Foto: Erkan Yiğitsözlü (AA)
Tarihi kayıtlara göre ilk gökdelenler, bugünkü
Yemen'in kuzeyindeki Hadramut bölgesinde
yaşamış Hadramilerin çölden gelen saldırılardan korunmak
amacıyla inşa edilmiş. Demir kullanılmadan sadece çamurdan ve kerpiçten yapılan
bu ilginç evler, günümüzün çelik konstrüksiyonlu yapılarla alay edercesine
dimdik ayakta durmaya devam ediyor.
Bu
başdöndürücü ve çarpıcı mimarinin en güzel örneklerinden biri geçmişi 2 bin 500
yıl öncesine kadar uzanan Yemen'in başkenti Sana'da bulunuyor.
Dünyada bir benzeri olmayan bu yapıların başkent Sana'da 6-7 katlılarına,
Hadramut ve Şibam bölgelerinde ise 10-12 katlılarına rastlamak mümkün. Sana'nın
'Babül Yemen' olarak adlandırılan surlarla çevrili bölgesi
içinde geleneksel mimaride inşa edilmiş, tarihi ve kültürel değeri haiz 6 bin
500 kadar bina bulunuyor. Modern hayatın ortasında sıkışıp kalan bu büyülü şehir
'Eski Sana' olarak biliniyor.
Yer yer taş işçiliğinin enfes örneklerinin de görüldüğü
Eski Sana'da, genellikle birbirine bitişik tarzda inşa edilen orijinal yapılar
sabah ve akşam güneşini alacak şekilde konumlandırılmış. Binalar, gecenin
soğuğundan ve günün kavurucu sıcağından sakinlerini ustalıkla korunabiliyor. Üst
katlar, alt katlara oranla daha büyük pencereler kullanılırken; duvarların içine
yerleştirilmiş boşluk ve kanallar yardımıyla alt katlar aydınlatılıyor ve
havalandırılması sağlanıyor. Pencereleri olağanüstü vitray ve rengarenk camlarla
bezenmiş binaların bahçelerini selvi ağaçları, bahçe duvarlarını ise sarmaşık ve
begonviller süslüyor. Çamur ve ve taş işçiliğinin zirveye çıktığı tarihi kentin
siluetinde yüksekliği 150 metreyi bulan minareler iz bırakıyor.
UNESCO'nun Dünya
Kültür Mirası Listesinde yer alan dünyanın en eski apartmanlarında
bugün hayat devam ederken, yöre halkı asırlar öncesinin inşaat teknikleriyle çok
katlı evler yapmaya devam ediyor. Ülkenin sahip olduğu bu eşsiz kültür
hazinelerini görmek için her yıl yüz binlerce kişi Yemen'i ziyaret
ediyor.
|