İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Kadir Topbaş’ın
yönetime gelmesinin ardından, 2005 yılında Rotterdam ile
İstanbul kardeş kentler olmuş; İBB, bağlı kuruluşlar ve
iştirakler hızla Hollandalı tekellere borçlu hale gelmişti. Dünya Bankası’nın
girişimleriyle yaygınlaşmaya başlayan metrobüs uygulamaları hafif raylı
sistemlere göre düşük maliyeti olduğu gerekçesiyle dünyaya pazarlanırken, İETT
de Hollandalı tekellerle temasa geçmiş metrobüsü kimseye danışmadan
İstanbullunun başına musallat etmişti.
Kısa mesafeli yolculuklar pahalı
Mesafeye ya da bölgeye göre ücretlendirme, eşitsizliğin arttığı metropollerde
uygulanıyor. Farklı gelir gruplarına farklı kalitelerde hizmet vererek hem
hatların özelleştirilebilmesi ve rant bölgelerinin yaratılması, hem de
belediyelerin eşit hizmet verme sorumluluğundan kaçması isteniyor.
İETT, mesafeye göre ücretlendirmenin hattın uzunluğundan dolayı yapıldığını
bu uzunlukta başka bir hattın başka bir yerde bulunmadığını ileri sürüyor.
Oysa hem farklı ülkelerdeki metrobüs hatları İstanbul’dakinden daha uzun hem
de uygulamanın hattın uzunluğu ile ilgisi yok. Metrobüs’ün ilk örneklerinden
biri olan Kolombiya’nın Bogota kentindeki TransMilenio hattı 81 km,
Endonezya’daki TransJakarta ise 46km, İstanbul metrobüsü ise 42km
uzunluğunda.
Bu hatlar İETT’de olduğu gibi tek hat olmasa da, tek bir hat gibi
kullanılıyor. TransMilenio’da mesafeye göre fiyatlandırma yok ve özel sektör
işletiyor. Bilet fiyatı 0,61 amerikan doları ve aktarmalardan ayrıca bedel
alınmıyor. TransJakarta’nın inşa edilmiş kısmı 3 hat ve 13km’lik birinci hatta
tek fiyat kullanılıyor. Diğer hatlara geçiş için aktarma alındığından 3 hatta
birden yolculuk yapanlar için fiyat 0,53*3=1,59 amerikan dolarına geliyor. Ancak
uygulamanın yeniden düzenlemesi gündemde ama gerekçe yine hatların uzunluğu
değil, kısa mesafeli yolculukların birinci hatta daha sık olması. Çünkü kısa
mesafelerle gideceği yere ulaşanların ödeyeceği tutarın arttırılmasına
çalışılıyor.
En pahalı metrobüs İstanbul'da
Yurtdışında hazırlanan raporlarda İstanbul metrobüsü dünyanın en pahalı
metrobüsü olarak gösteriliyor. Daimler firmasının Araştırma Merkezi’nde
hazırlanan bir raporda; en pahalı metrobüs 1,5 TL’lik fiyatla İstanbul’da
bulunuyor. Onun arkasından İnterligado (Sao Paulo) geliyor ve diğer metrobüs
sistemleri sırasıyla RIT (Curitiba), Transantiago, Transmilenio (Bogota),
SIT-Obtibus (Leon), Megabus (Pereira), Transjakarta ve Metrobüs (Mexico City)
olarak belirtiliyor.
Sistemin diğer bir işlevi, duraklara gelmekte olan otobüsü bekleyen yolculara
haber vermek olarak belirtildi. Ancak Belediye en az bu işe emek harcadı.
Duraklara ve otobüslere elektronik ekranların yerleştirilmesi kâr getirmediği
için özellikle geciktiriliyor. Oysa Belediye, sistemi överken en çok bu özelliğe
vurgu yapmıştı.
Son olarak ise İstanbulKart’ın devreye sokulması
gerçekleşecek ve belediye bunun için uygun cihazları 2008 ortalarından itibaren
otobüslere monte etmeye başladı. Akıllı kart olarak bilinen İstanbulKart,
Akbil gibi doldurulan bir kart ama daha büyük bütçeleri de
içine alacak şekilde ulaşım ve belediye hizmetleriyle ilgili tüm ödemelerde
kullanılması düşünülüyor. Belediyenin bu karlı işine bankaların sokulması
düşünülüyor ve daha önce örnek uygulaması Vakıfbank’ın
Akbil’leri olarak çıkarılmıştı. İstanbulluların cebindeki parayı peşin
olarak bankanın kasasına doldurmak isteyen Belediye'nin, İstanbulKart ihalesinin
yakında yapılacağı tahmin ediliyor. Son olarak ise mesafeye göre
ücretlendirmenin yapılabilmesi için otobüsten indikten sonra İstanbulKart'ı
okuyacak cihazların duraklara yerleştirilmesi gerçekleşecek. Bu uygulamayla
yolcular önce ödenecek maksimum bedeli kartlarından bankanın kasasına aktaracak
daha sonra ise otobüsten inerek düşülmesi gereken mesafe kadarını geri almak
için duraklardaki bu cihazlara okutacaklar. Sol.org
|