Makine üretiminde 15 AB ülkesiyle neredeyse başa baş üretim yapan Türkiye’nin
ithalatı yavaşlatıp yerli üretime yoğunlaşmasıyla lokomotif sektör olan
sanayinin ülkeyi rahatlıkla marka haline getirebileceği vurgulandı.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Süfyan
Emiroğlu, Cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023 yılında 500 milyar
dolarlık ihracat hedefi içerisinde en az 100 milyar dolarlık makine ihracatı
gerçekleştirebilmenin zor olmadığını belirterek “Sanayi ürünlerindeki ihtiyacın
yerli üretimle karşılanması bu hedefi kolaylaştıracaktır. Ayrıca her yıl
gerçekleştirdiğimiz ortalama 25 milyar dolarlık ithalat rakamı kazanç hanemize
yazılacaktır” dedi. Makine imalat sanayisinin diğer imalat sanayi sektörlerine
göre daha başarılı olduğunu vurgulayan Emiroğlu, sektörün üretiminin önümüzdeki
beş yıl içerisinde yılda ortalama yüzde 12-15 oranında artış göstermesinin
beklendiğini kaydetti.
Emiroğlu, sektörle ilgili yaptığı genel değerlendirmesinde Türk makine
sanayisinin 1990 yılından bu yana yaklaşık yüzde 20 oranında yıllık büyüme
gösterdiğini kaydederek şöyle konuştu: “2001 yılında 1.8 milyar dolar olan
Türkiye’nin toplam makine ve aksamları ihracatı, 7 yıl içerisinde yaklaşık 6
katına çıkarak 2008 yılında 10.9 milyar dolar oldu. İthalat da 23.3 milyar
dolara çıktı. Makine ve Aksamları sektörü Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde
7.1 oranında pay alıyor.”
İhtiyaç yerli üretimle karşılanmalı
Türkiye’nin ihtiyacı olan sanayi ürünlerinin yerli üretimle karşılanmasının
Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmaya yönelik öncelikli bir hedef olduğunu
ifade eden Emiroğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Türkiye ekonomisi açısından
son derece önemli olan bu hedefin korunması ve geliştirilmesi için Makine imalat
sanayisi sektörü de, büyük çaba sarf etmektedir. Bakanlığımız, kalitesiyle
kendini ispat etmiş olan Türk makine sanayisi ürünlerinin kamu alımlarında
öncelikli olarak tercih edilmelerinin sağlanması amacıyla, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı’yla düzenli toplantılar gerçekleştirdik. Makine Teknik Komitesinin
Oluşumu ve Görevlerine Dair Tebliğ ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının ve makine
sanayisi temsilcilerinin katılımıyla Makine Teknik Komitesi (MAKTEK)
oluşturuldu. 4 de alt çalışma grubu olan bu komite bugüne kadar 18 kez toplanmış
olup, sektör adına önemli çalışmalara imza attı.”
AB’de 6. büyüğüz
Emiroğlu şöyle devam etti:
“Makine imalat sanayisi bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’nin
sanayileşmesinin de itici gücü. 15 AB ülkesinde makine imalat sanayisinde 21 bin
civarında firma faaliyet gösterirken, Türkiye’de bu rakam 11 bin.
Yani Türkiye’de 15 AB ülkesindekinin yarısı kadar firma bulunuyor. Bu durum
Türkiye’deki işletmelerin büyüme ve ölçek sorunu olduğunu ortaya koymakta.
Türkiye’de toplam makine imalatı 20 milyar Avro düzeyinde olup, Avrupa
ülkelerindeki toplam imalatın yüzde 5’i oranındadır. Toplam makine imalat değeri
bakımından Türkiye’nin, Avrupa ülkeleri arasında 6’ncı sırada yer aldığı
görülüyor.
200’ü aşkın ülkeye ihracat
Türk makine firmaları 200’ü aşkın ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Almanya,
İngiltere, İtalya, Fransa, ABD ve İspanya sektör ihracatında önde gelen ülkeler
olup; Rusya Federasyonu, Irak, Romanya, Polonya, Bulgaristan ve Iran ihracat
yaptığımız diğer önemli pazarlardır. Türkiye’nin toplam makine ihracatında lider
konumdaki Almanya’ya olan ihracatı son beş yılda 3 katına çıktı. Bu durum,
makine sanayisi ürünlerinin kalitesinin açık bir göstergesi.”
Uzakdoğu’nun yolu Türkiye’den geçiyor
Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı, Makine
Tanıtım Grubu Eşbaşkanı Adnan Dalgakıran, Çin’in makine
ihracatının 1992’den 2008’e gelene kadar 3 milyar dolardan 270 milyar dolara
ulaştığını, Türkiye’nin 2008 ihracatının ise 11 milyar dolar olduğunu
belirterek, “Avrupa’nın uzak doğu pazarına girmesi için en önemli nokta
Türkiye’dir” dedi.
Öngörüsü zor bir dünyada yaşandığını ifade eden Dalgakıran, şirketlerin
önceden 20-30 yıllık projeler yaptığını, şimdilerde ise bunun mümkün olmadığını
belirterek şöyle konuştu: “Her şey çok çabuk değişiyor. Yaşanan büyük kriz ve
devamın yaşanan değişiklikler herkesi etkilemeye devam ediyor. Krizin yaşandığı
böyle bir dönemde Uzakdoğu’da çok büyük bir büyüme hızı yakalandı. Kriz ve
sonrasında ‘canı çıkacak’ diye düşünülen ABD, çok farklı bir yerlere doğru
gidiyor. Bu ortamda Türkiye inanılmaz bir fırsata sahip. Avrupa, yüksek
maliyetlerden dolayı orta ve orta üstü teknoloji üretimlerini mutlaka kaydırmak
zorunda. Burada aklına gelen yegâne yer uzakdoğu. Uzakdoğu yerine Türkiye’ye
kaydırabilir mi? Buna göre planlamalar yapılırsa Avrupa’dan çok ciddi yatırımlar
gelir.”
