Akkuyu Nükleer Santrali'nin...
Kürkçü Mahallesinin 55 Yıllık...
Nükleer Karşıtı Platform Basın...
NKP: “Sinop’ta Nükleer Santral...
“Hedefimiz Akkuyu'yu 2023'te...
Akkuyu İnşaatı Çevresinde...
Akkuyu Nükleer Santrali'nde...
Akkuyu NGS Güncel Durum Raporu...
Akkuyu İçin “Güvenlik” Uyarısı
Akkuyu'dan "Temel" Açıklaması
EMO'dan Akkuyu'da Çatlak İddiası...
Rosatom’dan Akkuyu NGS’nin...
Mersin Nükleer Karşıtı Platform Basın Açıklaması
Mersin Nükleer Karşıtı Platform, Akkuyu Nükleer Güç Santralına karşı düzenlediği eylemde, halkı yaşam hakkına sahip çıkmaya çağırarak, sadece Akkuyu’da değil; Sinop’ta ve İğneada’da kurulması planlanan nükleer santrallara da tepki gösterdi.
"Bilim insanlarının, nükleer santral karşıtlarının, TMMOB, EMO, TTB gibi konu ile ilgili kurumların tüm uyarılarına ve Mersin halkının %90'ının karşı olmasına rağmen Akkuyu Nükleer Santral inşaatı Türkiye ve Rusya siyasi iktidarları, Türkiye ve Rusya sermayedarları tarafından ısrar ve inatla sürdürülmektedir. Nükleer santralin sadece kendi varlığı bile doğa ve insan için geri döndürülemez zararlar yaratacak iken ve yıkıcı, yok edici sonuçlara gebe iken, inşaat sürecinde bugüne kadar yaşananlar siyasi iktidarların ve sermaye sahiplerinin gözlerini bürümüş olan aşırı kar hırsı ile doğa tahribatına ve insanların uğrayacağı zararlara gözlerini nasıl kapattıklarını ortaya koymaktadır: 1. Akkuyu NGS'nin asıl sahibi Rosatom'un MEFA'ya yaptırdığı binlerce ton ağırlıktaki nükleer reaktörün, türbinlerin, jeneratörlerin ve meşhur "kor tutucunun" yerleştirileceği kendi ağırlığı da binlerce ton tutan 80 m x 80 m x3 m boyutlarındaki zemin betonu iki kez çatlamış ve tamir edilmiştir. Çatlamalar tutarlı olarak reddedilememiş en son Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez 12.11.2019`da TBMM Bütçe ve Plan Komisyonunda yaptığı konuşmada çatlaklar konusunda: "Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Kullanılan en ufak parçaya kadar, bir vida ve somuna kadar tüm parçaların ürünlerinin belgeli olması ve akredite kurumlar tarafından da sertifikalandırma zorunluluğu var. Nükleer Düzenleme Kurumu uzmanları orada. Nükleer konusunda tecrübeli yabancı uzmanlarımız da var. Diyelim ki yanlış imalat oldu; söktürülür, yeniden yaptırılır. Herhangi bir sorun ya da sıkıntı yok." Diyerek minareye kılıf arama tavrını ortaya koymuştur. Bakanın sözünü ettiği "sertifikalandıracak akredite kurum" Rosatomun dolaylı yollardan ortağı olduğu Avustralya kökenli gözüken bir gözetim ve sertifikalandırma şirketi, Nükleer Düzenleme Kurumu ise görevlileri siyasi iktidar tarafından atanan bir kurum, yabancı uzmanlar da Rosatomun uzmanları. Siyasi iktidar ve Rosatom inşaatı kendileri ile çıkar bağlantısı olmayan bilim insanlarının ve kurumların gözetimine açmaktan ısrarla kaçmaktadırlar. Böylece halktan gizlenecek bir şeyleri olduğunu ortaya koymaktadırlar. Çünkü inşaat, uydular aracılılığı ile diğer devletler tarafından zaten an be an izlenmektedir. Google Earthdeki yayınlanan en son görüntü 10.10.2019 tarihlidir. 