasını bekliyoruz.
Enerji Bakanı’nı dışa bağımlı, fosil yakıtlardan, nükleer santralların
yapımından vazgeçmeye çağırıyor, ulusal ve doğal kaynaklarımızla enerji
çeşitliliğimizi arttırmasını istiyoruz. Hükümet ve Başbakan’dan görevlerini ve
yetkilerini halktan yana kullanmalarını yüksek sesle talep ediyoruz. Özel Çevre
Koruma Kurumu’nu göreve davet ediyor ve korumak zorunda olduğu bölgeye sahip
çıkarak verdiği izni iptal etmesini istiyoruz. Anıtlar Kurulu’nu göreve davet
ediyor, verdiği izni iptal ederek, yasal olarak kendisine verilen görevleri
yerine getirmeye çağırıyoruz.
Enerji Bakanı’nı sadece üç rüzgâr santralı değerinde elektrik üretebilecek bu
doğa katliamına dur demeye çağırıyoruz.”
Dört gün beraber olduğum, Pınarköylü kadınların öncülüğünde gelişen, karşı
oluşun öyküsü işte. Onlarla yeni yılın ilk saniyelerinde kayan büyük bir yıldızı
da izledik. Babası ve kardeşiyle Yuvarlakçay’ın yok edilmesini protesto etmek
için yeni yılın ilk günü buz gibi suda yüzen 14 yaşındaki Alara Vural’ın
yakarışı hepimizin dileği, amacı değil mi?
“Yaşantımdan hiçbir zaman eksik olma Yuvarlakçay. Seni özlemek değil, seni
yaşatmak ve yaşamak istiyoruz.” l
http://kureseldenyerele.over-blog.de
|