Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Maliye Bakanı Şimşek'ten Deprem ve 2B Değerlendirmesi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Global Coalition For Efficient Logictics (GCEL) ile Arap Bankaları Birliği'nin düzenlediği 'Humawealth Etkinliği' çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Türkiye'nin kentsel değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Şimşek, ''Onun için de kaynak Türkiye Cumhuriyeti ekonomisidir, özel sektör

yapi.com.tr / AA
Maliye Bakanı Şimşek'ten Deprem ve 2B Değerlendirmesi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Global Coalition For Efficient Logictics (GCEL) ile Arap Bankaları Birliği'nin düzenlediği 'Humawealth Etkinliği' çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Deprem tedbirleri ve 2B konusu
    
Depreme yönelik alınacak tedbirlere ilişkin soruya Mehmet Şimşek, kentsel değişim ve dönüşüm ile depreme yönelik alınacak tedbirlerle ilgili bir çalışma olduğunu hatırlatarak, ''Bu çalışma henüz Maliye Bakanlığı'na sunulmadı, dolayısıyla henüz bu türden varsayım ve afaki rakamlar üzerine yorum yapmak istemiyorum. Çünkü henüz görüşümüze sunulan, Maliye Bakanlığı olarak üzerinde çalıştığımız bir şey değil'' dedi.
    
Türkiye'nin kentsel değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Şimşek, ''Onun için de kaynak Türkiye Cumhuriyeti ekonomisidir, özel sektör dinamizmidir. Ülkemizin altyapısına bütçede her zaman kaynak ayırdık, ayırmaya da devam edeceğiz'' diye konuştu. Deprem riskinin azaltılması için vatandaş-devlet-özel sektör işbirliğinin zorunlu olduğunu anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
    
''2B'ler konusuna gelince, uzun süredir gündemde olan bir konu. Buna ilişkin çalışmalar devam ediyor, sadece Maliye Bakanlığımızın yaptığı bir çalışma değil. Bu çalışmalarda diğer ilgili bakanlıklar da katkı veriyorlar. Onlarla birlikte bu çalışma belli bir nokta getirilmiş durumda. Ama henüz kamuoyuyla paylaşacak bir taslak şeklinde değil, o hale gelince eminim sizlerle detaylar paylaşılır. Burada önemli olan sorun çözmektir. Yani her şeyi biz sadece ve sadece mali bütçe açısından bakmıyoruz. Memleketin sorunlarının çözülmesi bizim için önemlidir. Yani deprem riskinin azaltılması veya bağlı toplumsal sorunların, şehircilikle ilgili sorunların çok önemlidir. Siyasette zaten sorun çözmek için yapılır. Başka da bir amacımız olamaz.''

Yabancıların Türkiye'de mülk edinmesi
    
Yabancıların Türkiye'de mülk edinebilmesine ilişkin sorusu üzerine, kullanım hakkının bir yabancıda olabileceğini ifade eden Şimşek, ''Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir. Dolayısıyla yabancıların mülk alması o kadar çok korkulacak bir şey değil. Ben hiç havaalanında sırtına bir ev, daire yüklenmiş ülkeden çıkan kimseyle karşılaşmadım'' dedi. Bu korkuların bir kenara bırakılması gerektiğine işaret eden Şimşek, Türkiye'nin yatırıma, kaynağa ve istihdama ihtiyacı olduğunu söyledi. ''Türkiye olarak kendimize güveniyoruz yeter ki kuralları iyi koyalım'' diyen Şimşek, kendisinin de ABD'de ve İngiltere'de yaşadığını hatırlattı.
    
Şimşek, ABD ve İngiltere'de böyle bir kaygının olmadığını ifade ederek, o ülkelerin kendine güvendiğini, Türkiye'nin de kendine güvendiğini söyledi. Şimşek, ''Bana kalırsa bu hususun kolaylaştırılması lazım. Buna yönelik çalışma yapılmalı'' diye konuştu. Bakan Şimşek, mütekabiliyet esasına yönelik soru üzerine de o konuda çalışmanın tamamlanmadığını önemli olanın ülkenin menfaatleri neredeyse onun yapılması olduğunu söyledi.

Cari açıkta daralma beklentisi

Gazetecilerin cari açığa ilişkin soruları üzerine Bakan Şimşek, öngörülerinin iç talebin biraz daha makul seviyelere doğru inmesi ve bu çerçevede cari açığın son çeyrekten itibaren, 12 aylık rakamlar itibariyle en azından önce istikrara kavuşması, sonra da daralması olduğunu söyledi. Bakan Şimşek, ''Cari açığın bir miktar daralmasını öngörüyoruz son çeyrekten itibaren. Ama o rakamlar ne zaman çıkar, muhtemelen kasım ayında görürsünüz. Kasım ayı rakamları da gelecek senenin başında çıkar. Dolayısıyla önümüzdeki sene başından itibaren çıkacak cari açık rakamlarının bir miktar daralma göstermesini öngörüyoruz'' dedi.