Dalgakıran, Türkiye’nin önündeki fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğini
belirterek şöyle devam etti:
“Çin’in makine ihracatı 1992’den 2008’e gelene kadar 3 milyar dolardan 270
milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin 2008 ihracatı ise 11 milyar dolar. Çin, ‘Eğer
üretim araçlarını üretmezsem herkese bağlı olarak emek yoğun yerde kalacağım’
dedi ve böyle bir atılım yaptı. Yatırım mallarını üretmek çok önemlidir.
Avantajımız eğitilmiş insan kaynağı olmalı. İnsan kaynağına ciddi şekilde önem
vermemiz gerekiyor. 11-12 milyar dolar ihracat yapıyoruz, ama kilosunu 5 dolara
satıyoruz. Almanya’nın ihracatında ise kilogram değeri 100 dolar.”
Dünyada ekonomik anlamda bağımsız bir ülke bulunmadığını vurgulayan
Dalgakıran, “Ülkeler, zincirlerle birbirine bağlanmış durumdadır. Türkiye, bu
zinciri sürükleyebilecek bir fırsatı yakaladı. Avrupa’nın Uzakdoğu pazarına
girmesi için en önemli nokta Türkiye’dir” dedi.
Seçim yatırımı için rehber
Türkiye’de kısa vadede inşaatına başlanacak olan enerji, otoyol, köprü ve
demiryolu projeleri iş makineleri sektörünün iştahını kabartıyor.
Enka Pazarlama Bölge Satış Müdürü Batuhan Mutluer ANKOMAK
Fuarı’nın seçim öncesi yatırımlar için bir rehber niteliği taşıdığını söyledi.
Mutluer “Bu fuarda Kawasakı’nın KSS 115 ZV-2 modelini ön plana çıkaracağız. KSS
92 modelini geçen yılın kasım ayında satışa sunmuştuk. Mermer sektöründe KSS 92
ZV-2 ve BELL belden kırma kamyonlar, inşaat sektöründe TADANO vinçler, HARTL
Mobil kırma eleme tesislerimiz, HITACHI ZX 350 LCK özel yıkım makinemiz bizler
için özel önem taşıyor. Aslında her sattığımız ürün bizim için önemli ama
Türkiye bazı ekipmanlara yabancı. Bunları tanıtmak ve göstermek istiyoruz” dedi.
Eğitimlere de özel önem verdiklerini anlatan Mutluer şöyle devam etti: “2006
yılında Türkiye’ye ilk defa HITACHI’nin yeni serisini getirdiğimizde uydu
terminali standart demiştik ama müşterilere bunu ifaede etmek kolay olmamıştı.
ENKA olarak ısrarla 2006 yılından bu yana her fuarda uydu takip sistemleri ile
ilgili eğitimlerimiz oluyor. Ayrıca müşteri eğitimleri için özellikle fuarlarda
servis ve yedek parça bölümlerinden arkadaşlarımız da bulunuyor. Müşterilerimize
doğru mazot kullanımı, depolanması, doğru filtre kullanımı, yağ analizi hakkında
bilgilendirme yapıyoruz.”
Tehlike anında alarm veriyor
Teupen Makine İhracat (TMI) bu yıl ANKOMAK Fuarı’nda
Parfinger WT 700 vincini sergileyecek. Türkiye’nin en yüksel
sepetli platformu olarak öne çıkan makine 70 metre yüksekliğe kadar
uzanabiliyor. 700 kg. taşıma kapasitesine sahip WT 700 rüzgâr gülü projeleri
için en cazip makine olarak öneriliyor. Ayrıca Parfinger’in bu yıl itibarıyla
ürettiği tüm sepetlerde duvar önleme sistemleri de mevcut. Bu sistem
otomobillerdeki park sensörleri gibi makinenin duvara belli bir mesafeden fazla
yaklaşmasına izin vermiyor. Tehlike anında sinyaller devreye giriyor.
İş makineleri için LPG’li çözüm
Türkiye’nin önde gelen LPG firmalarından İpragaz yük taşıma aletleri
Forkliftler için LPG çözümü sunuyor. 12 kg’lık forklift tüplerle işletmeler için
enerji verimi sağlamak amacıyla tasarlanan ürün 24 saat kesintisiz
çalışabiliyor. Motoru korumak için İpragaz tarafından özel bir filtre sistemi
geliştirilen tüplerde motora gidebilecek büyüklükteki partiküller burada kapana
alınıyor ve motor ömrü uzuyor. Aynı ebattaki elektrikli forklift’lere göre daha
fazla güç üreten İpragaz LPG’li forkliftler ile daha yüksek taşıma kapasitesine
ulaşılabiliyor. Aynı zamanda, çevre dostu olan LPG, dizel yakıtlara oranla daha
düşük emisyon değerine sahip olduğu için çevreye ve insan sağlığına zararlı
gazlar çıkarmıyor, egzozdan kurum ve duman atmadığından insan sağlığını tehdit
etmiyor. Bu yüzden de kapalı depolama alanlarında bile güvenle kullanılabiliyor.
Bu yeni ürününü Ankomak fuarında görücüye çıkaracak olan İpragaz sanayi
üreticilerinden yoğun ilgi bekliyor.
|