İzocam, Talepleri Karşılayacak Ölçüde Üretime Devam Ediyor

Koronavirüs salgını ve salgının yayılımını önlemek için alınan tedbirlerin yapı sektörüne etkilerini sektör temsilcilerine sorduk. Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, İzocam ürünlerinin hastane projelerinde kullanıldığını belirterek, “Bu dönemde özellikle hastane projelerinin taleplerini zamanında karşılayabilmemiz ülkemize duyduğumuz sorumluluk duygusunun sonucudur.” şeklinde konuştu.

Koronavirüs salgını ve salgın önlemleri sektörünüzü nasıl etkiledi?

Bu salgın tüm dünyada ve ülkemizde pek çok sektörü olduğu gibi bizim sektörümüzü de ciddi şekilde etkiledi. Yalıtım sektörü inşaat sektörüne paralel ilerleyen bir sektör.  Nisan ayının sonu itibariyle başlayan bir yavaşlama görüyoruz, bu yavaşlama yalıtım sektörünü etkileyecektir.

İzocam özelinde baktığımızda, sektörümüzde yer alan bazı şirketler üretim faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldılar. Biz ise son aylarda iyi bir satış ivmesi yakaladık. Şu anda gelen talepleri karşılayacak ölçüde üretimimize devam ediyoruz.

Ticari faaliyetler ve üretim faaliyetleriniz ne durumda?

Ülkemizin geleceği açısından iş yaşamının devam etmesi, ürün ve hizmetlerin devamlılığının güvenli bir şekilde sağlanması büyük bir önem arz ediyor. Bu süreçte de hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Sektör öncüsü bir marka olarak, ülkemizin geleceği için bu sorumlulukla hareket ediyor ve sağlık açısından gereken önlemleri en üst düzeyde tutarak üretim ve ticari faaliyetlerimizi kesintisiz şekilde devam ettiriyoruz. Zaman zaman üretim programımız ile stoklarımızı inşaat sektörünün ve piyasanın durumuna göre düzenleyerek kolay şekilde piyasa koşullarına adapte olabiliyoruz.

Şu an İstanbul Atatürk Havalimanı Sahra Hastanesi’nde İzocam Tekiz Taşyünü Çatı Panelleri kullanılıyor. Diğer taraftan Ankara Keçiören Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 100 yataklı ek bina projesinin iklimlendirme sistemi için İzocam Optiflex temin ettik. İzocam’ın malzemeyi istenen zamanda verebilmesi projelerin zamanında bitmesi için çok önemli. Bu dönemde özellikle hastane projelerinin taleplerini zamanında karşılayabilmemiz ülkemize duyduğumuz sorumluluk duygusunun sonucudur.

Çalışan sağlığı ile ilgili ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Sizin alınmasını önerdiğiniz tedbirler neler?

Covid-19 salgının belirtileri daha henüz ülkemizde tespit edilmeden önce, İzocam olarak, bu konuyla ilgili birçok önleyici tedbir almaya başladık ve önlemlerimizi kademeli olarak arttırdık. Bu tedbirlere tüm İzocam çalışanlarının hassasiyet göstermesi ve şirketin İş Sağlığı ve Güvenliği anlayışına yakışır şekilde uyum sağlaması, sürecin daha rahat geçmesini sağlıyor.

İlk uygulamamız Şubat ayı başında yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimizi özel izin ile gerçekleştirmeye başlamak oldu. Şubat ayında çalışanlarımız, bayilerimiz, tedarikçilerimizle çeşitli platformlarda bir araya gelerek bilgileri düzenli olarak paylaşmaya devam ettik.

İSG vizyonumuzun en önemli iletişim araçlarından biri olan ‘Güvenlik Molaları’nda Mart ayı başından itibaren Covid-19 farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalar yürüttük.

Yurtdışından gelen çalışanlarımız için 14 gün karantina kuralını hemen devreye aldık. Tesis ve merkez ofislerimizde günde iki defa ateş ölçümü almaya başladık. Merkez ofisimize ve tesislerimize, Bölge Satış Müdürlük Ofislerimize dezenfektanlar temin ettik ve uygulama ile ilgili çalışanlarımızı bilgilendirdik. Ofis ve alan temizlikleri esnasında kullanılan malzemeleri de bu kapsamda değiştirdik. Ofis ve tesislerimizdeki ortak alan ve ıslak zemin alanlarında temizlik sıklığını artırdık.

