Organizasyonunu
Yapı-Endüstri Merkezi’nin üstlendiği, Borusan Mannesmann
Boru’nun ana sponsorluğunda, Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından düzenlenen
PROSteel 2008 Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması ödül
törenine öğrencilerin ilgisi büyüktü. Katılımın çokluğundan dolayı duyduğu
memnuniyeti dile getiren Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Başkanı Yüksek
İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Nesrin Yardımcı
yarışmanın amacını ulaştığını ifade ederek şöyle konuştu:
“Çok başarılı bir yarışma. Her sene hem katılan proje sayısının artması hem
de katılan projelerin seviyesinin giderek yükselmesi beni mutlu ediyor. Yarışma
için mimarlık ve mühendislik öğrencileri birlikte çalışıyorlar. Umarım ileride
de mimarlar ve inşaat mühendisleri birlikte çalışırlar.”
Ödül töreninden
sonra mikrofon tuttuğumuz Borusan Mannesmann Boru Yönetim Kurulu Başkanı
Bülent Demircioğlu
ise “ Bundan sekiz sene önce yarışmanın
öncülüğünü biz yaptık. Başlangıçta, 20 proje başvurmuştu yarışmaya. Şimdi bu
sayı 60’lara çıktı. Bu nitelikteki bir yarışmanın uluslararası boyutlarda
düzenlenmesinin gerekliliğine inanıyorum” dedi.
Ödül sevincini, ödül töreninden sonra gerçekleştirilen “80’ler Partisi” ile
kutlayan öğrencilerden bazıları projeleri hakkında şunları söylediler:
Birincilik alan
ekip
Ahmet Faik Taç (ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü):
Projeyi öngörürken aldığımız kararlardan en önemlisi, projenin
uygulanabilirliğiydi. Mimarlar çok şey hayal edebiliyor, çok şey düşünüyor,
eskiz kâğıdında çok şey tasarlayabiliyor. Fakat uygulanamadıktan sonra bunların
hiçbir anlamı kalmıyor.
Tasarımı yaparken, bir liraya mal edeceğinizi öngörüyorsunuz. Sonra
maliyetiniz on liraya çıkıyor! Maliyetin artması ne mimarı ne de proje
müellifini, sadece proje sahibini zor durumda bırakıyor.
Bizim projemizde ise belli bir modülasyon var. Modülasyon kendini tekrar
ediyor ve bu tekrarların sonucunda da mekan hiyerarşisi oluşuyor. Projemizde
açık ve temiz mekanlar, belli kesitleri içeren mekanlar, belli mekan
kalitelerini içeren özel mekanlar var ve bunların hepsi tasarım sürecinin bir
sonucu.
Hamza Yanık (ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü):
Arazi seçiminde titiz davrandık. Expo Center tasarlarken, nasıl servis
alacağımız sorusu çok önemliydi bizim için. Ankara’ya yapılması öngörülen hızlı
tren projesini göz önüne alarak, mevcut olan raylı sistemden beslenebileceğimiz
ve aynı zamanda da şehrin ana akslarına yakın olacak bir arazi seçtik.
Projenin, program verilerini karşılaması da bizim için ayrıca
önemliydi.
Ali Hakan Yolcu (ODTÜ
Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü)
Mekanın oluşmasında en önemli tasarım kararlarından bir tanesi de strüktür
hiyerarşisi idi. Strüktür hiyerarşisinin oluşturduğu mekanların gruplanmasıyla
ve farklı şekillerde tasarlanmasıyla programa cevap vermeye çalıştık. Ama bu
projenin daha çok dikkat edilmesi gereken noktalarından biri dünyadaki sergi
yerlerinden farklı bir sergi yeri önermesi. Biz bu proje ile yerelliğe vurgu
yapıyoruz. Amacımız sansasyon yaratmak, insanları şaşırtmak değil mesleki ahlak
içerisinde, mantıklı bir biçimde insanların ihtiyaçlarına cevap verebilen
yapılar üretmek.
