Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Kendimi Pera Palace'ın Yöneticisi Gibi Değil, Ev Sahibesi Olarak Görüyorum

Dillere destan otel, Orient Express'in 1 Eylül 1883 yılında ilk kez İstanbul'a ulaştığı günün 127'nci yıldönümünde kapılarını yeniden açtı. Kalkavan ailesinin şehre tekrar kazandırdığı bu görkemli projeyi, otelin Genel Müdürü Pınar Kartal Timer ile konuştuk.

Zaman Gazetesi
Kendimi Pera Palace'ın Yöneticisi Gibi Değil, Ev Sahibesi Olarak Görüyorum

br >
Pera'nın tarihinde Türkiye'nin ilk moda defilesi, paten ve vodvil gösterileri de var. 'Bundan sonraki ilkler neler olacak?' soruma Pınar Kartal Timer, "Mutfağımızdan sunumumuza kadar günümüzde diğer otellerde yapılan her uygulamayı yeniden yorumlayacak ve otelimizde uygulayacağız. Beş çayı geleneğini Pera Palace başlatmıştı. Şimdi pastanemizin de katkılarıyla bu saatleri yeniden özel kılacağız. Daha açılmadan beş çayına o kadar çok talep var ki rezervasyonla konuk kabul edebileceğiz." diyor.

'Kimler geldi, kimler geçti?' diye sorduğumda

Her biri bir anıyla anlatılacak kadar çok ünlü konuk Pera'nın misafiri olmuş ki. Mesela işgal orduları komutanı General Harrington ile Atatürk'ün ibret verici diyaloğu Pera Palace'ta geçmiş. Pierre Loti en çok Pera'nın manzarasını sever, uzun saatler tarihî yarımadayı en güzel gören yerden Haliç'i seyredermiş. 1926'da film çekmek üzere ülkemize gelen Greta Garbo'nun, yönetmeni beklerken bir Türk beyefendisiyle yoğun duygusal bir ilişki yaşadığı da biliniyor ama bu beyefendinin kim olduğu hâlâ kocaman bir sır. Pera Palace'ta kalan konukların isimleri bile otelin tarihî değerini ortaya koyuyor: Mata Hari, Franz Von Papen, Edouard Herriot, İkinci Dünya Savaşı'nın ünlü ajanı Cicero, Kraliçe Elizabeth II, Ernest Hemingway, Josip Broz Tito, Leon Trotsky, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Adnan Menderes ve Falih Rıfkı Atay, Pera Palace'ta kalan ünlü konuklardan sadece birkaçı. 1926 yılında herkesten kaçarak otelde 11 gün kalan Agatha Christie'nin öyküsü pek çok kez yazıldı ama 411 numaralı odasının sırrı henüz çözülemedi. Otel yönetimi, herkes 411'de kalmak isteyince ünlü yazarın odasının altı adet benzerini hizmete sunmuş. Aynı yaklaşımı Pierre Loti odası için de uygulamış.  

Pınar Kartal Timer, Avusturya Lisesi'nin yorucu eğitiminden geçip de 'tamam artık, okumak istemiyorum' dediğinde annesi, "Yıllar sonra neden üniversite sınavlarına girmedim dememek için bari sınava gir." diye ısrar etmiş. "İyi ki etmiş." diyor Genel Müdür Timer ve devam ediyor: "Avusturya Lisesi'nde eğitim Almancadır ve fen ile matematik kavramlarının Türkçesini öğretmezler. Buna rağmen ne kursa gittim ne de çalıştım. Tercihime hepsi Boğaziçi Üniversitesi'nde olan altı bölüm yazdım. En başa da en çok puanla öğrenci alan turizm otelciliği yerleştirdim. Bütün olumsuz şartlara rağmen okulu kazandım. İlk stajımı yaparken de işime âşık oldum. 23 yıldan bu yana otel yönetimindeyim. Bütün uluslararası zincirlerde çalıştım. En son Çırağan Kempinski'de iş geliştirmeden sorumlu direktör olarak görev yapıyordum. Otelin girdilerini iki katına çıkarmış bir yönetici olarak pek çok kurumdan iş teklifi alıyordum. Daha telefonda hayır diyor, aklımı yeni işlere takmıyordum.

Yine bir iş teklif yapıldığında, ki o zaman Pera Palace kapalıydı, 'Eğer Pera Palace'tan teklif gelirse olur.' demiştim. Aradan epey zaman geçti ve sektörden birisi arayarak, 'Biliyorum reddedeceksin ama!' diye başlayınca yine dinlememiştim. Bir gerekçeyle aynı kişiyle tekrar görüştüğümüzde, 'Kabul etmedin ama teklif edilen yer Pera Palace'tı.' deyince 'Tamam!' dedim. Ertesi gün Yönetim Kurulu Başkanımız Yavuz Kalkavan'dan şık bir davet mektubu aldım. Pera Palace'a genel müdür değil, tam yetkili ev sahibesi arıyorlardı. Zaten sadece bu davet bile beni cezbetti."

Tarihe sahip çıkan anlayış

Otelin satılacağını duyan İhsan Kalkavan, Pera'ya yatırımın ne kadar efektif olduğunu ekibine sorar. Yavuz Kalkavan'dan da olumlu cevap alır. Bu karar sonrasında 15 milyon dolar Süzer ailesine ödenir. 20 milyon dolar da Tarihî Değerleri Koruma Kurulu'na. 15 milyon Euro ile başlanan tadilat süreci beklenmedik zorluklar sebebiyle 23 milyon Euro'ya çıkar. Bu arada hemen otelin karşısında yine Süzer ailesine ait Yasemin ve Baran apartmanları da daha uzun süreli kalışlar için otel yapılmak için satın alınır.

Restorasyonun hikâyesine gelince, ayrı bir kitap olabilecek kadar ilginç. Mesela bir ayrıntı olarak Pera Palace'ın lobisi kubbeli salon olarak anılıyor. Bu salonda tavandaki kubbelerde fil ayağı denilen ve yuvarlak gözlerden oluşan camlı bölümler var. Bunlar farklı büyüklükteler. Işık da bu camlardan geliyor. Pera Palace'ın renklerini de bu kristal camlardan süzülen renkler belirliyor. Genel Müdür Timer, bu renklerden esinlenerek otelin tüm mobilyalarını giydirmiş. Bazı tekstil ürünleri ise özel olarak dokutulmuş. Otelin sahip olduğu antika mobilyalar onarıldıktan sonra her yere uygun bir biçimde yerleştirilmiş. Özellikle Chrismayer markalı antika 3 piyanonun kurtarılması, inanılmazın gerçekleştirilmesi gibi olmuş. Herkesin umudunu kestiği piyanoları Bardakçı kardeşler eski haline getirebileceğini söylemiş. Şimdi lobide ve piyano süitinde eski ihtişamlı günlerine dönen enstrümanlar şık ve zarif hanımefendilerle beyefendileri bekliyor.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/kendimi-pera-palacein-yoneticisi-gibi-degil-ev-sahibesi-olarak-goruyorum_82404.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!