/P>
İstihdamın ve Yatırımın Korunması
İstihdamın korunması elzemdir. Çünkü büyük maliyetlerle yetişmiş personelin
kaybı kriz sonrası için de büyük riskler barındırmaktadır. Bu amaçla, istihdam
üzerindeki vergiler düşürülmeli ya da ötelenmelidir. Yatırım teşviklerinin
tekrar yürürlüğe konması; Ar-Ge, çevre ve verimlilik yatırımları
desteklenmelidir. Devlet teşvikleri, ABD ve AB gibi rekabet hukuku konusunda
öncü ülke ve bölgelerin “şirket bütçelerine doğrudan katkı yapmaya varan”
destekleri göz önüne alınarak yeniden gözden geçirilmelidir. Devlet
ihalelerinde yerli ürünlere öncelik verilmesini teşvik eden Başbakanlık
Genelgesi benzeri olumlu adımlar atılmalıdır. Kamu altyapı yatırımlarına
ağırlık verilmeli, bu çerçevede gerek taahhüt gerekse malzeme alımındaki
ödemeler zamanında ve düzenli olarak gerçekleştirilmelidir.
Nakit sorununun çözümü
Türk reel sektörünün kronik sorunu olan “işletme sermayesi yetersizliği”ne
karşı önlemler alınmalıdır. Hizmet sektörü, KOBİ sınıfına dahil edilerek,
KOSGEB ve EXİMBANK olanaklarından yararlandırılmalıdır. Bankacılık ile ilgili
yeni düzenlemeler yapılarak firmaların kısa vadeli finansman ihtiyacı
karşılanmalıdır.
Firma boyutunda önlemler
Her sektör kendi tedarik zincirlerinde yer alan diğer sektörleri yakından
tanımalı, işbirliğini geliştirmelidir. Tanıtım, bütçede ilk feda edilen kalem
olmaktan çıkarılmalı aksine firmalar tanıtıma ağırlık vermelidir. Rekabet
öncesi işbirlikleri geliştirilmeli, şirket evlilikleri teşvik edilmelidir.
Her sektör hangi ülkelerde hangi teşviklerin verildiğini, hangi ihalelerin
açıldığını titizlikle takip etmeli ve sektörlerin yatırım stratejileri buna göre
şekillenmelidir. Beklentiler iyi yönetilmelidir. Zira gelecek endişesi
taşıyan bireyin /kurumun sağlıklı kararlar alması beklenemez. Bir kez düşüş
çemberine girildiğinde kaybetmek neredeyse kesindir. (istihdam azalışı,
tüketimi dolayısıyla da üretimi düşürmede etkili rol oynamaktadır. Bu durumda
istihdamı azaltmak değil aksine artırıcı önlemler alınmalıdır.) Esasen krizin
psikolojik yansısı olan “Beklenti Etkisi”nden, krizi yok sayarak değil, krizle
büyük bir motivasyon ve kararlılıkla savaşarak kurtulabiliriz.
Reel Sektörün ortak mesajları
· Devletin kendine güveni olmalı: güven ve istikrarın sağlanması
lazım · Toplumdaki tansiyonu düşürmek
kaçınılmazdır. · Piyasaların açılması için tüketim
özendirilmelidir. · Tüketim trendinin düşmemesi için memurun, işçinin ve
emeklinin maaşı düşürülmemelidir. · Reel sektöre bankacılık sektörünün
sağlayacağı kredi olanakları genişletilmelidir. · Küreselleşme iyi
analiz edilmelidir. · Kamu ihalelerindeki %15 yerli malı teşvikine
işlerlik kazandırılmalıdır. · Kamu alt yapı yatırımlarını devam
ettirmelidir. · Radikal önlemlerden çekinilmemelidir. · Asıl
kaygının kar elde etmek değil istihdamın düşmesi olduğu vurgulanmalıdır.
· Krizi fırsat bilerek herkes bilinçli bir şekilde eksiklerini
tamamlamalıdır. · Sektörlere getireceği ilave yüklere karşın, Türk
Ticaret Kanunu bir an önce yasalaşmalı ve yürürlüğe girmelidir.
|