strong>- Türkiye’deki alternatif enerji kullanımı şu anda ne boyutta?
- Şimdiye kadar hep bireysel kullanımlar oldu. İnsanların elektriği yoksa ve mevcut şebeke bir kilometreden fazla uzaksa bunu kullanmak daha ekonomik oluyor. Çiftçiler, yazlıkçılar ve tekne sahipleri çoğunlukla faydalanıyor. Son yıllarda da üniversiteler öğrencileri bilinçlendirmek adına projeler yapıyor.
- Son yıllarda önde gelen şirketlerin de ilgisi var.
- Evet sosyal sorumluluk kapsamında yeşil enerji kullanan uluslararası firmalar için numune boyutunda sistemler yapıldı. Gayet de güzel işliyor. Ancak bunlar biraz da göstermelik. Bir Almanya ya da İspanya’daki gibi sektörün patlaması için devletin gerçekten destek vermesi lazım. Ürettiğiniz enerjinin fazlasını devlete satacaksınız. Ancak bunun şimdi olduğu gibi yarı fiyatına değil de en azından satılan fiyattan geri alınması lazım. Hatta Almanya’da devlet 50 Eurocent’ten geri alıyor enerjiyi, 10 Eurocent’ten satıyor. Türkiye’de de 10 Eurocent’ten satılıyor ama 5 Eurocent’ten geri almaya çalışıyorlar. Biraz daha mantıklı bir düzen kurulursa insanlar buraya yönelebilir.
- Peki talep ne boyutta?
- Talep var. Çocukluğundan beri kitaplarda alternatif enerjiyi gören kalburüstü tabakadan insanlar bir şeyler yapmak istiyor. Enerji santrallarını gören Çeşme ve Çanakkale’deki vatandaş da “bizim de rüzgârımız var, niye yararlanmayalım” diye soruyor.
- Türkiye’deki alternatif enerji potansiyeli tam kapasiteyle çalışsa yıllık enerji giderinin ne kadarını karşılayacak düzeyde?
- Herhalde yüzde 10’lara çıkarız. Bundan üç sene önce rüzgâr enerjisi kullanmak isteyenlere bir lisans başvurusu açıldı. Türkiye’nin kurulu enerji kapasitesinin bir buçuk misli kadar lisans başvurusu oldu. Yarısı bile gerçekçi olsa bir potansiyeli gösterir. Türkiye’nin 100 değişik noktasında rüzgâr ölçümü yaptık. Görünen o ki potansiyel var, yatırımcı da var ama projeler çakışıyor ya da altyapı yetersizliğinden devlet izin veremiyor.
|