
Hani Kıyılardan Yararlanmada...

Yakında Türkiye’de Kumul Kalmayacak!

ŞPO İstanbul 'Kamu Yararı'...

50 Yılda 7 Bin 500 Kilometre...

Bakanlık Kaçak İskele Avına Çıkacak!

"Bu Yetkiler Bakanlıklardan Alınsın"

Kıyı Katliamını Belediye de...

Kıyı Denetimleri Otel Yöneticilerini...

Başkandan ‘Kıyı’ İsyanı: Bu...

Yat Limanı Proje ve Yapıları...

Sayıştay Belgeledi: Devlet...

Kıyılar Yiğit Bulut'a Emanet!

Denize Dolgu Havalimanı İçin...

"Denizi Doldurmaya Devam Ediyorlar"

Kara, Denize Taştı!

Beylikdüzü’nde Denize Dolgu İsyanı!

Denize Dolgu Havadan İşte...

Esenler Belediyesi ile DenizBank'tan...

Denizi Doldurup Miting Alanı Yapacaklar!

Denizi Dolduracaklar, ‘Venedik’...

Datça'da Marina için Deniz Dolduruluyor

"Deniz Kendine Yapılanı Yanına Koymaz!”

Karadeniz Sahil Yolu Projesi'nde...
Kıyı Kullanma Kılavuzu: Kıyı mı, Kamusal Alan mı, Proje Alanı mı?
İstanbul’da kıyı kullanım kılavuzu: Kentsel dönüşüm hafriyat ve molozlarını denize dökmek suretiyle denizden kazanılan alanda bir de proje yapmak!

Kıyılar ve deprem riski İstanbul’da beklenen deprem ve depremin tetikleyeceği denizaltındaki heyelanların hareketine bağlı olarak oluşacak tusunami tehlikesi ile kıyı-dolgu-deprem riski açısından bu projeler değerlendirildiğinde, bu alanların toplanma ve eğlence mekânları olamayacağı anlaşılabilir. Ancak, sahil ve kıyı rantı yüksek bölgeler olduğu için, önümüzün-arkamızın-sağımızın-solumuzun inşaat olduğu şu son yıllarda bu tür bilimsel düzenlemeleri bekleyemiyoruz. Kıyıları neden kullanamıyoruz? Son dönemde kent mekânı üzerinde sermayenin doğrudan ranta yönelik yatırımlar için en çok tercih ettiği alanlar “kıyı”lardır. Özellikle denizin doldurulması yoluyla elde edilen arazilerin kentin en kıymetli mekânları haline gelmesi, halkın kıyı ile ilişkisi kesilmesi ve ‘devletin egemenlik ve kullanımında’ olan kıyının özel projelere konu edilmesi söz konusudur. Bu durumda, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyılar ile devlet arasındaki ilişkinin kamu mülkiyeti ile açıklanması mümkün değildir. Artık devletin kıyılar üstünde mülkiyet hakkının bulunması, kıyıların alım-satıma, projelendirilmesine kolayca konu olması anlamına geliyor. Dolayısıyla kamu malı olması güvencesi anlamsız hale geliyor. Sonuçta, kıyı mülkiyetinin devlete ait olmasa bile, kıyı alanlarının devletin denetimi altında olan özel bölgeler olması, kıyı kenar çizgisinin hemen kenarından başlayan birçok alanın özel mülkiyete konu olmasına yol açıyor, bu alanlardan toplumun yararlanmasının önü kapatılmış oluyor. Kıyı kullanma kılavuzu İstanbul’da kıyıların kullanımı, kentsel dönüşüm projelerinden çıkan hafriyat ve molozun kıyılara doldurulması, böylece en kıymetli mekân olan kıyılardan da bir proje çıkarılması ile gerçekleşiyor artık. Kıyı kullanma kılavuzu henüz tüm kentlinin kıyılardan nasıl yararlanacağı hakkında bir hüküm içermiyor. Ve diğer yandan, böyle büyük miting meydanlarına, parklara ihtiyacımız varken, neden Taksim Meydanı ve Gezi Parkı bu özelliğini kaybedecek şekilde planlanıyor ısrarla… |