Marmara’da Müsilaj Tehlikesi...
Marmara Denizi'nin İklim Değişikliği...
Marmara Denizi Eylem Planı...
Müsilaj için Bilim Kurulu Oluşturuldu
Müsilajın Tehlikeli Atık Olmadığı...
Marmara’dan 5 Günde 1700 Metreküp...
Müsilaj Temizliği Çalışmaları...
Marmara Denizi'nde Müsilaj...
ODTÜ'den Marmara'da 'Derin' İnceleme
Bilim insanları, 100 metre derinliğin özellikle üstteki 30 metresinde müsilajın yoğun olduğunu, tabakanın, sediman yüzeyine oturmadığını, dip sularında bir miktar oksijenin az da olsa bulunduğunu belirledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünün ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü koordinasyonunda yürüttüğü Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesi'nde görev alan ve Marmara Denizi’nde müsilaj oluşumları ile ilgili çalışmalarına devam eden bilim insanları, ilk kez derin Marmara’da yani 100 metre ve ötesindeki müsilaj tabakalarını inceledi. MARMOD Projesi kapsamında, Marmara Denizi'ndeki araştırmalar devam ediyor. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde görevli bilim insanlarının, Adalar’ın güneyi ile Çınarcık Çukuru’nda yer alan oşinografi istasyonlarında gerçekleştirdikleri çalışmalar görüntülendi. Haydarpaşa Limanı’ndan hareket eden Bilim-2 gemisinin ilk durağı Adalar’ın güneyindeki oşinografi istasyonu oldu. Burada ilk olarak tuzluluk, sıcaklık, derinlik, oksijen, bulanıklık, klorofil-a, ışık miktarını ölçen ve istenen derinlikten su örneği alabilen CTD Rozet Sistemi 100 metrelik derinliğe indirildi. Ardından denize indirilen plankton ağı ile su kolonu içindeki müsilaj tabakasından örnek alındı. Taban çamurunun temin edilmesi amacıyla da çoklu karot örnekleyicisi olan ahtapot cihazı suya bırakıldı. Alınan numuneler daha sonra gemi içindeki laboratuvarda incelendi ve yeni veriler elde edilmek üzere deneyler yapıldı. Bilim-2 gemisinin ikinci durağı, Marmara Denizi’nin en derin noktalarından biri olarak bilinen Çınarcık Çukuru oldu. Bilim insanları, ilk kez 1210 metre derinlikte gerçekleştirdikleri çalışma kapsamında gerekli numuneleri alarak laboratuvarda inceledi. “Yaptığımız analizlerde ciddi bir hidrojen sülfür birikim bulmadık” Doç. Dr. Yücel, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün özellikle derin Marmara’ya yani 100 metre ve ötesine müsilaj tabakaları inmiş mi, inmişse etkisi ne olmuş, seferimizin şimdiki bölümü buna odaklanmaya başladı. Bugün 2 istasyon ziyaret ettik. Biri 100 metre, diğeri de Çınarcık Çukuru dediğimiz Marmara’nın en derin noktalarından birisi olan bir yerdeydi. 1210 metrelik bir istasyon yaptık. İlk istasyondaki bulgumuz; 100 metre derinliğin özellikle üstteki 30 metresinde müsilajın yoğun olduğu, aşağıda olmadığı. Dipteki sediman dediğimiz çökerleri örneklediğimiz yeni bir cihazımız var. Bununla üstteki sedimanın 50 santimetresini bozmadan alabiliyoruz. Bunu niye yapmaya çalıştık? Özellikle müsilaj tabana çökmüş mü? Çökmüşse etkisi ne olmuş? Hem görsel olarak müsilajın çökmediğini bulduk hem ağ örneklerimiz var, 30 metrenin içinin nasıl göründüğünü görüyoruz. O tip bir tabakanın, sediman yüzeyine oturmadığını bulduk. 100 metrelik istasyonda dip sularında bir miktar oksijen az da olsa var. O sistemi hala bir eşik noktasına yakın bir değerde tutuyor. Açıkçası şu an sedimanda yaptığımız analizlerde ciddi bir hidrojen sülfür birikim bulmadık özellikle 100 metrelik istasyonda.” İlk kez 1210 metre derinlikten örnek alındı Bu örnekleme çalışmalarına devam edeceklerini anlatan Doç. Dr. Yücel, “Yaklaşık 25 istasyonda bu şekilde çalışacağız. Müsilaj tabana yayılmış mı bunu görmeye çalışacağız. Bugünün en önemli bulgusu müsilaj henüz 30-40 metre bandının ötesine geçmemiş, oralara çökmemiş. Biz aslında bunu iki noktada gösterdik, mümkün olduğunca diğer noktalarda da gözlemlemeye çalışacağız.” dedi. “Güney Marmara’da risk biraz daha fazla” “Müsilaj oksijeni 2,5-3 saatte tüketti” Adalar’ın güneyindeki oşinografik istasyondan aldıkları müsilaj örneği üzerinde deneyler yaptıklarını aktaran Mantıkçı, “Bu deneylerde görünüyor ki müsilaj oksijeni 2,5-3 saatte tüketti. Bu çok yoğun bir örnek ama bu deney şunu gösteriyor; müsilajlı su, oksijeni tüketiyor. Bunu çok net söyleyebiliriz.” dedi. Bu verinin deniz yaşamına etkisine ilişkin Mantıkçı, “Müsilaj deniz tabanını kaplarsa oksijenin tükenmesine, dolayısıyla belirli oksijen limitlerinde yaşayan canlıların da ortadan kaybolmasına sebep olur.” değerlendirmesinde bulundu. |