Cânâ
Bilsel: Serginin ilgi çekeceğini
umuyorum. İstanbul Araştırmaları
Enstitüsü’nde çalışan değerli kişiler, çok büyük özveri ile bu sergiyi en iyi şekilde
gerçekleştirmeye çalıştılar. Malzemeyi en iyi biçimde sergilemeye çalıştık.
Serginin ötesinde özellikle yayın çalışmasının
salt bir sergi kataloğu olmadığını da belirtmeliyim. İçinde hem bizlerin hem de
bu konuda çalışma yapmış olan Jean-Louis Cohen gibi değerli araştırmacıların
yazıları yer alıyor. Katalogda; Prost’un şehirciliğini, İstanbul’a ilk gelişinden itibaren -Ayasofya
üzerine çalışmasından başlayarak- çok farklı ölçeklerde ele alan ve bu konuda
yapılmış olan araştırmaları özetleyen yazılara yer verildi. Dolayısıyla çok da
bilinmeyen konularda birebir bilgi vermeye yönelik bir katalog oluştu.
Katalogdaki malzemenin içerisinde Atatürk
Kitaplığı’ndan alınmış olan belgeler de var. Amacımız, üzerine çok fazla yorum yapılan, çok konuşulan, çok tartışılan Prost’un İstanbul planlamasına ilişkin
özgün malzemeyi buraya
getirmek, planları ortaya koymak ve
birinci elden bir başvuru kaynağı
oluşturmaktı. Bunu başardığımızı düşünüyorum.
“Prost
üzerine gidildikçe yeni yönleri keşfedilen önemli bir
figür”
CB:
Bundan sonra ortaya çıkan bütün bu malzemenin ve arşiv belgesinin üzerinde bence
çok daha doğru yorumlar yapılabilir. Çok sayıda araştırmacı tarafından
karşılaştırmalı çalışmalar yapılabileceğini düşünüyorum.
İA:
Biz kendi açımızdan konuya çok bağlandık. Arşivin şeffaflaşması ve malzemenin
paylaşılması bizim kendi öğrenci arkadaşlarımıza genç meslektaşlarımıza ilham
kaynağı olacaktır. Ama bu malzeme aynı zamanda bize de ilham kaynağı oluyor. Tam da bu nedenle
bu çerçevede 2-3 çalışma daha hazırlayacağız inşallah bu sene. Prost üstüne
gidildikçe yeni yönlerini keşfettiğimiz, çok önemli
bir figür.
Burada
sergilenenler dışında arşivde en çok ilginizi çeken malzeme hangisi
oldu?
CB:
Özellikle ilgimizi çekenleri
seçerek buraya getirdiğimizi söyleyebilirim. Bunlar arasında mesela Eminönü
Meydanı’na ilişkin, eskiz kağıdı
üzerindeki büyük plan çok etkileyici bir belge diye düşünüyorum. Mimar kökenli
bir şehircinin nasıl çalıştığını göstermesi açısından… Bir diğeri de Tarihi
Yarımada üzerine hazırlanan 1/2000 ölçekli plan.
İA:
Kenti hava fotoğrafları üzerinden okuması mekana büyük bir bakış açısı getiriyor
ve olağanüstü büyük bir görsel birikim söz konusu. Kentin bütününe hakimiyet
var. Yani modern İstanbul’un nasıl mekansallaşacağını düşlerken önce bütününe
hakim oluyor. Burada nasıl bir doku var, nasıl bir kültürel katmanlaşma var, ona çok hakim. Fotoğraf üzerinden çalışma
yöntemleri çok ilginç geldi bana.
Bir de tez konum dolayısıyla ilgimi çeken çok özel
ve noktasal bir durum oldu. Benim tezim çok argümentatif ve ideolojik bir
çalışma. Ana branşı mimarlık ama ikinci branşı politika. Prost planını
Cumhuriyet ideolojisi açısından ele alan bir tez. Onun doğrulanması açısından da
görsel materyal, kadının açık alana
çıkması, kamusal alanların
önemi, kamusal alan-kamusal mekan
ilişkisinin planda nasıl nefes bulduğu ve bunun ardında Cumhuriyet fikrinin
yattığının görselleştirilmesi açısından arşiv malzemesi, benim çalışmam için çok önemli bir veri oldu. Cânâ
ile yapacağımız yakın dönemki ortak projelerde bunun üzerine biraz daha
çalışmayı planlıyorum.
CB:
Cumhuriyet yöneticilerinin belli
beklentileri var. Paris’i planlamış
olan kişiden, modern toplumun
gerektirdiği mekânları tasarlamasını,
modern bir Avrupa kenti yaratmasını istiyorlar. Konuyu tek taraflı görmemek
lazım. Burada beklentiler var ve bir plancının o beklentilere yanıtı
var.
Bir şeyi özellikle eklemek istiyorum o
da, Prost’un, ilk dönem şehircileri arasında, uluslararası akademik dünyada üzerine araştırmalar
yapılan bir kişi oluşu. Örneğin Amerikalı araştırmacı Gwendolyn Wright’ın
Prost’un Fas planlaması üzerine bir kitabı var. Oldukça eleştirel bir kitap ama
dikkati Prost’a ve yapmış olduğu araştırmaya, onun Liyote, yani Fransız manda yönetimi ile olan ilişkisine
çekiyor.
İstanbul planını dünyaya tanıtmak bizim
görevimiz
CB:
Fransız araştırmacılar da Prost’u hep şehirciliği kuran ve çok önemli şehir
planları, bölge planları yapmış
olan, metropoliten plan konusunu
geliştirmiş olan kişi olarak inceliyorlar. Buna karşılık olgunluk dönemi olan ve
15 yıl gibi önemli bir döneme yayılan İstanbul planlaması bilinmiyor. Bunun
üzerine bir şeyler yazmak, bunu
dünyaya tanıtmak bizlere düşüyor. Çünkü İstanbul’da gerçekleşmiş olan o kadar
karmaşık bir planlama süreci ki, bunu
yabancı bir araştırmacının anlaması kolay değil. Onun için de, Cumhuriyetin o dönemki modernite projesi ile Prost
arasındaki bu buluşmayı en iyi inceleyecek kişilerin de Türk araştırmacıları
olduğunu düşünüyorum.
|