IMG alt="" hspace=5 src="http://www.yapi.com.tr/Uploads/HaberMedya/2009\haberler\65794-1.jpg"
align=left vspace=5 border=0>Uluslararası mimarlık alanının en önemli
ödüllerinden biri olarak benimsenen Ağa Han Mimarlık Ödülü
tarafından düzenlenen ve organizasyonu World Architecture
Community tarafından üstlenilen iki günlük seminerin son gününde,
uluslararası mimarlık pratiği FOA’nın kurucularından Mimar Farshid
Moussavi konferans vermek
üzere Bahçeşehir Üniversitesi’ndeydi.
Seminerin katılımcı ve yöneticilerinden biri
olan Farshid Moussavi konferansa, Ümraniye Meydan,
Barselona’da Park, Leicester John Lewis Alışveriş Merkezi ve Japonya Yokohama
Uluslararası Terminali gibi çok sayıda büyük ölçekli ve karmaşık işlevli projeye
imza atan grubun işlerinden görsellerle başladı. FOA’nın mimarlık pratiğinin
kavramsal açılımlarına değinen Moussavi, “İşimizin özü, prensipleri, temeli
nedir?” sorusu üzerine uzun yıllar düşündüğünü ve artık cevabını bulduğunu
belirtti. “Prensiplere, temellere ve öze tamamen karşıyız. Bizim işimiz yalnızca
materyaller ile...” diyen Moussavi, mimarlıklarının özne-odaklı, nesne-odaklı
bir pratik olmadığını ve salt materyalist olduğunu dile getirdi. “Bize ister
ultra-materyalist ister supra-materyalist deyin” cümlesiyle, kavramsal paketlere
itimat etmediğine açıklık getiren Moussavi; özne/nesne, biçim/işlev
kutuplaşmalarının ötesinde fiziksel bir mimarlık arayışında olduklarını
söyledi.
Moussavi, mimarlığın
elbette yalnızca maddiyat/fiziksellik ile tasnif edilemeyeceğini, dış etkenlerin
de ilgili olduğunu açıkladı. Bu noktada yapıların iç-dış ilişkisini
sorguladıklarını, bunların gerçekten de birbirinden farklı şeyler olup
olmadığını irdelediklerini belirtti. Moussavi, farklı bir faktör olarak işlevin,
erken modernistler tarafından tek bir ideal biçeme endekslenmesinin de
karşısında durarak, fizikselliğin daha ziyade bir ortam ve araç (medium)
olduğunu ekledi. Çevre, kullanıcı ve yapı arasında topolojik bir karakter
izleyerek katmanlaşan bir mimarlık yaptıklarının altını çizen Moussavi,
“Fiziksel çevreyi oluşturan obje ve kişilerin diyalogu, kendi bağlamlarında
eklemlenmeleri ile yeni bir ortam oluşturuyor” dedi. Bu ilişkiyi de “içinden
dışına tasarlayarak değil”, “mevcut ağlara yalnızca yeni bir yüzeyle
eklemlenerek” gerçekleştirdiklerini belirtti.
Sunumunda ağırlıklı olarak FOA’nın
Leicester’da gerçekleştirdiği John Lewis Alışveriş Merkezi projesine yer veren
Moussavi, bu proje üzerinden kentsel ölçekten uygulama detayına, cephe
tasarımından sirkülasyon kararlarına kadar sürecin tüm bileşenlerini
katılımcılarla paylaştı. Projelerinin müşteri-mimar ilişkisi ayağına değinen
Moussavi, “Bu işe rugby’ye benzer; aynı anda hem topu tutmaya hem de
pantolonunuza sahip çıkmaya çalışırsınız” benzetmesinde bulundu. Bir internet
paylaşım portalinden de Yokohama’ya ait fotoğraflara yer veren Moussavi,
herkesin bir yapıyı ne kadar da farklı dolayımlanmalarla algıladığına işaret
ederek “Kimlikten ziyade farklılığa odaklanmalıyız” tespitinde
bulundu.
Konferans boyunca tekil örnek
üzerinden oldukça verimli bir şekilde FOA’nın karşılaştığı çok sayıda dinamiği
ve onlarla “güreşmenin” inceliklerini aktaran Moussavi, keyifli mizacıyla da
dinleyicilere hoş bir konferans deneyimi yaşattı.
|