atih Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek kentsel tasarım projesi kapsamında tarihi dokusuna uygun olarak yeniden inşa edilecek olan Sulukule'nin sakinleri, seslerini duyurabilmek için bir basın açıklaması yaptı.
Şimdiki adıyla Neslişah Sultan ve Hatice Sultan Mahallesi sakinleri adına Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği imzasıyla yapılan açıklamada, "Biz Fatih'in Neslişah ve Hatice Sultan Mahallerinde oturan 3500 Roman (703 hak sahibi ve 303 kiracı) olarak, Kasım 2005'ten beri İstanbul' da tarihi Sulukule olarak bilinen bin yıllık tarihi mekanımızdan başka bir yere sürülerek, evlerimizin Fatih Belediyesi tarafından yıkılması ve semtin Romanların yaşadığı kısmının yenilenip 'mutenalaştırılması' tehlikesi ile karşı karşıyayız" denildi.
'Önce İnsan' sloganıyla başlayan Kentsel Yenileme Projesi'nde ne yasanın hazırlanmasında, ne karar aşamasında, ne de uygulamaya geçişte görüşlerinin alınmadığının savunulduğu bildiride, proje sonucu tapusu olmayanların ve kiracıların yüzyıllardır yaşadıkları yerlerden gitmek zorunda kalacakları belirtiliyor.
"Biz Neslişahız, biz Hatice Sultanız, biz Sulukuleyiz, başka tarihimiz, başka gidecek yerimiz yok" denilen bildiride, son iki haftadır Fatih Belediyesi'nin üç günde bir kendilerini gruplar halinde çağırarak projenin temel hatlarını anlattığı ifade edilerek, belediyenin görüşmelerdeki tavrı eleştiriliyor: "Toplam 12 grupla toplantı yapacaklarını söylediler. Toplantıda bizim fikrimiz sorulmuyor, uygulamanın nasıl olacağı ve Eylül ayında başlayacak yıkımlar anlatılıyor".
Öte taraftan, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir tarafından yapılan yazılı açıklamada ise, söz konusu bölgede bir buçuk yıl süren ayrıntılı bir saha araştırması yapıldığı savunularak, yapılan çalışma sonrasında 463 yapı bulunduğu, bunların yaklaşık yüzde 90'ının da sağlıksız ve tabii afet riski taşıyanlardan oluştuğunun belirlendiği dile getiriliyor.
Demir, projenin amacının sosyal donatı alanlarını büyütmek ve sağlıklılaştırmak, bölgenin tarihi ve kültürel özelliklerini koruyarak gelişime uygun bir şekilde yeniden inşa ve restore etmek, günümüz konforu ve kullanım şartlarını içeren konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturmak, kentlerin merkez alanlarının sağlıklı bir şekilde iskân edilerek şehrin güvenliğini tehdit eden denetimsiz bölgeler olmaktan çıkartıp yenileştirmek ve günümüz gereklerine uygun olarak yenileyerek korumak ve yaşatarak kullanılabilir hale getirmek olduğunu savunarak şöyle devam ediyor:
"Belediyemiz, projemizin detaylarını bölge sakinleriyle toplantılar yaparak paylaşmış, son toplantı da 27 Haziran 2006 tarihinde yapılmıştır. Bu toplantılarda, projenin burada bulunan mülk sahiplerine yönelik olduğu, inşa edilecek yapıların öncelikle buradaki mülk sahiplerinin olacağı vurgulanmıştır. Mülk sahiplerine, taşınmazlarına karşılık yenilenecek bölgede mülk edinebilecekleri anlatılmıştır. Projede, mülk sahipleri, eski mülklerinin belirlenecek değerinin arsa ve inşaat maliyetine mahsup edilmesiyle mülk sahibi olabilecektir. Vatandaşlarımıza, mahsup sırasında eski ve yeni mülkleri arasında fazla çıktığı takdirde bu fark hemen nakit olarak ödenecektir. Mahsuplaşmada eksik çıkar ise vatandaşlarımız bu farkı, mülklerin tesliminden itibaren 15 yıl süreyle ödeyeceklerdir. 31 Temmuz 2005 tarihinden önce bölgede kiracı ve işgalci konumuyla oturanlara da TOKİ'nin İstanbul çevresindeki projelerinden çekilişsiz – kurasız 15 yıl vadeyle ev sahibi olma hakkı sağlanmıştır. Kulaktan dolma ve yanlış bilgilerle toplantıya gelen bölge sakinleri, kendilerine proje anlatıldıktan sonra ikna olmuşlar ve uygulamanın bir an önce başlaması dileğiyle toplantılardan çıkmışlardır".
|