'Senoz'u Vadi Halkına Yasakladılar'
Rize’yi Karıştıran Duvar için...
Bu Cennet Vadide "Haydar"a İzin Yok
HES'lere Karşı Mücadele Tez Konusu Oldu
Köprüçay’da HES’i Onayladılar
Deliçay HES Projesi İptal Edildi
Tehlike Yıllar Önce Tespit Edilmiş
Giresun ve Ordu’da HES’lere Karşı Karar
En Fazla Destek HES'e
Bir HES İptali Daha
HES için Kaç Ağaç Kesilecek?
Danıştay, Ardanuç HES'ini Durdurdu
Danıştay İki Kere İptal Etti,...
Senoz Vadisi’ne HES’e Yargı İzin Vermedi
Rize'nin Çayeli ilçesinde bulunan Senoz Vadisi’nde yapılmak istenen Kayalar HES projesine karşı 7 yıldır hukuk mücadelesi veren yöre köylülerini mahkeme bir kez daha haklı buldu.
Rize'nin Çayeli ilçesinde bulunan Senoz Vadisi, sahip olduğu doğal güzellikler ve bitki örtüsüyle Türkiye'nin cennet köşelerinden biri olarak biliniyor. Ancak son yıllarda organik tarım ve arıcılıkla adından söz ettirten Senoz Vadisi'nde yaşayanların başı HES'ler ve taş ocaklarıyla dertte. Karadeniz Sahil Yolu için vadide açılan taş ocaklarının açtığı yaralar kapanmadan bu kez de sayıları 12'yi bulan HES projeleri Senoz'un eşsiz ekosistemini tehdit etmeye başladı. Bu HES projelerinden biri de 'İyon Enerji Üretimi Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Senoz'da yapılmak istenen Kayalar HES Projesi'.
Bakanlık ve köylülerin 7 yıllık savaşı Sanko Holding’e bağlı olan İyon Enerji A.Ş, 2007 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldığı ‘ÇED Gerekli Değildir’ izniyle inşaat çalışmalarına başladı. Köylülerin açtığı davanın ardından mahkeme çevresel etkinin göz ardı edildiğine hükmederek 2009 yılında projeyi iptal etti. Rize İdare Mahkemesi'nin iptal kararını temyize götüren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bu talebi Danıştay tarafınfan reddedildi. Danıştay, yerel mahkemeyi haklı bularak vadideki diğer projelerle birlikte bütüncül değerlendirme yapılması gerektiğine vurgu yaptı. İptal edilen HES'e bakanlıktan onay Ancak Senoz halkının HES'lere karşı verdiği hukuk savaşı bununla bitmedi. Danıştay 14. Dairesi'nin yerel mahkemenin iptal kararını onamasına rağmen HES şirketi yeni bir ÇED süreci başlatarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvurdu. ‘ÇED Nihai’ aşamasına gelen projeye geçtiğimiz yıl 159 köylü yazılı olarak itirazda bulundu. Ancak buna rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 4 Mart 2014 tarihinde yaptığı duyuruyla Kayalar HES Projesi için 'ÇED Olumlu' kararı verildiğini bildirdi. Mahkeme yürütmeyi durdurdu Bu hukuk dışı girişimi de yargıya taşıyan yöre halkını bir kez daha haklı bulan Rize İdare Mahkemesi, hukuka aykırı bulduğu ÇED Olumlu Kararı'nın yürütmesini durdurdu. Mahkeme kararında itiraz yolunun da kapalı olduğuna hükmedildi. Senoz halkı ise projenin tamamen iptalini bekliyor. ‘Senoz'un geleceği kurutulmuş dereler olamaz’ Sol Portal'den Yusuf Yavuz'un haberine göre, Projeye karşı yıllardır hukuk mücadelesi yürüten ve davacılar içerisinde yer alan TEMA Vakfı Çayeli Temsilcisi Ahmet Ali Kork, Senoz halkının yaşam kaynağı suyunu ve yeşilini koruyarak, topraklarını kimyasal gübre ve ilaçlardan arındırdığının altını çizdi. Yöre halkının tamamen kendi çabalarıyla vadilerini organikleştirerek kendi geleceklerini kurmaya çalıştığını belirterten Kork, “Senoz’un geleceğinde kurutulmuş dereler, taş ocakları olamaz” diye konuştu. ‘Biz dava açmaktan yorulduk’ Bir tek proje için defalarca yargı karşısına çıktıklarını ancak ÇED belgesi ve su kullanım anlaşması Danıştay’ca iptal edilmiş bir projeye hiçbir şey yokmuş gibi Bakanlığın yeniden izin vermesini anlayamadıklarını ifade eden Kork, “biz dava açmaktan, mahkemeler dur demekten, bakanlık hukuka karşı bir yolunu bulmaktan yoruldu” ifadelerini kullandı. ‘Bakanlık yanlışta ısrar ediyor’ TEMA Vakfı Rize İl Temsilcisi Nevzat Özer de duruşma sonrası yaptığı değerlendirmede, mahkeme heyetinin oy birliği ile vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararında kapsamlı değerlendirmeler yapıldığına dikkati çekerek şunları söyledi: “Çevre bilimi dersi verircesine Çevre ve Şehircilik Bakanlığına görevini hatırlatmaktadır. Yürütmenin durdurulması kararındaki gerekçeler doğrultusunda Senoz doğası ve onunla bütünleşmiş halkı gibi bizler de iptal kararının çıkmasını bekliyoruz. Bizi üzen sayısız yargı kararına rağmen Bakanlığın aynı yanlışta ısrar etmesidir. Bakanlık, mahkeme kararlarındaki gerekçeler doğrultusunda görevini yapmak yerine aynı konuya ilişkin birden fazla işlem tesis ederek vatandaşın hak arama hakkını da zorlaştırmaktadır. Bu anlayış, hukuka bağlı idare ilkesi ile bağdaşmadığı gibi yargı kararlarını etkisiz kılmaya dönük bir girişimdir. Umuyoruz ki bu davadan sonra benzer hatalara imza atılmaz.” |