Bahreyn’in başkenti Manama’daki kültür bakanlığının yerleşkesinde çalışan Merkez, dünya kültür mirası ile ilgili yeni bir Arapça web sitesi hazırlıyor. Yeni arşivcileri yetiştiren merkez, kültür mirası kaybedildiği zaman yeniden gelmeyeceğini anlatmak için yeni eğitim programları da başlatmaya hazırlanıyor.
Merkez, Suriye’deki meslektaşları ile iletişimini günlük olarak devam ettiriyor. BBC Türkçe'nin Sylvia Smith imzasını taşıyan haberine göre Merkezin Cezayirli direktörü Münir Buçenaki, güvenlik nedenlerinden ötürü Suriye’yi ziyaret etmenin imkânsız olduğuna dikkat çekiyor ve “yılbaşından itibaren merkez ile Suriye’deki altı Unesco alanındaki koruma uzmanları ve benzer uluslararası örgütler arasında internet bağlantısı sağlandı” diyor. Buçenaki, Suriye’deki meslektaşlarının yalnız hissetmemeleri için yakın ilişkiyi sürdürmeyi çalıştıklarını belirtiyor.
Suriye’deki kültürel miras askeri açıdan önemli stratejik alanlar haline geldikçe uzmanlar bölgenin geleceği için kaygı duyuyorlar. Şam’daki müzeler ve antik eserler direktörü çoktan merkezi ziyaret etti. Suriye’deki 6 Unesco Kültürel Mirasındaki bölge, 'tehlike altında' değerlendiriliyor. Unesco’nun tarihi bölgelerin zarar görmesini engellemek için uçuşa yasak bölge ilanı ya da uluslararası askeri gücü ülkeye konuşlandırması gibi bir yetkisi bulunmuyor. Fakat gözlemciler kültürel mirasa karşı suç işleyenlere yönelik yasal süreçlerin devreye girmesi için çağrıda bulunuyor.
Suriye’den 'Dünya Kültür Mirası' listesinde yer alan 6 bölge 'tehdit' altında
Tarihi mirasa karşı suça ceza çağrısı
Lübnanlı gazeteci ve Televizyon sunucusu Ali El-Zeyn, cezaların suça uygun olması gerektiğini söylüyor. El-Zeyn, şu an kültürel mirasa zarar verenlerin cezalandırılmadığına dikkat çekiyor. Lübnanlı gazeteciye göre evrensel kültürel mirası ve anılara zarar verenler soykırım suçu işleyenlerle aynı şekilde cezalandırılmalı.
Unesco’nun genel direktörü İrina Bukova ise örgütün Suriyelilerin özel kültürel miraslarını koruması için uzman ve iletişim desteği vermeye kararlı olduklarını belirtiyor. Kültürel mirası korumanın insanları korumadan ayrılmaması gerektiğini belirten Bukova, bu mirasın insanların değerlerini ve kimliklerini kutsallaştırdığını dile getiriyor.
Bahreyn merkezli Merkezin direktörü Buçenaki ise daha büyük kayıpların engellenmesi için Suriye’deki uzmanları desteklemenin çok önemli olduğunu söylüyor.
Kültürel mirasa yönelik zarar sadece silahlı çatışmalar yüzünden gelmiyor. Merkezin ilk müdahalesi Yemen’in tarihi camileriyle tanınan eski başkenti Zabid idi. Burada yasadışı yapılar tarihi mekânlara büyük zarar veriyor. Yemen’deki merkezin çalışmalarının koordinatörü Kemal Bittar Yemen’deki politik belirsizlik yüzünden üç yıl önce desteklerini kesen diğer kurumlarında buradaki kültürel mirasa ilgi göstermesi gerektiğini görüşünde.
Bayreyn, körfez ve Arap sularında yeni alanların kültürel koruma altına alınması için Dünya Kültürel Denizcilik Programını destekliyor. Ülkenin tarihi inci yatakları da korunma listesine dâhil edildi.
Unesco’nun kültürel mirası merkezi direktörü Kishore Rao, Suudi Arabistan’daki Nebati kenti El-Hicir ile 15. yüzyıldaki ülkenin başkenti olan Ad Diriyah’ın koruma listesine alınmasını büyük bir taahhüt olduğunu söylüyor. Rao, var olan 75 tarihi kültürel mirasın mekânına en olarak bölgeden büyük oranda yeni başvuru aldıklarını vurguluyor.
Bahreyn’deki merkez bölgedeki tarihi ve doğal mekânların korunması ve raporlanması için hükümet ile ilgili kurumları bir araya getirecek. Merkezin, tehlike altındaki alanların korunması ve ortak politikaların oluşturulması için önemli bir rol oynaması bekleniyor.
|