br >
Pera'nın tarihinde Türkiye'nin ilk moda defilesi, paten ve vodvil gösterileri
de var. 'Bundan sonraki ilkler neler olacak?' soruma Pınar Kartal Timer,
"Mutfağımızdan sunumumuza kadar günümüzde diğer otellerde yapılan her uygulamayı
yeniden yorumlayacak ve otelimizde uygulayacağız. Beş çayı geleneğini Pera
Palace başlatmıştı. Şimdi pastanemizin de katkılarıyla bu saatleri yeniden özel
kılacağız. Daha açılmadan beş çayına o kadar çok talep var ki rezervasyonla
konuk kabul edebileceğiz." diyor.
'Kimler geldi, kimler geçti?' diye sorduğumda
Her biri bir anıyla anlatılacak kadar çok ünlü konuk Pera'nın misafiri olmuş
ki. Mesela işgal orduları komutanı General Harrington ile Atatürk'ün ibret
verici diyaloğu Pera Palace'ta geçmiş. Pierre Loti en çok Pera'nın manzarasını
sever, uzun saatler tarihî yarımadayı en güzel gören yerden Haliç'i seyredermiş.
1926'da film çekmek üzere ülkemize gelen Greta Garbo'nun, yönetmeni beklerken
bir Türk beyefendisiyle yoğun duygusal bir ilişki yaşadığı da biliniyor ama bu
beyefendinin kim olduğu hâlâ kocaman bir sır. Pera Palace'ta kalan konukların
isimleri bile otelin tarihî değerini ortaya koyuyor: Mata Hari, Franz Von Papen,
Edouard Herriot, İkinci Dünya Savaşı'nın ünlü ajanı Cicero, Kraliçe Elizabeth
II, Ernest Hemingway, Josip Broz Tito, Leon Trotsky, Yakup Kadri Karaosmanoğlu,
Adnan Menderes ve Falih Rıfkı Atay, Pera Palace'ta kalan ünlü konuklardan sadece
birkaçı. 1926 yılında herkesten kaçarak otelde 11 gün kalan Agatha Christie'nin
öyküsü pek çok kez yazıldı ama 411 numaralı odasının sırrı henüz çözülemedi.
Otel yönetimi, herkes 411'de kalmak isteyince ünlü yazarın odasının altı adet
benzerini hizmete sunmuş. Aynı yaklaşımı Pierre Loti odası için de
uygulamış.
Pınar Kartal Timer, Avusturya Lisesi'nin yorucu eğitiminden
geçip de 'tamam artık, okumak istemiyorum' dediğinde annesi, "Yıllar sonra neden
üniversite sınavlarına girmedim dememek için bari sınava gir." diye ısrar etmiş.
"İyi ki etmiş." diyor Genel Müdür Timer ve devam ediyor: "Avusturya Lisesi'nde
eğitim Almancadır ve fen ile matematik kavramlarının Türkçesini öğretmezler.
Buna rağmen ne kursa gittim ne de çalıştım. Tercihime hepsi Boğaziçi
Üniversitesi'nde olan altı bölüm yazdım. En başa da en çok puanla öğrenci alan
turizm otelciliği yerleştirdim. Bütün olumsuz şartlara rağmen okulu kazandım.
İlk stajımı yaparken de işime âşık oldum. 23 yıldan bu yana otel yönetimindeyim.
Bütün uluslararası zincirlerde çalıştım. En son Çırağan Kempinski'de iş
geliştirmeden sorumlu direktör olarak görev yapıyordum. Otelin girdilerini iki
katına çıkarmış bir yönetici olarak pek çok kurumdan iş teklifi alıyordum. Daha
telefonda hayır diyor, aklımı yeni işlere takmıyordum.
Yine bir iş teklif yapıldığında, ki o zaman Pera Palace kapalıydı, 'Eğer Pera
Palace'tan teklif gelirse olur.' demiştim. Aradan epey zaman geçti ve sektörden
birisi arayarak, 'Biliyorum reddedeceksin ama!' diye başlayınca yine
dinlememiştim. Bir gerekçeyle aynı kişiyle tekrar görüştüğümüzde, 'Kabul etmedin
ama teklif edilen yer Pera Palace'tı.' deyince 'Tamam!' dedim. Ertesi gün
Yönetim Kurulu Başkanımız Yavuz Kalkavan'dan şık bir davet mektubu aldım. Pera
Palace'a genel müdür değil, tam yetkili ev sahibesi arıyorlardı. Zaten sadece bu
davet bile beni cezbetti."
Tarihe sahip çıkan anlayış
Otelin satılacağını duyan İhsan Kalkavan, Pera'ya yatırımın ne kadar efektif
olduğunu ekibine sorar. Yavuz Kalkavan'dan da olumlu cevap alır. Bu karar
sonrasında 15 milyon dolar Süzer ailesine ödenir. 20 milyon dolar da Tarihî
Değerleri Koruma Kurulu'na. 15 milyon Euro ile başlanan tadilat süreci
beklenmedik zorluklar sebebiyle 23 milyon Euro'ya çıkar. Bu arada hemen otelin
karşısında yine Süzer ailesine ait Yasemin ve Baran apartmanları da daha uzun
süreli kalışlar için otel yapılmak için satın alınır.
Restorasyonun hikâyesine gelince, ayrı bir kitap olabilecek kadar ilginç.
Mesela bir ayrıntı olarak Pera Palace'ın lobisi kubbeli salon olarak anılıyor.
Bu salonda tavandaki kubbelerde fil ayağı denilen ve yuvarlak gözlerden oluşan
camlı bölümler var. Bunlar farklı büyüklükteler. Işık da bu camlardan geliyor.
Pera Palace'ın renklerini de bu kristal camlardan süzülen renkler belirliyor.
Genel Müdür Timer, bu renklerden esinlenerek otelin tüm mobilyalarını giydirmiş.
Bazı tekstil ürünleri ise özel olarak dokutulmuş. Otelin sahip olduğu antika
mobilyalar onarıldıktan sonra her yere uygun bir biçimde yerleştirilmiş.
Özellikle Chrismayer markalı antika 3 piyanonun kurtarılması, inanılmazın
gerçekleştirilmesi gibi olmuş. Herkesin umudunu kestiği piyanoları Bardakçı
kardeşler eski haline getirebileceğini söylemiş. Şimdi lobide ve piyano süitinde
eski ihtişamlı günlerine dönen enstrümanlar şık ve zarif hanımefendilerle
beyefendileri bekliyor.
|