b>Sevda Tepesi’ni imara açma yolunda karar alanların “Kral’a ayıp oluyor” gibi bir gerekçe öne sürmelerine şaşmak biraz fazla olur. Çok açık ki İstanbul’un bir kez daha öldürülmesi için bu sadece bir bahanedir. Halktan asıl operasyonu gizleme bahanesidir.
Bu ülkede yasalara ve ülkenin temel çıkarlarına rağmen birileri birilerine tutamayacağı sözler verdiyse bu onların sorunudur. Eğer Türkiye bir krallık olsaydı verilen bu sözlerin bir anlamı olurdu. Yok, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu iddia ediyorsak, kimse kimseye yasalara rağmen bir söz veremez.
Suudi Kralı’nın mülkü olan Sevda Tepesi’nin imara açılmasına ilişkin hukuki düzenleme yapıldığı anda sayısının bini aştığı belirtilen kaçak yapılar da yasallaşmış olacaktır. Bu, ilk adımda birkaç milyar dolarlık bir yeni rant yaratılması anlamına geliyor.
İstanbul’un son yeşilliklerini yok edecek; Boğaz’ı sıradan bir su yoluna çevirecek olan düzenlemeler yapılırsa bunu milyarlarca dolarlık yeni rant alanları izleyecektir.
***
İstanbul’un karşı karşıya olduğu deprem tehlikesiyle ilgili olarak gerçek anlamda bir tedbir alınması mümkün değil. Çünkü gerçek tedbir binlerce binanın yıkılması, binlercesinin büyük masraflar yapılarak güçlendirilmesi demek.
İstanbul’un bir “yok olma” sorunu var. Bu sorunu yaratan zihniyet şimdi kentin son yağma planını uygulamaya koymak istiyor. Planı hazırlayanların hedefledikleri milyarlarca dolarlık rantın nasıl paylaşılacağı da herhalde düşünülmüştür. Bu milyarlarca dolarlık kaynak herhalde “kamu”ya gitmeyecektir. Herhalde İstanbul’un deprem tedbirlerine de gitmeyecektir.
Birkaç yıl sonra yeni oluşacak semtlere, Boğaz’ın eski yeşil alanlarında oluşmuş mahallelere bakıldığında gerçek paylaşımın nasıl yapıldığı da açığa çıkacaktır.
***
Ortada bu kadar büyük paralar varken “Kral’a ayıp olur” diye anlamsız bir gerekçenin arkasına sığınmak bu cinayetin sorumlularını suçluluktan kurtarmaz.
Siyaset ne içindir? Neden iktidar olunur? Bu soruların bize özgü cevaplarını ararken fazla uzağa gitmeye ihtiyaç yok. Böyle büyük operasyonların kime yaradığının, hangi kesime servet aktarımı sağladığının yüzlerce örneğini bu ülke yaşadı.
Ve bu ülke az gelişmişliğini böyle rantların peşinden koşanlar yüzünden kıramadı. İstanbul’un bir kez daha yağmalanmasına kapı açacak her girişim sadece İstanbul’a değil bütün ülkeye yapılmış büyük kötülükler arasında yerini alacaktır.
|