    
Cari açığın konjonktürel ve yapısal boyutları olan bir sorun olduğuna işaret eden Şimşek, Türkiye'nin iç talep anlamında Avrupa'nın 8-10 katı hızla büyüdüğünü, Avrupa'da iç talebin ise çok zayıf olduğunu, petrol fiyatları ve bölgede yaşanan Arap Baharı dolayısıyla da tüm bu gelişmelerin bir araya gelmesiyle cari açığın öngörülenin üzerinde gerçekleştiğini kaydetti. Türkiye'de iç talepteki büyümenin yüzde 15-16 düzeylerinde olduğunu, dolayısıyla Türkiye'nin Avrupa'nın 8-10 katı hızla büyüdüğüne dikkat çeken Şimşek, cari açıkla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
    
''Yani ticari ortaklarımıza göre daha hızlı büyüyoruz. O anlamda dış ticaret açığının artması makul. İkinci olarak tabii ki takdir ederseniz ki geçen sene brent tipi ham petrol varil fiyatları ortalama 70 dolar civarında iken, bu sene bütün global ekonomiye ilişkin kaygılara rağmen petrol fiyatları bir türlü 100 doların altına inmedi. Dolayısıyla bunun da katkısı büyük. Üçüncü olarak Arap Baharı tabii ki bizim desteklediğimiz çok önemli bir gelişme bölgemiz için, Türkiye'miz için. Uzun vadede hakikaten çok önemli bir gelişme, çok heyecan verici bir gelişme.''
    
Türkiye'nin dış ticaret fazlası verdiği ülkelerde bazı sıkıntıları yaşaması, enerjide dışa bağımlılık ve katma değerde üst sıralarda olamamak gibi bazı yapısal unsurların da cari açık olarak ortaya çıktığını, bunun yanı sıra konjonktürel bazı unsurlar bulunduğunu anlatan Şimşek, ''İç talep Avrupa'da inanılmaz zayıf, bizde ise çok güçlü. Yani geleneksel bazı piyasalarımızda sıkıntılar yaşandı. Bütün bunlar biraraya geldiği için cari açık bu sene hakikaten öngörülenlerin çok üstünde bir noktada'' dedi. Cari açıkta en önemli riskin AB'nin resesyona girmesi olduğunu, şu an itibariyle de AB'de resesyon yaşanması, bir daralmanın yaşanması riskinin oldukça yükseldiğini bildirdi.
    
İşsizlik rakamları
    
İşsizlik rakamlarına ilişkin bir soru üzerine Şimşek, rakamları henüz tam olarak inceleyemediğini belirterek, ''Toplantıya gelirken danışmanım bana mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranının yüzde 9,6'ya kadar düştüğünü ifade etti. Bu çok ciddi bir başarıdır'' dedi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranının yüzde 9,6'ya düşmesinin; çok önemli bir mesafe kat edildiği ve ekonominin istihdam yaratmaya devam ettiği anlamına geldiğini vurgulayan Bakan Şimşek, açıklanan bu rakamın çok da sürpriz olmadığını ifade etti.
    
Türkiye'nin istihdamdaki başarısının ölçülmesi için, iş gücüne katılım oranındaki artışa rağmen bu işsizlik oranındaki düşüşün göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade eden Şimşek, ''Yani ABD ve Avrupa'da iş gücüne katılım oranı düşerken, işsizlik oranı yükseldi ve inmiyor, inmekte zorlanıyor. Türkiye'de ise hem işsizlik oranlarını çok ciddi bir şekilde kriz öncesi seviyeye düşürdük. Hem de bunu yaparken iş gücüne katılım oranında artış oldu. Aslında bu Türkiye'de gerçek anlamda istihdamın yaratıldığını ve ekonomideki bu performansın nispeten kalıcı olduğunun altını çiziyor. Neden? Tabii ki biz global şoklardan etkileniriz ama şu da bir gerçek; Türkiye'nin makro ekonomik temelleri sağlam. O anlamda inşallah biz etrafımızdaki bu sıkıntılı da nispeten en az etkiyle aşarız diye ümit ediyoruz'' diye konuştu.
    
Bazı ülkelerin avro bölgesinden çıkma ihtimali
    
Bazı ülkelerin Avro bölgesinden çıkma ihtimallerine yönelik değerlendirmeler olduğunun hatırlatılması üzerine de Şimşek, şunları kaydetti:
    
''Bundan 2-3 yıl önce bu soruyu sormuş olsaydınız, 'Nereden çıktı bu soru?' diye sorardım. Yani çok çok düşük bir risk olurdu, ama bugün bu risk tabii ki ciddi artmış durumda. Yalnız şöyle bir şey var; Avrupa Birliği, bu türden bir gelişmenin önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapıyor. Fakat temelde bir sıkıntı var. Nedir o sıkıntı? 17 ayrı parlamento, 17 ayrı hükümet, 17 ayrı maliye politikası var, ama bir tek para birimi, bir tek merkez bankası var. Tabii bu kolay değil, yani bir yapısal sorun var, fakat bu sorunun aşılmasına yönelik eğer kurumsal alt yapıyı iyileştirecek reformlar yapılırsa ve siyasi anlamda entegrasyon daha güçlü bir noktaya giderse tabii ki bu sürdürülebilir olur. Ama dediğim gibi bu tartışmalar şu an çok taze. Yani AB, aslında insanlık için, Avrupa hakları için çok önemli bir proje. AB'nin kendisi başarılı bir projedir, ama avro konusu her zaman tartışmalı oldu ve son dönemde de çok daha büyük tartışmalara sahne. Fakat AB liderlerinin bu türden bir gelişmeyi engellemek için, yani avro bölgesinin parçalanmasını engellemek için ellerinden geleni yapacaklarına dair kanım var benim. İnşallah da öyle olur.''

ETİKETLER: ekonomi kurum
http://www.yapi.com.tr/haberler/maliye-bakani-simsekten-deprem-ve-2b-degerlendirmesi_89728.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!