Koordinasyon ve iletişim gücünü artırmak için kriz iletişim masası oluşturduk ve işbirliği gücümüzü de bu sayede artırmış olduk.

Türkiye’de vakaların görülmeye başlamasıyla birlikte, Sağlık Bakanlığımızın yönergeleri ve salgın hastalıkla ilgili İzocam Acil Durum Eylem Planı çerçevesinde tedbirlerimizi artırarak sürdürdük. Ofis işyerleri ağırlıklı olmak üzere evden çalışma düzenine geçtik, yüz yüze toplantılar yerine dijital platform üzerinden yapılan toplantılarla işlerimizi sürdürdük. Hijyen kurallarını tam olarak uygulayamayacak fiziki engelleri bulunan engelli çalışanlarımıza idari izin verdik. Tüm çalışanlarımızla bağışıklığı artırıcı beslenme tavsiyeleri ile ilgili bir doküman paylaştık. Salgın süresince çalışanlarımızın evlerine, hem kendi hem de aile bireylerini korumaları için yeterli miktarda dezenfektan ve maske gönderdik.

İşyerine ulaşım amacıyla kullanılan servislerin doluluk oranlarını sosyal mesafe koşullarına uygun hale getirdik ve özel dezenfektanlar ile hijyen koşullarını artırdık. Tesislerimizde günde 2 kez ateş ölçümü, sosyal mesafeyi koruyan düzenlemelerimiz ile ilgili farkındalık artırıcı faaliyetlerimiz ise aralıksız devam ediyor.

Salgının ve dolayısıyla salgına yönelik tedbirlerin uzaması/artması durumunda sektörün nasıl etkileneceğini, hem çalışan sağlığı hem de ticari ve üretim faaliyetleri açısından ne gibi ekstra tedbirler alınabileceğini öngörüyorsunuz? 

Biz zaten salgına karşı İSG alanında yukarıda da sıraladığımız gibi pek çok sıkı tedbir alıyoruz, ayrıca çalışanlarımıza yönelik haftalık gelişim fırsatlarımız sürüyor; çalışanlarımızı sosyal medyada konuyla ilgili farkındalık süreçlerine dâhil ediyoruz ve konuyla ilgili hem çalışanlarımızı hem de toplumu ilgilendirebileceğini düşündüğümüz çeşitli videolar yayınlıyoruz. Ayrıca çalışanlarımıza moral desteği vermek üzere video konferans ya da telefon üzerinden görüşmeler yapıyoruz.

Salgının ülkemizde düşüşe geçtiğini görerek seviniyoruz. Alınan önlemler sayesinde her geçen gün vaka sayıları azalıyor. Bu düşüş sürecinin devam etmesi hepimiz için son derece önemli. Salgının uzaması veya artması durumu tüm toplumun ve tabii çalışanlarımızın da sağlığını daha fazla tehdit eden bir durum yaratır. Bu çerçevede İzocam olarak şimdiye kadar olduğu gibi yine Sağlık Bakanlığımızın ve diğer yetkili kurumların önerileri çerçevesinde ek önlemleri hiçbir ihmale meydan vermeden alacağız.

Böyle bir durumun yaşanması iktisadi açıdan ülkemiz ve sektörümüz için çok zorlayıcı olur. Salgın sonucu yaşanan ortamda talep daralması kaçınılmaz olduğundan salgının uzaması veya ağırlaşması ülkemiz ekonomisini yavaşlatabilir. Bu durumda devlet tarafından destekleyici ek tedbirlerin alınması gerekebilir. Şirketler de kendi içlerinde süreci en az hasarla atlatabilmek için birtakım düzenlemeler yapabilir. Şirketlerin alacağı önlemler, böyle bir sürecin yaşanması durumunda ortaya çıkacak yeni ekonomi politikalarına göre şekillenecektir.

Salgın sonrası ekonominin, ticari faaliyetlerin ve sektörün normale dönüş süreci ile ilgili öngörüleriniz nelerdir?

Salgının tüm dünyada ve ülkemizde ekonomik ve ticari etkileri olması bekleniyor. Yaz aylarında normalleşmenin başlamasıyla ekonomik ve ticari faaliyetlerin çok hızlı bir şekilde gelişme göstereceğini öngörebiliriz. Salgının çok uzun bir döneme yayılması halinde ise hem ülkemiz hem de global ekonomide kalıcı hasarlar olabileceğinden normale dönme uzun sürebilir.