BR> ‘Mardin’in dokusunu bozan yapılar’ ile ilgili
çalışmalar devam ediyor
Burada akla ‘dokuya uygun olmayan yapı’
kıstaslarının neler olabileceği geliyor. Vali Duruer, Mardin’in görünümüne zarar
veren ve fiziki dokuyu bozan yapıların ‘dokuyu bozmak’ ile nitelendireceğini
söylüyor. Bu yapıların bazılarının dokuyu bütünüyle bozduğu, bazılarının ise
mevcut yapı üzerine sonradan kat eklenerek büyüyen yapılar olduğunu da
belirtiyor. Bu bağlamda bu tür oluşumların yıkılacağı ancak ortaya çıkacak
boşlukların yeni öğelerle bütünleştirileceği ve bu öğelerin dokuyla
kemikleştirileceği sonucu beliriyor. Bu yeni öğelerin ne olacağı ile
ilgili çalışmaların ise hala devam ettiğini ifade ediliyor.
Bu noktada endişemin ‘tarihi özelliği olmayan yapıların’ yıkılıp yerine
‘tarihi özelliği olmayan taklit yapıların’ yapılma olasılığı olduğunu
belirtince, bu ihtimalin yok denecek kadar az olduğunu belirten Vali Duruer,
TOKİ’nin yapacağı projeyle Valilik olarak ortak görünmekle beraber, kendilerini
ilgilendiren bir konu olmadığını söylüyor. Bence ise burada bir çelişki var,
zira sizi ilgilendirmeyen bir konuya ortak olmak mantığı olmayan bir durumdur.
Ancak Vali burada durmayıp, Yenişehir’in elden çıktığını, kendisini tarihi
Mardin’in ilgilendirdiğini de ifade ediyor. Bu durumun ne kadar doğru olduğu ise
açıkçası benim kafamda bir soru işareti oluşmasına neden oluyor. Bir il
Valisi’nin sorumlu olduğu ili parçalara bölüp, bazı parçaları sorumluluğu
dışında tutması çok ilginç bir durum.
Bunları düşünmeye
ara verdiğimde yayımlanan eleştirileri geliyor aklıma. Zira bu eleştirilerin
birçoğu Valilik resmi sitesinde bulunan projeye dayandırılarak yapılmış. Bu
düşüncemi Vali Duruer ile paylaşınca, kendisinin de eleştirilere katıldığını
öğreniyorum. Duruer; eleştirilerin haklı olduğunu, sözü edilen mahallelerin (4)
sit alanı içinde olmadıkları ancak, olması yönünde çalışmaları olduğunu hatta
Mezopotamya’ya kadar olan kısmın sit alanı içerisine almayı amaçladıklarını
söylüyor.
|