İkincilik alan
ekip
Deniz Yazıcı (YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü)
Expo merkezi tasarlamamız istendiği için kendi içine kapalı bir mekan
yaratmaktansa, şehirle bütünleşen bir mekan yaratmak istedik. Yarı açık ve açık
mekanların bütünleştiği bir proje düşündük. Projenin çıkış noktası peyzaj ile
kütlelerimizi bütünleştirmekti. Bunda da çelikten yararlanmaya çalıştık.
Onur Akın (YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü): Bizi diğer projelerden ayıran özellik, yapının tek
bir kütle değil de parçalı olması. Ayrıca açık alanlar kapalı alanlara göre
daha fazla.
Aziz Şahin Ekicioğlu (YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü):
Biz projemizde Expo’nun bağlamını ortaya koymaya çalıştık. Su ile
karayı birbirine geçirdik. Farklı strüktürleri birleştirmeyi amaçladık.
Borusan Özel Ödülü alan ekip Borusan Mannesman
Boru Genel Müdür Yardımcısı Can Kıbrıslı
Hatice Gözen Çalışkan (Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık
Bölümü):
Bu bir grup çalışmasıydı ve biz galiba gerçekten bir çekirdek grup
oluşturduk, hem fikir üretmek hem de fikirleri detaylandırıp teknik bir şeylere
dönüştürmek açısından. En başından beri birlikte çalıştık. Çok kavga ettik.
Ortaya atılan herşeyi sorguladık. Herşey güllük gülistanlık gelişmedi ama sonucu
güzel oldu.
Serkan Kocabay (Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık
Bölümü):
Bence bizim projemizi önemli kılan, fuar merkezine yüklemeye çalıştığımız
yeni anlam. Bu proje ile her mekanın yeniden organize edilebileceğini göstermeye
çalıştık. Projeyi mümkün olduğunca esnek ve tematik her fuara uygun olacak
şekilde düşündük.
Tuğrul Tanfener (Gazi
Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü):
Projeyi yaparken birkaç farklı sistem düşündük. Hiçbir zaman mimar
arkadaşlarım benim söylediğim şeylere karşı çıkmadılar. Uyumlu olarak
çalışabildik. Taşımayan yerlerde benim kolon koyma isteğimi reddetmediler. En
sonunda Borusan profillerini de kullanabileceğimiz bir şekilde kafes sistemi
yaptık ve modelde de bir sorun olmadığını gördük.
46 numaralı proje ile mansiyon alan ekip
Mert Uslu (Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü)
Projeyi tasarlarken, kamusal bir alan üzerinden yola çıktık. Kamusal alanı
binaya nasıl katabiliriz diye sorduk kendimize ve kamusal alanı binanın üst
örtüsüne almaya karar verdik. Binanın üst örtüsünü, mega strüktür şeklinde
yorumladık. İnsanların, buraya sadece sergi için değil, aynı zamanda rahatlamak
için de gelebileceklerini öngördük.
Zeynep Sezin Sever (Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü)
Kademeler meydana getirerek, denize açılmayı düşündük.
49 numaralı proje ile teşvik alan ekip
Doruk Karagöz (İTÜ Mimarlık Bölümü)
Haydarpaşa’nın önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacak bir nokta olması
nedeniyle Haydarpaşa’yı, Kadıköy ile bağlamaya çalıştık. Farklı tekniklerle,
zeminde bir farklılaşma oluşturarak insanları buraya çekmeye çalıştık.
Emirhan Coşkun (İTÜ Mimarlık Bölümü)
Vaziyet açısından baktığımızda bizim proje, diğerlerinden biraz daha
ayrılıyor. Çünkü biz rasyonellikten çıkıp daha farklı olmaya çalıştık. Mimari
sınırları biraz daha zorlamaya çalıştık.
İsmail Eray Özay (İTÜ İnşaat Mühendisliği):
Projeyi yaparken, sistem iki katlı olduğu için statik
açıdan ikinci katta yükseklik ve burkulmadan dolayı biraz zorlandık. Ama Borusan
profilleriyle sistemi ayakta tutmayı başardık.
Haber: Filiz Yavuz Fotoğraflar: Mesut
Tufan
|