Para Değil, Ölüm Saçacak!

Dünyada ortaya çıkan örnekler, nükleer santrallerin adeta nükler bomba olduğunu gösteriyor. Son olarak, ileri teknoloji kullanan ülkelerden Japonya’da nükleer sızıntı yüzünden haftalardır herkes diken üzerinde. Sol Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye’de de kaygı yaratan ve nükleer santrallere karşı olanların sayısını artıran bu gelişme üzerine nükleer santrali yapacak olan şirket, “oyun”a “yeni kartlar” sürdü. İşçilere yüksek maaş verileceğinden yüksek konfor vaadine pek çok “müjde” açıklayan şirket, böylece istihdam yaratacağını savundu.

İstihdam yaratacakmış

Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) Projesi, en yüksek inşaat döneminde 12 bin 500, işletme aşamasında ise yaklaşık 4 bin kişi istihdam edilecek. Akkuyu NGS inşaat personelinin ortalama aylık maaşının bin 500 dolar, santralin işletme personelinin ise ortalama aylık maaşının 3 bin dolar civarında olacağı öngörülüyor. Bu sayede, bölgede toplam 15 bin civarında iş pozisyonu yaratılacağı savunuldu. Akkuyu NGS için hazırlanan ÇED raporuna göre, projenin en önemli dolaylı etkilerinden biri, istihdam konusunda olacak.

Neler olacak neler

Projenin üç aşaması boyunca doğrudan ve dolaylı etkiler şeklinde, yeni iş alanları yaratılacak. Projenin, inşaat, işletme ve işletmeden çıkarma aşamalarında doğrudan yer alacak işgücünün yanı sıra, girdi ve tüketim malı sağlayan endüstriler başta olmak üzere, enerji üretimi tedarik zincirinde yer alan tüm sanayi sektörleri üzerinde dolaylı etkileri olacak.

Akkuyu NGS inşaat personelinin ortalama aylık maaşının, bin 500 dolar civarında olacağını tahmin ediliyor. İnşaatta en yoğun olan dönemde 12 bin 500 kişi çalışacağı hesabı ile inşaatın işgücü geliri üzerindeki etkinin yaklaşık 225 milyon dolar olacağı hesaplanıyor. Santralin işletme personelinin ortalama aylık maaşının ise 3 bin dolar civarında olacağı öngörülüyor. Bu varsayım, işletme süresince çalışacak yaklaşık 4 bin kişilik personelin Türkiye’de çalışanlardan oluşacağı ve büyük kısmının ülkede harcanacağı varsayıldığında, 144 milyon dolar üzerinde doğrudan yıllık işgücü geliri yaratılması planlanıyor.

Taşeronluk gelişecek

Proje dolayısıyla, özellikle bölgesel ve ulusal seviyede teknoloji yoğun yatırımların gelişmesi bekleniyor. Özellikle ulusal inşaat sektörünün Akkuyu NGS inşaatında yer alması ve uzunca bir süre en önde gelen bölgesel sektörlerden biri haline gelmesi öngörülüyor. Bunun yanında, bu alanda taşeronluğun gelişmesi, yerel ve bölgesel potansiyel işgücü için çok sayıda istihdam olanağı yaratılması bekleniyor. Ruhsatlı atık toplama ve bertaraf işletmeleri ile benzeri firmaların da genel bertaraf hizmetleri sunmak amacıyla proje şirketi ile iş yapma olanaklarına sahip olacağı belirtiliyor.

Yaşam değil ölüm merkezi

Akkuyu NGS’nin işletme döneminde, toplamda 4 bin personelin çalışması bekleniyor. Bin civarındaki işletme personeli civar yerleşim merkezlerinden işe alınacak ve bu kişiler için ayrıca bir konaklama sağlanması gerekmeyecek. Geriye kalan 3 bin kişinin aileleri ile beraber konaklaması için toplamda 4 bin 500 kişi kapasiteli bir Yaşam Merkezi Projesi planlanıyor. Yaşam merkezi, proje sahasının dışında kalan ancak hemen bitişiğinde yer alan sahaya inşa edilecek. Yaşam merkezinde aynı zamanda birçok sosyal tesis ve imkan olacak. Merkez içerisinde, eğitim merkezi, okul, anaokulu, sağlık kompleksi, spor kompleksi, ticari ve personele ait yeme-içme tesisleri, mağazalar, bankalar, kültür kompleksi, yangın istasyonu, atık su arıtma tesisleri ve diğer mühendislik tesisleri bulunacak.

Bakanlık ikna olmuş

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, format bakımından uygun bulduğu Akkuyu Nükleer Santrali’nin içerik incelemesine Ekim ayında başlayacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Rus firmasının Mersin’de yapacağı ve Türkiye’nin ilk nükleer santrali olacak olan Mersin Akkuyu Güç Santrali’nin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu format bakımından uygun bulundu. Daha önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından formatında eksiklikler olduğu gerekçesiyle, rapor şirkete geri gönderilmişti.

Açıklamada şirketin iddiaları gerçekmiş gibi sunularak, şöyle denildi: “3 bin sayfalık ÇED raporunda Rus şirket, nükleer santralin, çevredeki hava, su, tarımsal üretim ve hayvancılığa zarar vermeyeceğini belirtiyor. Şirket, raporda, santralin herhangi bir kanser hastalığına yol açmayacağı, turizm, spor alanları ile kuş göç yollarını etkilemeyeceğine de yer veriyor.”