ABD’nın en büyük ev geliştirme perakende zincirlerinden
Home Depot’un eskiden bir hapishaneye benzeyen mağazalarının
müşterileriye çekici gelmediğini belirten, dünyanın en önemli perakende tasarım
firmalarından Little International Studio Başkan Yardımcısı Bruce A.
Barteldt, Home Depot’un bu anlayışı kadınları dikkate alarak
değiştirdiğini söyledi. 2000’li yıllara kadar Home Depot’un 1970’li
yıllardaki gibi alışveriş kararını erkeklerin verdiğini düşündüğünü belirterek
şunları söyledi:
“Hapishaneye benzeyen mağazalar müşteriyi içeriye davet eder nitelikte
değildi. Sanki sadece müteahhitler içeriye girip, alışveriş yapacak gibiydi.
Üstelik hâlâ erkeklerin alışveriş kararını verdiğini düşünüyorlardı. Ancak
alışveriş kararını artık çoğunlukla kadınların verdiğini öğrenince mağazalarını
değiştirdiler. Daha renkli, kadınlara hitap eden mağazalar tasarlayınca bunun
çok faydasını gördüler.”
Odak Eğitim Danışmanlık tarafından Philips
ana sponsorluğunda bu yıl ikincisi gerçekleştirilen ve dünyaca ünlü
perakende ve trend uzmanlarının konuk olduğu Perakende Tasarım
Konferansı’nın gündemine değişen ekonomik dengelerde tasarımla
sürdürülebilirlik damgasını vurdu. Müşterinin nasıl düşündüğünü ve
nasıl değiştiğini anlamanın bu dönemlerde çok önemli olduğunu söyleyen Barteldt,
bazı perakendecilerin mağaza tasarımlarında gereksizce para harcadığını
söyledi.
Perakendecilerin marka imajı için danışmanlara ve reklam ajanslarına, mağaza
düzenlemesi için tasarımcılara gittiklerini dile getiren Barteldt, “Bu aşamada
bazı markalar DNA’sını kaybedebiliyor. Bu da riske atılmayacak bir şey”
dedi. Dalziel & Pow Design Kreatif Direktörü David
Dalziel da, Türkiye’de global ve yerel markaların aynı anda aynı
ortamlarda başarılı işler yaparak varlık gösterdiğine dikkat çekerek
şunları söyledi:
Yabancılar rekabeti artırır
“Türkiye’de yabancılar iyi iş yapıyor. Yerli markalar da öyle. Tür markaların
Dubai gibi dünyanın farklı yerlerine açıldığını görüyoruz. Ve iyi gidiyorlar.
Bugün İngiliz River Island, Top Shop, Top Man gibi markalar başarısını Mango,
Zara, H&M gibi global oyuncuların pazarda olmasına borçlular. Rekabet
markalarınızı güçlendirir.”
‘TeknoSA tüketiciye açık ve lider bir marka’
Marka danışmanlık şirketi Interbrand’in Bölge Direktrörü Matthew
Millard-Beer ise bu dönemde markaların şeffaf, açk ve sürdürülebilir
olmasının önemine değindi. Millard-Beer, “Marka vaatlerinin arkasında durmalı.
Bir değer sunmalı” diye konuştu. Matthew Millard-Beer, Teknosa’nın son tüketici
dönemde açık bir marka olması ve liderlik özelliği ile iyi bir örnek olduğunu
kaydetti. Bir markayı yönetmenin sadece markanın logosunu yönetmek anlamına
gelmediini de kaydeden Millard-Matthew, tüketici davranışlarını çok iyi analiz
etmek gerekiyor” diye konuştu.
Akbank’ı övdü
Matthew Millard-Beer şöyle konuştu: “Mesela Akbank, müşterilerini dünleyen
bir marka olarak dikkat çekiyor. Aynı zamanda resesyon sonrasına da yatrım
yapıyorlar’ diye konuştu. Perakende markaların son dönemde online alana daha çok
yatırım yapması gerektiğini savunan Millard-Beer,bu dönemde markaların fiyt
düşürerek rekabet yapmasının en ynlış yöntem olduğunu da dile getirdi.
Tüketici-Perakendeci ve AVM üçgeninde tasarımın önemine değinen Alışveriş
Merkezi Yatırımcıları Derneği Başkanı Hakan Kodal da artık
tasarımın çok önemli hale gelemeye başladığını söyledi.
