"Yüzyılın Projesi" olarak nitelendirilen
Marmaray, Demiryollar, Limanlar ve
Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü’nün (DLH) internet sitesinde şöyle
anlatılıyor:
"Dünyadaki en önemli projelerden biri olan Marmaray Projesi,
İstanbul'un kentsel yaşantısını sağlıklı olarak sürdürebilmesi, kentlilere
çağdaş bir kent yaşamı ve kentsel ulaşım imkanları sunabilmesi, kentin doğal
tarihi özelliklerinin korunabilmesi için yüksek kapasiteli elektrik enerjisi
kullanan, çevreyi kirletmeyen bir projedir. Proje, Avrupa yakasında bulunan
Halkalı ile Asya yakasında bulunan Gebze ilçelerini kesintisiz, modern ve yüksek
kapasiteli bir banliyö demiryolu sistemiyle bağlamak amacıyla, İstanbul'daki
banliyö demiryolu sisteminin iyileştirilmesi ve Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi
inşasına dayanmaktadır.
İstanbul Boğazının her iki yakasındaki demiryolu hatları,
İstanbul Boğazı'nın altından geçecek olan bir demiryolu tünel bağlantısı ile
birbirine bağlanacaktır. Hat, Kazlıçeşme'de yeraltına girecek, yeni yeraltı
istasyonları olan Yenikapı ve Sirkeci boyunca ilerleyecek, İstanbul Boğazının
altından geçecek ve diğer bir yeni yer altı istasyonu olan Üsküdar'a bağlanacak
ve Söğütlüçeşme'de tekrar yüzeye çıkacaktır.
Proje, şu anda dünyadaki en büyük ulaşım altyapı projelerinden
birisidir. İyileştirilmiş ve yeni demiryolu sisteminin tamamı, yaklaşık 76 km
uzunluğunda olacaktır. Ana yapılar ve sistemler, batırma tüp tünel, delme
tüneller, aç-kapa tüneller, hemzemin yapılar, 3 yeni yeraltı istasyonu, 36
yerüstü istasyonu (yenileme ve iyileştirme), işletim kontrol merkezi, sahalar,
atölyeler, bakım tesisleri, yerüstüne inşa edilecek olan yeni bir üçüncü hat
dahil olmak üzere, mevcut hatların iyileştirilmesi, tamamen yeni elektrikli ve
mekanik sistemler ve temin edilecek olan modern demiryolu araçlarını kapsayacak
olan 4 bölümden oluşacaktır."
DLH’nın açıklamalarına karşın, Devlet
Demiryolları (TCDD) çalışanları ve akademisyenler, Marmaray’ın iyi planlanmamış ve İstanbul’un
ulaşım sorununu çözemeyecek bir proje olduğu konusunda hemfikirler. Ayrıca DLH
raporlarına göre, demiryolu hattında yer alan bazı tarihi yapıların yıkılacak veya
yenilenecek olması da yine bir tarih ve kültür katliamı olasılığını akıllara
getiriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve TCDD arasında yapılan bir
protokolle istasyon bina ve arazilerinin kentsel dönüşüm projelerinde
değerlendirilmesi amacıyla belediyeye devredilmesi de bu olasılığı
güçlendiriyor.
Marmaray'ın saatte tek yönde taşıyacağı yolcu sayısını
yetkililer 75 bin olarak açıklıyor. Ancak İstanbul’un en fazla trafik yoğunluğu
yaşayan noktalarının, daha kuzeyde yer alan Boğaz köprüsü aksında olduğunu
düşünürsek, Marmaray’ın saatte 75 bin yolcuyu kendine çekip çekmeyeceği de bir
muamma gibi görünüyor. Ticaret ve yaşam alanlarıyla kuzeye doğru genişleyen
İstanbul’un trafik sorununu çözmek için, Boğaz aksında bir proje yapılması gerektiği
bilim adamlarının ortak görüşü.
Bütün bunların yanında bir demiryolu projesi olan Marmaray’da
TCDD’nin taraf olmaması da TCDD çalışanları tarafından kaygı ile karşılanıyor.
Yetkililer, Marmaray’ın işletmesinin ileride yabancı bir konsorsiyuma
devredilmek istendiğini ve böylece TCDD’nin özelleştirilmesi sürecinin de
önünün açılacağını söylüyorlar.
Sonuç olarak akademisyenlerin ve TCDD
çalışanlarının ortak görüşü, Marmaray’ın "hayata geçmeden ölü hale gelen" bir
proje olduğu ve bu haliyle başta İstanbul’un tarihi ve kültürel yapısı olmak
üzere birçok değere zarar vereceği...
|