Plastik Poşet Alışkanlığının Sonu mu
Çok değil 2050 yılında bugünkü atık sorunu çözülemezse Avrupa bir plastik çöplüğü haline gelecek. Dahası kanser vakalarında önemli artışlar olacak. Kyoto Protokolü'nün bürokratik süreci devam ederken Türkiye'nin önüne işte tam burada önemli bir fırsat çıkıyor. Çin gibi katı önlemler almadan ve AB'nin yaptırım kararlarını beklemeden Türkiye yeni
Konu büyük ihtimalle Davos'ta konuşulacak. Kyoto Protokolü, küresel ısınma ve iklim değişikliği konusundaki en önemli çerçeve niteliğine sahip. Hatırlanacağı üzere BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde imzalanan protokol, 2005 yılında 55 ülkenin birleşmesiyle yürürlüğe girdi. Bugün 178 ülke ve Avrupa Birliği (AB) bu sözleşmeye taraf. Türkiye, Kyoto Protokolü kapsamındaki uluslararası rejime katılma kararında. Böylece sera gazı salınması azaltılacak, önemli projeler teşvik edilecek. Uzun vadede başta enerji olmak üzere ülke ekonomisine katkı sağlayacak yeni
sektörlerin doğması bekleniyor. Bu amaçla Amerika ve Çin'de yapılan çalışmalarla eşgüdüm sağlanmaya çalışılıyor. AB, özellikle Çin'deki gelişmeleri laboratuvar titizliğiyle takip ediyor. Gündeme oturan konu ise hurda plastik cinsinden bazı maddelerin sağlığa olan etkilerinin tam olarak ölçülmesi... Yaklaşık 6 ay önce Çin'de bazı plastik ürünler yasaklandı. Ev ortamına giren plastik içerikli çoğu ürün sorgulanmaya devam ediyor. Marketlerde kullanılan ince plastik poşetlerin kullanımına ise aniden son verildi. Benzer uygulama gıda sektörüne de uzanıyor. Örneğin son aylarda ortaya çıkan
süt ürünlerine yüksek protein ilavesi için "melamin" kullanılması büyük skandala
neden olmuştu. Bu olay AB'de hâlâ kayıtdışı ekonomilere sahip ülkelerin ıslahını
gündeme getiriyor. AB hukukunda şimdi bazı maddelerin yeniden tadil edilmesi
fikri ağırlık kazanmış durumda. Çok değil 2050 yılında bugünkü atık sorunu çözülemezse Avrupa bir plastik çöplüğü haline gelecek. Dahası kanser vakalarında önemli artışlar olacak. Kyoto Protokolü'nün bürokratik süreci devam ederken Türkiye'nin önüne işte tam burada önemli bir fırsat çıkıyor. Çin gibi katı önlemler almadan ve AB'nin yaptırım kararlarını beklemeden Türkiye yeni bir endüstrinin temellerini atabilir. Türkiye'deki tahıl kaynakları bu konuda hammadde (selüloz) üretimine oldukça elverişli! Teknik detaylara girmeden şunu söylemek mümkün: Yakın bir tarihte önemli açıklamalarla gündeme gelecek bazı sınırlamalar, plastik ile organik elyafın yer değiştirmesine neden olacak gibi görünüyor. Petrol rezervlerinin tükenecek olması ise bu süreci şimdiden tetiklemiş vaziyette. Plastik görünümünde tekstil veya selüloz menşeli kâğıt üretimi AB için
Türkiye'yi merkez yapabilir. İlk basamakta plastik torbalarla başlayacak bu
dönüşüm hem sağlık hem de çevresel kirlenme açısından mevcut plastik işletmeleri
rehabilite ederek yapılacak. Halen AB mevzuatı ve mevcut dönüştürme fonları buna
imkân veriyor. Bu fırsattan yalnız plastik endüstrisi değil, tekstil ve kâğıt
üreticileri de yararlanabilecekler. Çin'de sadece plastik torba üretimi için milyonlarca kilo petrol harcanması ise dramatik biçimde düştü. Çin yakın bir gelecekte petrol rezervlerinin tükeneceğini de hesaba katarak doğal elyaf teknolojisini kullanan plastikçileri destekleme kararı aldı. Bu amaçla yeni nesil torba üreticilerine gerekli dönüşüm için karşılıksız teknoloji ve para yardımı yapılıyor. |