2. İnşaatta çalıştırılan il dışından getirilmiş, sayısı bugün 1500 olan, yakın zamanda 4500 e çıkacağı söylenen personel için kurulan prefabrike koğuşların kanalizasyonları Büyükeceli`nin plajına akan Çağlayık Deresine verilmiştir. Olayın basına yansımasından sonra belediyelerin çok sayıda vidanjörleri ile aralık verilmeksizin sürekli çekilmeye başlanmıştır. Kar hırsları bir arıtma tesisi kurmaktan bile kaçmalarına neden olmakta, arıtmanın maliyetini halkın vergileri ile çalışan belediyelere yıkmaktadırlar. Bu alanın 10000 e ulaşacağı söylenen insan yükünün altında tamamen tahribi kaçınılmazdır. 3. Sadece Akkuyyu koyunda değil, Büyükeceli, Yanışlı, Koçaşlı köyleri sınırları içinde kalan ormanlar santral ve şantiye inşaatları için yok edilmiş; Büyükeceli`nin içinde bulunduğu vadi de tamamen inşaat alanına dönüştürülmüştür. 4. Nükleer santral inşaatında kullanılacak çimento için Yeşilovacık`ta kurulan çimento fabrikası ile Yeşilovacık ve Akdere toz sağnağına tutularak insan hayatı hiçe sayılmış, doğa ve deniz yıkıma uğratılmış, balıkçılık yok edilmiştir. 5. Akkuyu Koyu ile Büyükeceli Plajı arasındaki tepe iki taraflı kazılarak yok edilmektedir. 6. Gülnar`da Akkuyu Nükleer Santrali için orman içinde yapılacak takriben 300 dönümlük trafo alanının imar planında işaretlenmesi önergesi Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinde çoğunluk olan siyasi iktidar partileri üyelerinin oyları ile kabul edilmiş, ancak TBMM de muhalefeti oluşturan partilerin Mersin Büyükşehir Belediye Meclisindeki üyeleri yeterli mücadeleyi ortaya koymamışlardır. 7. Akkuyu Koyu, Büyükeceli ve diğer çevre köylerin doğası tahrip edilmiştir ve bu tahribat ağırlaşarak sürmektedir. Doğanın tahribi aynı zamanda ormanların, denizin, kıyıların, derelerin ve tarım arazilerinin de tahribi anlamına gelmektedir. Nükleer santral köylülere herhangibir ekonomik getiri getirmediği gibi yoksullaşmalarına sebep olmaktadır. Daha nükleer santralin kendisi kurulmadan ve çalışmaya başlamadan sermaye sahiplerinin ve siyasi iktidarın kar hırsı ile yol açtıkları yıkım ortadadır. Nükleer santral inşaatı daha fazla geri döndürülemez yıkıma yol açmadan derhal durdurulmalıdır. Karar vericileri caydırmak için daha fazla ve daha çok katılımlı etkinlikler gereklidir. Termik santrallere filtre takılmasının ertelenmesi ne ilişkin kanunda geri adım attırılması bunun kanıtıdır. Siyasi iktidar kamuoyu baskısı karşısında geri adın atmak zorunda kalmıştır. Kamuoyunun oluşturulmasında eko sistemi ve insan sağlığını savunma mücadelesi veren aktivistlerin. Kurumların çabası tartışılmazdır. Nükleer karşıtı mücadele de bir özünde halk ve alan mücadelesidir. Sermaye sahipleri ve siyasi iktidar bir taraftan termik santral filtrelerinde geri adım atarken diıer yandan Sinop Nükleer Santral projesi için İDK (İnceleme Değerlendirme Komisyonu) toplantısı düzenleyerek ikinci bir nükleer santral için süreci devam ettirme çabasındadırlar. Termik santrallere filtre takılması kanununun TBBM deki görüşmelerinde siyasi iktidarı oluşturan partilerin üyelerinin tavırlarının tartışılmaya pek bir gerek olduğu söylenemez. Ancak ertelemeye karşı olduklarını söyleyen muhalefet milletvekillerinin konuyu bu denli ciddiye almamaları bize tüm meclislerdeki muhalefetin ekoloji, çevre, insan sağlığı, nükleer santral konularını ciddiye almaları için bile etkili bir toplumsal muhalefetin gerekli olduğunu göstermektedir. Doğa, ekoloji, çevre mücadelesine ve nükleer karşıtı mücadeleye gönül vermiş herkesi daha etkin ve yaygın bir mücadele için alana çağırıyoruz." |