Muğla Büyükşehir Belediyesi...
Muğla’da Çimento Fabrikasının...
Muğla Büyükşehir Belediyesi'nden...
Muğla’da Maden Ocağına Geçit Yok
Muğla'daki Santrallerde Bacalar...
Muğla’da Çevrecilerden Özelleştirme...
Bilim İnsanları Uyardı: Muğla’nın...
Muğla’daki Rüzgar Enerjisi...
Muğlalı Çevreciler, Balcılar...
Muğla’da Özelleştirme Protestosu
Muğla’da ‘Yaşam Alanlarımızı Savunuyoruz’ Mitingi Yapıldı
Giderek artan ekolojik saldırılara ‘dur’ demek amacıyla Muğla’da düzenlenen Çok Geç Olmadan Yaşam Alanlarımızı Savunuyoruz Muğla Mitingi’ne büyük katılım oldu.
Muğla'da 48 kurumun imzasıyla, ekoloji krizine karşı mücadeleyi büyütmek ve ekolojik yıkıma izin veren politikalara ‘dur' demek amacıyla düzenlenen Çok Geç Olmadan Yaşam Alanlarımızı Savunuyoruz Muğla Mitingi'ne büyük katılım oldu. Sözcü’den Mustafa Sarıipek’in haberine göre; Mehmet Ali Eren Parkı'ndan başlayan yürüyüşün ardından Açık Oto Pazarı'ndaki mitinge sendikalar, meslek kuruluşları, sosyal hak örgütleri ve siyasi partiler katıldı. Mitingde yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türkiye'de saldırılar saymakla bitmiyor, Muğla'da ortalamanın üstünde kötü bir durum var. Kar üzerine kurulu sistem, adını koyarsak kapitalist sistem bizi geçinme araçlarımızdan yoksun bırakarak sürdürülmek isteniyor. Yoksulluğa, geçinememeye, yaşam alanlarımızdan edilmeye HAYIR diyoruz, kabul etmiyoruz. Saymakla bitmeyecek saldırılar, Meclisten ya da kendisini sermayenin istediği her şeyi yapmakla görevli sayanlarca hızla uygulanıp hukuk-mevzuat diye karşımıza çıkarılıyor. Dünyada, yurttaşlarının kamu organlarını bu kadar çok davayla durdurmaya çalıştığı başka bir ülke yoktur. Açılan davaların yetmediği bütün ülkede talana, yağmaya karşı yaşadığı yeri savunmaya, geçinmeye çalışan ezilen, yerinden edilen, yaşam alanlarından koparılanların çığlığı, karşı çıkışı yükseliyor her yerden.” “Muğla'nın yüzde 59'u maden ruhsat alanı ilan edilmiş durumda; bozulmamış doğa parçası kalmadı, bunun daha da kötü bir duruma gelmesini istemiyoruz, bunu da söylemek için toplandık” diyen eylemciler, taleplerini de şöyle sıraladı: - Devlet tarafından uluslararası sözleşmelerle üstlenilen yükümlülüklere uygun davranılması, - Çevreye-ekolojiye ilişkin kararların, ortak varlıkların, hayatın korunması, süreklilik esas alınarak verilmesi, - Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının işlevlerine göre bölünerek, doğal olanı korumak için yeniden yapılandırılması, - İklim krizinin hepimizin, bütün dünyanın sorunu olduğunun kabul edilmesi; iklim krizinden sadece etkilenmediğimizi, aynı zamanda krize katkıda bulunulduğunun kabul edilmesi, - Başta fosil yakıt kullananlar olmak üzere, iklim krizine katkıda bulunan tesislerin ve projelerin bir an önce sona erdirilmesi, - Özelleştirme uygulamalarına derhal son verilmesi; tersine, kamulaştırma yoluna başvurulması, - Kıyıların metalaştırılmasından vazgeçilmesi, - Bilimsel olmadığı mahkeme kararları ile kanıtlanmış Ekolojik Temelli Bilimsel Raporlara dayanarak ve şirketlerin çıkarlarına göre kullanmayı esas alarak, bütün Türkiye'de doğal sit alanlarının belirlenip ilan edilmesinden derhal vazgeçilmesi… Haberin tamamına linkten ulaşılabilir. |