‘Kadının makyajı’
Ürünün nasıl sunulduğu ve AVM’lerde nasıl konumlandırıldığının çok önemli
olduğunu belirten Kodal, ‘Doğru planlama, alan kullanımı doğru malzeme,
aydınlatma, mekan büyüklükleri, tabela yatırımı gibi unsurlar tasarımın başarını
kriterlerini oluşturur. Bunları iyi kullanıp müşteriye mutlaka yakın olalım’
diye konuştu. Aydınlatma, peyzaj ve mobilya gibi tasarım unsurlarının bir
kadının malzemelerine benzeten Kodal, bu malzemelerle mağazanın çok çekici
hale getirilmesinin mümkün olduğunu söyledi.
Kanyon’a hayran kaldım
İstanbul Harvey Nichols’ı ziyaret ettiğini söyleyen Dalziel, Kanyon Alışveriş
Merkezi’ninin tasarımına hayran kaldığını da belirtti. Dalziel, cadde
mağazalarında farklılaşmanın tasarımdan geçtiğini vurguladı. Dalziel, “Eğer
denemezseniz görünmez olursunuz. İyi dizayn iyi finansal geri dönüş sağlarsınız.
Reklamdak boşlukları da doldurursunuz” dedi. Dalziel, “Ama çok fazla insan
yoktu. Demekki insanların parası yok ve alışveriş yapmaktan çekiniyor’ dedi.
Harvey Nichols’ı da ziyaret ettiğini belirten Dalziel, burada da çok fazla
müşteri göremediğini ve finansal olarak nasıl gittiklerini merak ettiğini
söyledi. Dalziel, mağazanın tasarımını ise çok beğendiğini söyledi.
‘Ego’nomi bitti tasarımda ‘biz’ var’
‘Culture Of Future.com’un kurucusu ve başdanışmanı, dünyanın
en ünlü müşteri ve trend uzmanlarından Jody Turner, krizin
etkili olduğu bu ortamda ayakta kalmanın başarının yeni tanımı olarak
gösterildiğini söyledi. Değişen dünyada ‘ego’nominin sona ermek üzere olduğuna
dikkat çeken Turner, “Artık kişiselleştirilmiş ‘Ben’ tasarımları geride kaldı.
Yeni trend ‘biz’ oldu” dedi. Eskiden reklam dünyasının ihtiyaç duyulmayan
ürünleri bile sattığını belirten Turner, şimsiyse tüketicilerin ihtiyaca yönelik
markalara yöneldiğini söyledi..
Tüketici katılımcı oldu
Değişen bu süreçle birlikte tüketicinin de marka üzerinde etkili olmaya
başladığını ifade eden Turner, “Tüketici artık katılımcı ve söz sahibi oldu”
dedi. Tasarımın artık müşteriyle etkileşimde son derece önemli olmaya
başladığını kaydeden Turner, ABD’de bazı bankaların bile sürece uyum sağlamak
için klasik şube tasarımından çıkarak, içinde kafe olan daha sıcak özel
tasarımlı şubelere geçtiğini belirtti.
Turner, şu önerilerde bulundu: “Artık müşteriyi doğru davet edebilmek ve
bunun arkasını güçlü bir hikaye ile doldurabilmek önemli. Artık tüketici daha
bilinçli. Yani sadece promosyonlarla değil, duygulara da hitap etmeli. İyi satış
yapabilmeniz için her yayın mecrasında bulumalısınız. Müşterileride tasarım
sürecine katarak, onlar için atölye çalışmaları düzenleyin.” Artık tasarımların
anlamlı olması gerektiğini dile getiren Turner, dünya sorunlarına çözüm üreten
bir hikayesi olan tasarımların tüketicinin çok daha fazla ilgisini çektiğini
anlattı.
Koton: Herkes özel, kimse standart değil
Perakende Tasarım Konferansı’nda 2000 yılında 10 mağazası varken bugün 57’si
yurtdışında olmak üzere 215 mağazası bulunan Koton, başarı öyküsü olarak
dinlendi. Koton’un patronları Yılmaz Yılmaz ve Gülden Yılmaz’ın başarı
öykülerini anlattıkları oturumu Hürriyet Gazetesi’nden Demet Cengiz Bilgin
yönetti. Şans faktörüne değinen Yılmaz Yılmaz’ın, “Ben dünyanın en şanslı
adamıyım. En büyük şansım da karım” sözleri büyük alkış aldı. Ürün portföylerine
her gün yeni 45 model eklediklerini de kaydeden Gülden Yılmaz da, “Tüketicinin
söylenmeyen ihtiyaçlarına yöneldik, bacakları uzun ya da sıkı gösteren özel
tasarım pantolon ürettik. Bu ürünler çok sevildi. Sloganımız da ‘kimse standart
değil, herkes özel” dedi.
|