Nükleer reaktörlerinin yarısını neredeyse aynı anda
kapatan Almanya, ciddi elektrik kesintisi olasılığına karşı
hazırlanıyor. Nükleer santraller yıllardır Almanya'nın elektriğinin dörtte
birini karşılıyor. Ama dünyanın öbür ucundaki Japonya'nın Fukuşima
santralinin radyasyon sızdırmasına yol açan tsunami ve depremden birkaç
gün sonra hükümet, Almanya'nın en eski 17 reaktöründen sekizini kapattı.
Ardından, elektriği nükleer dışı kaynaklardan sağlamayı ve giderek yenilenebilir
enerjiye odaklanmayı amaçlayan yeni planla birlikte meclis, nükleer santralleri
temelli kapatma kararı aldı. Kalan 9 santral 2022'ye dek kapatılacak. Avrupa'nın
en büyük mühendislik şirketi Siemens, artık yeni nükleer
santral kurmayacağını açıkladı. Ülkenin tüm nükleer elektrik santrallerini inşa
eden Siemens, bu strateji değişikliğine giden ilk büyük şirket.
Almanya'daki elektrik üreticileri, elektrik arzını sağlama almaya çalışıyor.
Bu kış ışıklarının yanacağından ve montaj hatlarının çalışacağından emin olmak
isteyen tüketiciler ve şirketler kaygılı. Almanya'nın saygın Karlsruhe
Teknoloji Enstitüsü'nden başmühendis Joachim Knebel,
"İleride nükleer enerji olmadan idare edebileceğimize eminim, ama bu çok ani
oldu" diyor. Knebel Almanya'nın, Fransa ve Çek Cumhuriyeti'nden elektrik ithal
ederek bu politika değişikliğinden zarar görmediğini söylüyor. Fransa ve Çek
Cumhuriyeti elektrik üretiminin çoğunu nükleerden sağlıyor. Bu planın küresel
ısınmayı dizginleme çabalarını geri plana atacağına dair endişeler de var.
Dünyanın dördüncü büyük ekonomisi, nükleer yerine kirli kömür santrallerine
ve Rusya'nın güvenilmez doğalgazına dönerek, muhtemel bir tehlikenin yerine
hakiki bir tehlikeyi göze almış olmuyor mu? Uluslararası Enerji Kurumu Gaz,
Kömür ve Elektrik Piyasaları Birimi Başkanı Laszlo Varro,
"Nükleerden vazgeçmek, iklim politikası açısından çok kötü bir gelişme. İklim
mücadelesini kaybetme ihtimalimiz var ve nükleer seçeneğinin iptali, işleri
gereksiz yere çok daha zorlaştıracak" diyor.
Hükümet enerji verimliliğini geliştirmeye, yeni ve temiz enerji kaynaklarına
ve iletim hatlarına büyük yatırımlar yapacağını belirtiyor. Ayrıca şu ana kadar
elektrik kesintisi olmadı. Şu anda Almanya'nın elektrik üretiminin yüzde 17'si
yenilenebilir enerjiden sağlanıyor. Hükümet bu oranın 10 yıl içinde iki kat
artacağını hesaplıyor. Kıyıdan uzaktaki rüzgâr türbinlerinin tam hızla döndüğü
günlerde, Almanya'nın yenilenebilir kaynaklardan ürettiği elektrik miktarı,
kullanım miktarını geçiyor. Almanya reaktörleri kapatmadan önce, Avrupa'nın en
büyük enerji ihracatçısıydı. Alman Federal Çevre Ajansı genel
müdürü ve enerji ve çevre alanındaki önemli karar alıcılardan Harry
Lehmann, hazırlanmasına yardım ettiği yol haritasıyla ilgili "Toplam
133 gigavatlık üretim kapasitesi, nükleer santralleri kapatma konusunda
gerçekten geniş bir hareket alanı bırakıyordu" diyor. Ülkenin genelde 80 gigavat
civarındaki elektrik talebini karşılamak için yaklaşık 90.5 gigavatlık bir
üretim kapasitesi gerekiyor. Bu yüzden, Almanya 25 gigavatlık nükleer enerjinin
eksikliğini hissetmeyecek. Plana göre 2020'ye dek 23 gigavat kapasiteli doğalgaz
ve kömür santralleri kurulacak. Çünkü yenilenebilir enerji tesisleri hava
sakinken veya gökyüzü bulutluyken tam kapasite çalışamıyor. Enerji uzmanları,
elektriği depolama veya aktarma kapasitesinin de sınırlı olduğunu da belirtiyor.
Hükümetin tahminine göre elektrik fiyatı her yıl yüzde 5'ten az (hane başına
50-60 dolar arası) artacak. Ama Philippsburg Belediye Başkanı Stefan
Martus, kirli enerji santrallerinin telafisi için alınan ruhsatların
fiyatı öngörülemediğinden, enerji maliyetlerinin daha çok artabileceğini
düşünüyor. Uluslararası Enerji Kurumu'na göre Almanya veya herhangi başka bir
ülke, nükleer enerji olmadan salınımları makul bir maliyetle düşüremez. Kurum
ayrıca, elektrik kullanımının gelecek on yılda fazladan yüzde 10 azalacağı
tahminine kuşkuyla yaklaşıyor. Ülkede bolca yenilenebilir enerji üretiliyor, ama
enerji şirketlerine göre üretim her zaman mümkün değil. Kuzey Almanya'da kıyı
rüzgârı ve kömür yatakları var. Mercedes, BMW ve Audi'nin faaliyet gösterdiği
güneyde ise, nükleer hariç bol bir enerji kaynağı yok. Ayrıca Almanya'nın
elektrik şebekesi, elektriği uzak mesafelere taşıyan yüksek voltajlı iletim
hatlarından yoksun. Almanya çoktandır biyoyakıt ve güneş enerjisi tesislerine
yatırım yapıyor. Ama güneş enerjisi üretimi hâlâ pahalı ve büyük mevsimsel
değişiklik gösteriyor.
Elektrik şirketleri, özellikle Almanya'nın "temiz" enerji alımına öncelikle
vermesi nedeniyle, kayıp nükleer kapasiteyi geçici olarak karşılamak için gaz ve
kömür santrali kurmaya hâlâ isteksiz. Almanya'nın en büyük dört elektrik
şebekesi işleticisinden Amprion'un iletim sistemleri birimi başkanı
Joachim Vanzetta, şirket şebekesinin 81 bin megavatlık talebe
karşılık 84 bin megavat elektrik sağlayacağını söylüyor. Bu yetersiz bir emniyet
payı. Eskiden Avrupa şebekesinden elektrik alınabilirdi. Ancak elektrik
sıkıntısı genel. Fransa kışın Almanya'dan aldığı elektrikle idare ediyor.
Vanzetta, "Günlerce rüzgâr ve güneş olmazsa ve dışarıdan da enerji alamazsak,
elektrik kesintisi tehlikesi belirir" diyor.
|