BR> ''İznik Çinisi Basite
İndirgeniyor''
Güvenç Güven, son 10-12 yıldır İznik
çinisinin şifalı olduğu ve enerji verdiği yönünde söylemlerin
yayıldığını, İznik çinilerinin belirli kesime bu şekilde çok basite indirgenerek
pazarlandığını söyledi.
Güven, altyapı formülleri çok zor olan bu
tekniğin en önemli özelliğinin, malzemelerin doğallığı olduğunu
ifade etti. ''İznik çinisinin malzemesi yüzde 85 kuvarstan
oluşuyor'' demenin, 400 yıl boyunca bu eserleri üreten sanatkarlara büyük bir
hakaret olduğunu dile getiren Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İznik çinisinin boyaları tamamen
doğal maden oksitlerinden oluşur. Altyapısı, yüzyıllar sonrasına
uzanacak kalitede olmalıdır. Sırların sağlamlığı önemlidir. İznik çinisine
baktığınız zaman mücevher hissi verir. Yeşile yakut rengi, kırmızı mercan
kırmızısı olmalıdır ama günümüzde İznik çinisi diye yapılan çiniler, altyapısı
uzun ömürlü olmayan çiniler. Üzerindeki boyalar tamamen sentetik esaslı. Yoğun
işçiliği olmasına rağmen insanın içine o güzel duyguyu veremeyen çalışmalar.
İznik çinisine baktığınızda, müthiş bir derinlik hissi
veriyor.''
Güven, ''İznik çinisi, seri üretime uygun değil. Kısa
yoldan bir şeyler yapıp, 'İznik çinisi' diyorlar. Türkiye'ye gelen yabancı
devlet adamlarına maalesef İznik çinisiyle ilgisi olmayan çiniler hediye
ediliyor'' diye konuştu.
''İznik Çinisi Seri Üretime Uygun
Değil''
Güvenç Güven, İznik çinisine ''İznik''
adının son yıllarda konulduğunu, Osmanlı döneminde bu çinilere
''sır altı tekniği'' ve ''kaşi'' dendiğini
belirtti.
Bursa'daki Yeşil Türbe'nin yapıldığı
dönemlerde, Çin'den gelen porselenlerden etkilenildiğini ve sanatkarların bunu
kendilerine göre geliştirdiklerini ifade eden Güven, ''Günümüzde insanların
hayran kaldığı İznik çinisi denilen eserler ortaya çıkmıştır. Daha sonra çini,
tabak ve vazolarda kullanılmıştır ancak mimari, çininin
en zengin kullanım alanıdır'' dedi.
Sanat
Kurslarına Tepki
Güvenç Güven, son yıllarda ''sanat
kursu'' adı altında çok sayıda kursun açıldığını ancak çiniciliğin bu
kurslarda öğretilecek bir sanat olmadığını belirtti.
Mükemmel dengeyi
kurabilmek için masa üstünde öğrenilecek el becerisinin dışında başka
şeylerin de öğrenilmesi gerektiğini ifade eden Güven, ''Çiniyi
öğrenecek kişinin çok yüksek ahlaka sahip olması, işi yaparken kafasının ucunda
tüccar zihniyetinin olmaması lazım'' dedi.
İznik çinisinin
geleneksel Türk sanatlarının bir parçası olduğunu, bu nedenle
bu sanatı Türkiye'de yaşatmak istediklerini anlatan Güven, ''İznik çinisinin,
100-150 senedir Rodos'ta ve Suriye'de taklitleri yapılıyor, Türkiye'de ise
taklitler iyice çoğaldı. Bu sanat, Türk sanatı. Başka ülkelerde bu sanatı
yaparak o ülkelere mal etmek istemiyoruz. Biz yaptığımız işleri öğretelim
istiyoruz ama bu ancak ve ancak devletin desteğiyle olabilir'' diye konuştu.
(AA)
|